İran basınında geçtiğimiz hafta, Duhok’ta Türkiye’ye karşı yürütülen kirli operasyonun yanında ülke genelinde yaşanan sel felaketi ve %95’i kuruyan Urmiye Gölü irdelenmiştir.
Birçok uzman savaş nedeniyle riske giren Rus kaynaklarına alternatif olarak İran doğal gazını vurgulasa da böyle bir durum gerçekçi değil.
Viyana anlaşması İran içi güç dengelerini etkileyecek olmasına rağmen asıl etkisi bölgesel politikalar konusunda olabilir.
Yaklaşık 60 ülke temsilcisinin katılımıyla gerçekleşen toplantı, Afganistan’ın içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik krizi aşmak için önemli bir adımdır.
Yaptırımlar sebebiyle İran, yoğun diplomatik faaliyetlere rağmen çeşitli ülkelerden borçlarını tahsil edememektedir.
Japonya, Orta Doğu’da ABD-Çin rekabetini fırsata çevirerek İran, İsrail ve Irak gibi bölge ülkeleri ile iş birliğini artırmaya çalışmaktadır.
İran, BM Genel Kurulundaki oy hakkını, iki yıldır ödenmemiş borçları nedeniyle geçici olarak kaybederken Tahran yönetiminin hedefinde ABD ve yaptırımları var.
İran’da yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin nihai sonucunun, İran’ın çevre sorunlarının geleceğini belirlemede doğrudan bir rolü bulunurken bu sorunların, seçimlerin sonucunu belirlemedeki etkisi henüz oldukça sınırlıdır.
Joe Biden’ın yönetimi devralmasıyla birlikte ABD’nin Nükleer Anlaşma’ya dönebileceği sinyalleri Çin’i, İran ile olan ilişkilerini artırma yönünde teşvik etmiş görünüyor.
Tankerin alıkonulmasında görünür sebep olarak çevre kirliliği yarattığı belirtilse de Tahran’ın bu eyleminin arkasındaki gerçek amaç, bloke edilmiş parasının serbest bırakılmasını sağlamaktır.
Hindistan tarafından Suudi Arabistan ve BAE’ye gerçekleştirilen ilk askerî ziyaret, İslamabad’ın, Tahran-Riyad arasında yürütmeye çalıştığı denge politikasını gözden geçirmesine yol açabilir.