Demokrat yönetimin, İran’ın füze teknolojisi ya da bölgesel etkinliği konusundaki tutumu en az Cumhuriyetçiler kadar hassasken aynı zamanda insan hakları gibi konuları da gündemlerine alacakları düşünülüyor.
Petrol ve doğal gaz konusunda enerji devi olan ABD’nin seçeceği enerji politikasıyla İran’ın doğrudan etkilenmesi veya daha olumlu bir dönem geçirmesi ihtimal dâhilindedir.
Venezuela’nın, İran’a uygulanan BM silah ambargosunun ekim ayında kalkmasından sonra İran’ın uluslararası arenada silah ticareti yapabileceği birkaç ülkeden biri olması iki ülkenin ilişkileri açısından önemlidir.
Mevcut baskılara rağmen aralarındaki bağları koparmama konusunda ısrarlı bir yaklaşım sürdüren İran ve Hindistan, karşılıklı ilişkilerinde gerileme dönemine tanık olmaktadır.
İran’ın, Irak’taki hâkim gücüne darbe vurmak Trump’ın son haftalarını geçirdiği seçim kampanyasında kendi lehine bir durum olabilir.
Şeriatmedari’nin Sistani’ye yönelik eleştirisi, görüşme haberlerinin çevirisindeki bir yanlış anlaşılmadan ziyade Şii siyasi fıkhındaki iki yaklaşım arasında süregelen rekabetten kaynaklanıyor.
İran’ın büyüklüğü, nüfusu, Şiilik formülasyonu ve Arap devletlerindeki eylemleri tarihsel olarak BAE’nin stratejik düşüncesini etkilemiştir.
Bu coğrafyadaki kültürel birikimin toptancı bir şekilde, doğruluğu tartışmalı “Aryan Teorisi” üzerinden İran’ın hanesine yazılması izaha muhtaçtır.
Trump’ın Nükleer Anlaşma öncesi uygulamalara geri dönmesi, yönetim değişikliği yapmak veya Tahran’ın davranışlarını değiştirmek istediği anlamına geliyor.
Avrupa’nın İran siyasetinde öncelikli hedefi Nükleer Anlaşma’yı korumaktır ve bu durum, ABD Başkanlığına Biden veya Trump’ın gelişiyle de birdenbire değişmeyecektir.
İran’ın; Irak, Suriye ve Lübnan gibi ülkelerdeki nüfuzu zayıflarsa önüne çıkan en iyi seçenek Türkiye ile Suriye konusunda anlaşmaktan geçiyor.
İran’ın hızla Batılılaştığı bir zaman aralığında Franklin Yayınevi Tahran Şubesi, Amerikan kültürünün geniş kitleler tarafından tanınmasına kapı aralamıştır.