ABD Yaptırımlarıyla İlgili Yeni Gelişmeler

ABD Yaptırımlarıyla İlgili Yeni Gelişmeler
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Geçtiğimiz hafta ABD tarafından İran’a uygulanan yaptırımlarla ilgili iki önemli gelişme oldu. Bu gelişmelerden ilki ilaç ve gıda ticaretiyle ilgili uluslararası para transferinin şeffaflaştırılmasına yönelikti. Diğeri ise Körfez bölgesindeki altı ülke ile ABD’nin bir araya gelerek İran’a yaptırım uygulanması konusunda ortak bir adım atmasıydı.

ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımlar hukuki açıdan gıda ve ilaç ticaretini kapsamamaktadır. Ancak gıda ve ilaç kategorisindeki ürünleri İran’a ihraç eden işletmelerin ve bu işletmelerin ticaretine aracılık eden bankaların yaptırımlardan çekinmeleri birtakım sorunlara sebebiyet vermektedir. İran’ın bazı ithal ilaçları tedarikinde sıkıntılar yaşaması dikkatleri bu konuya çekmekte ve bu nedenle ABD’nin tek taraflı uyguladığı yaptırımlar (en azından ilaç ve gıda konusunda) uluslararası arenada ciddi şekilde eleştirilmektedir. Bu bağlamda meydana gelen sorunların çözüme kavuşturulabilmesi için ABD Dışişleri Bakanlığı ile Hazine Bakanlığının ortaklaşa hazırladığı bir mekanizma 25 Ekim’de devreye sokulmuştur. ABD tarafından yapılan resmî açıklamaya göre bu mekanizmanın amacı İran’a gıda ve ilaç ticaretini kolaylaştırmaktır. Kapsam bakımından uluslararası para transferinin bu tür mallar için şeffaflaştırılmasının ve kolaylaştırılmasının amaçlandığı dile getirilmektedir.
Washington’un Tahran’a uyguladığı sert ekonomik yaptırımlara rağmen ABD yönetimi gıda, ilaç ve diğer insani ihtiyaçların ticaretine herhangi bir sınırlama getirilmediğini birçok mecrada vurgulamıştır. Ancak uygulamada durum oldukça farklı bir şekilde ilerlemektedir. Daha önce İran’a bu tür ürünleri ihraç eden birçok firmanın bu faaliyetlerini sürdürmediği gözlemlenmektedir. Bu duruma sebep olan en önemli nedenlerden biri, bu tür malların ticaretini yapan şirketlerin İran’dan para transferinde yaşadığı sorunlardır. Benzer şekilde insani yardıma odaklı bazı devlet dışı örgütlerin de İran’daki operasyonlarıyla ilgili para transferinde ciddi sorunlar yaşadığı dile getirilmektedir.

25 Ekim cuma günü ABD Hazine Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığının ortak çalışmasıyla ortaya koydukları yeni mekanizma gıda ürünleri ile ilaç ticareti yapan şirketlerin İran’dan para transferi yapmalarına aracılık edecek bankaların bir tür denetim mekanizması içinde bu işlemleri yapmasını sağlamaya odakladır. Yeni mekanizmayla İran ile yapılan ticarette aracılık yapan ya da yapmayı planlayan bankalar ABD Hazine Bakanlığının yaptırımları yürütmekle görevli birimi olan Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi (Office of Foreign Asset Control - OFAC) birimine başvuracaktır. Bu tür işlemlerde aracılık yapmak isteyen bankalar; transfere konu olan ticari işlemin konusu, ticari işlemin tarafları, ticari işlem için tahakkuk edecek para miktarını içeren bir başvuru yapmaları gerekmektedir. Bu başvuruda ise oldukça detaylı bilgi talep edilmektedir. Detaylı bilgi talebinin amacı gıda ve ilaç ticareti gerekçe gösterilerek yaptırımların bypass edilmesinin önüne geçilmesidir. Başvuruyu inceleyen OFAC, aracılık isteğinin yaptırımlarla çelişmediğini kabul ederse başvuru yapan bankaya Güvence Mektubu verecektir. Güvence Mektubu temelde bankanın bu tür işlemlerde aracılık yapmaktan dolayı ileride hukuki bir soruşturma yaşamamasını güvence altına almaktadır.

Bazı gözlemcilere göre bu mekanizma zaten durma noktasına gelen ticaret akışını daha da olumsuz etkileyecektir. Ayrıca bu adımın, Avrupa ülkelerinin İran’ı Nükleer Anlaşma’da tutmaya yönelik adımlarını sekteye uğratacağı da ifade edilmektedir. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif sosyal medyada paylaştığı açıklamada söz konusu adımın İran halkına yardım etmekten ziyade ABD’nin bilgi toplamasına hizmet edecek bir mekanizma olacağını vurgulamıştır. Yaptırımlar hakkında oldukça sert bir dil kullanan Zarif, ABD tarafından uygulanan yaptırımların, İran halkı aleyhine yürütülen ekonomik bir terör eylemi olduğunu da belirtmiştir.

Yaptırımlarla ilgili ikinci husus Körfez bölgesi ülkelerinin ABD yaptırımlarını desteklemek için attığı adımdır. ABD Hazine Bakanlığı 30 Ekim’de yayımladığı bildiride Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, BAE ve Suudi Arabistan’la birlikte hareket etmek suretiyle İran ile bağlantılı 21 kurum ve dört kişiyi direniş gruplarıyla irtibatlı olduğu gerekçesiyle yaptırım listesine aldığını bildirdi. Mayıs 2017’de ABD, Suudi Arabistan, Kuveyt, Umman, Bahreyn, Katar ve BAE’nin üyesi olduğu Terör Finansmanı Tespit Merkezi (Terrorist Financing Targeting Center - TFTC) kurulmuştur. 30 Ekim’de bu TFTC tarafından alınan karar ile İran’ın bölgede yürüttüğü bazı faaliyetlerle iltisaklı olduğu iddia edilen 21 tüzel kişi ile dört gerçek kişi yaptırım listesine alındığı bildirilmiştir. Yaptırım listesinde yer alan kişilerin TFTC üyesi ülkelerdeki: (1) Tüm mal varlıklarının dondurulacağı ve (2) TFTC üyesi ülkelerdeki gerçek ve tüzel kişilerin bu listede yer alan kişilerle ticari ilişki kurmaları yasaklanmıştır.

Trump yönetimi, 8 Mayıs 2018’de Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak bilinen Nükleer Anlaşma’dan çekildiğini açıklamıştı. Avrupa ülkeleri, gıda ve sağlık sektörlerinde İran ile Avrupa şirketlerinin yaptıkları ticareti sürdürebilmeleri için INSTEX adında bir mekanizma kurmuştu. Ancak şu ana kadar bu mekanizma sağlıklı bir şekilde çalışmadı. İran’a özellikle bazı ilaçların ihracatında yaşanan sıkıntılar ve bu nedenle İran halkının zarar gördüğüne yönelik yapılan haberler uluslararası kamuoyunda tepki çekmişti. ABD yönetiminin 25 Ekim’de devreye soktuğu bu mekanizma bu sorunları çözmeyi amaçladığını söylese de İran tarafı bu adımın İran halkının ithal ilaçlara erişiminin kolaylaştırılmasından ziyade ABD’nin bilgi toplamasına hizmet edeceğini söylemektedir.

Yaptırımlar konusunda 30 Ekim’de altı Körfez ülkesi ile ABD tarafından kurulan TFTC bir karar alarak İran’da mukim 21 şirket ile dört gerçek kişiyi yaptırım listesine aldığını duyurdu. Bu kararın siyasi yönü yaptırım yönünden daha güçlüdür. Bu adım ile Körfez ülkeleri yaptırım konusunda ABD’nin yanında olduklarını deklere etmiş oldular.