Çin’in ara buluculuğunda gelişen İran ve Suudi Arabistan arasındaki diplomasi girişimi, bölge dinamiklerinin tetiklediği ve Çin’in bunu avantaja çevirdiği bir sürecin sonucudur.
İran’ın birçok şehrinde kız okullarında gerçekleşen zehirlenme vakalarının üzerinden 100 gün geçmesine rağmen henüz kimler tarafından gerçekleştirildiğine dair resmî bir açıklama yapılmamış olması tepki çekmektedir.
İsmailzehi, İran’ın iç ve dış siyasetindeki önemli meselelere dair resmî ideolojiyle örtüşmeyen siyasi açıklamaları nedeniyle yönetimle sorunlu bir ilişkiye sahip olmuştur.
İnternet bağlantısının kesilmesi nedeniyle yaklaşık 10 milyon İranlının işletmesinin risk altında olduğu ve İran'ın GSYH'sinin yaklaşık %7'sinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu söylenebilir.
Emini’nin ölümünden sonra yaşanan protestolarla birlikte üst düzey yönetimde gerçekleşen bazı atamalar ve görev değişiklikleri, müesses nizamın geri adım atmayacağı hususunda ipuçları vermektedir.
Ankara-Şam, Şam-Abu Dabi ve Riyad hattında süren normalleşme adımlarını kaygıyla takip eden Tahran, gelişmelerin 12 yıldır Suriye’de oluşturduğu nüfuzuna nasıl yansıyacağı sorusunun cevabını arıyor.
İran’ın; Rusya ile artan askerî iş birliği ve Nükleer Anlaşma’nın canlandırılmasına dair isteksizliği, Avrupa başkentlerinin daha sert tedbirler almasını gündeme getirmektedir.
Hamenei, Batılı devlet ve siyaset modelleriyle bu doğrultudaki gelişme ve kalkınma tezlerine karşı olduğunu dile getirdiğinden reformcu dinamiklerin demokratikleşme yönündeki sistem değişikliği taleplerini reddedecektir.
İran’da devrim ve sonrası sürece bakıldığında, toplumsal fay hatlarının halen hareketine devam ettiğini ileri sürmek yanlış olmaz. Daha önceden on senede bir gerçekleşen toplumsal protestoların aralığının sıklaştığı ve 2-3 yılda bir gerçekleştiği görülüyo
İran'da döviz kurundaki artışta; sermaye çıkışı, ticari talepteki artış ve son dönemdeki protestoların yarattığı belirsizlik gibi faktörlerin yanında İran dışındaki gelişmeler de etkili olmuştur.
Tahran’ın konferanstaki stratejik önemini vurgulayan İran basını; konferans çerçevesinde gelişen KOEP’in ihyasında nispeten müspet, Tahran-Riyad ilişkilerinde ise Suudi Arabistan’ı suçlayıcı bir perspektif sunmaktadır.
BM İnsan Hakları Konseyinin kararı; uluslararası toplumun, İran’daki insan hakları ihlalleri iddialarının araştırılması ve protestocuların haklarının korunması yönünde attığı ilk önemli adımdır.