ABD Dışişleri Bakanı Pompeo İran Rejimi Muhalifi Alinejad ile Görüştü

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo İran Rejimi Muhalifi Alinejad ile Görüştü
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 4 Şubat Pazartesi günü İran rejimi muhalifi Mesih Alinejad’la görüştü. Bu görüşme, İran ile ABD arasında yaşanan kriz döneminde Washington’daki yetkililerin İran’a yönelik planlarıyla ilgili tartışmaları hararetlendirmiştir. ABD Dışişleri Bakanlığı, görüşmede Pompeo’nun Alinejad’ı “İran halkının sesi” olmasından dolayı takdir ettiğini açıkladı. Alinejad ise “İran halkının büyük kısmının mevcut rejime karşı olduğunu” savunarak ABD’li yetkililerinden muhalif seslere kulak verilmesi talebinde bulunduğunu belirtti.

1976 yılında İran’ın Mazenderan eyaletine bağlı Babol’da muhafazakâr bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Alinejad, 1999’de gazetecilik hayatına başladı. Şark ve İtimad-i Millî gibi reformistlere yakın gazetelerde çalışan Alinejad bir dönem yine reformistlere yakın bir medya kuruluşu olan ILNA haber ajansının parlamento muhabiri olarak görev yaptı. 2005 yılında milletvekillerinin yıl sonu ikramiyeleriyle ilgili yaptığı bir haber sebebiyle parlamentodan uzaklaştırılan Alinejad, daha sonra dönemin Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’la ilgili İtimad-i Millî gazetesinde yazdığı bir köşe yazısından dolayı muhafazakârların eleştirilerine hedef oldu. Bu gelişmelerin ardından çalışma alanı giderek kısıtlanan Alinejad, ilk olarak İngiltere’ye ardından da ABD’ye yerleşti ve rejim karşıtı olmasının yanı sıra kadın hakları aktivisti olarak da ün kazandı.

Alinejad, Mayıs 2014’te Facebook üzerinden “Gizli Özgürlükler” adıyla İran’da zorunlu örtünme uygulamasına karşı bir kampanya başlattı. Bu kampanya, zorunlu örtünmeye karşı olan kadınları kamusal alanda gizlice başörtülerini açarak kayda aldıkları görüntüleri paylaşmaya davet ediyordu. Alinejad 2017 yılında yine sosyal medya üzerinden bu defa “Beyaz Çarşambalar” eylemini başlattı. Devrimden sonra ilk kez görülen bir sivil itaatsizlik örneği olan eylemin yayılması üzerine eyleme destek veren bazı kadınlar göz altına alındı. Eylemciler bu duruma tepki olarak resmî ya da sivil güvenlik güçlerinin tutumunu ifşa etmek için “Kameram Silahımdır” sloganıyla tutuklanma anlarının kaydedilerek paylaşılması çağrısında bulundu.

Alinejad’ın kadın hakları alanındaki faaliyetleri İran’da belli bir kesim arasında destek bularak toplumsal yaşamda belli ölçülerde etki bıraktı. Uluslararası medya, insan hakları örgütleri vb. kurum ve teşkilatların desteklediği bu faaliyetler, İran’daki muhafazakâr çevrelerin ise tepkisine neden oldu. Ancak tepkiler bununla sınırlı kalmadı. Alinejad, rejim karşıtı faaliyette bulunduğu ve Nergis Muhammedi ve Nesrin Sutude gibi ceza evinde olan diğer kadın aktivistleri desteklemek yerine kendisini öne çıkarmaya çalıştığı gerekçesiyle reformistler tarafından da eleştirildi.

Pompeo-Alinejad Görüşmesi Ne Anlama Geliyor?

Nükleer anlaşmadan çekilerek İran’a karşı ağır yaptırımlar devreye sokan ABD, Tahran’ı müzakere masasına oturtarak yeni bir anlaşma imzalamak için yaptırımları daha da ağırlaştıracağını bizzat Başkan Trump’ın dilinden duyurdu. Ancak anlaşılan o ki Trump’ın yeni İran stratejisi, yaptırımlarla sınırlı kalmayacak ve rejim karşıtı unsurlara destek vermeyi de kapsayacaktır. Pompeo’nun Alinejad’la görüşmesi, Trump hükûmetinden üst düzey bir yetkilinin ilk defa İran karşıtı bir figürle bir araya gelmiş olması açısından önemidir. Bununla beraber İran İnsan Hakları Aktivistleri (Human Rights Activists in Iran) Örgütünün yurt dışındaki sözcüsü ve diğer bir rejim muhalifi olan Ahmed Batıbi de Alinejad’dan sonra 6 Şubat günü Beyaz Saray’da katıldığı bir etkinlik vesilesiyle Trump ve yardımcısı Mike Pence’le görüştüğünü açıkladı. Dolayısıyla 13-14 Şubat tarihlerinde Varşova’da düzenlenecek olan “Orta Doğu’da Barış ve İstikrar” başlıklı İran karşıtı konferansın arifesinde, Trump yönetiminin İran’a yönelik baskıları artırmaya dönük yeni bir atılım içinde olduğu anlaşılmaktadır. Trump yönetiminin attığı siyasi adımlar dışında, ABD’nin İran’ı yeni bir anlaşma için masaya oturtma çabasının mevcut koşullarda uluslararası camiada daha çok “insan hakları aktivisti” olarak bilinen Alinejad ve Batıbi gibi medyatik figürlerle yapılan görüşmelerle sınırlı kaldığı görülmektedir. Bir sonraki aşamada ise bu çabaların, İran’a karşı siyasi veya silahlı mücadele veren gruplarla yakınlaşmayı kapsaması da olasıdır.