Sincar Anlaşması’nın ilanının ardından KCK/PKK ve İran destekli milis gruplardan gelen açıklamalar, bu Anlaşma’nın tümüyle reddedildiği bir tutum ortaya koymuştur.
İran’ın söz konusu taktiksel değişimi nihai olarak Türkiye’nin, Irak’ın kuzeyindeki terörle mücadele harekâtlarına yönelik karşıt tutumun sonuçsuz kalması dolayısıyla gelişmektedir.
Muslih gibi nüfuzu yüksek bir Haşdi Şabi komutanının tutuklanması, 10 Ekim 2021 tarihinde düzenlenecek Parlamento seçimleri için Kazımi’nin elini güçlendirebilir.
“İtaatsiz milisler” söylemi, yeni bir meydan okuma mı yoksa meşrulaştırma mı?
Haşdi Şabi, siyasi ve stratejik nedenlerin yanı sıra Curf el-Sahar’daki varlığını dinî mitlerle ilişkilendirerek bölgeyi kendisi için bir üs hâline getirdi.
Jeopolitik güvenlik sorunları ve hükûmet öncülüğünde etkin bir ulusal uzlaşının sağlanamaması sonucu, Ezidilerin varlık krizi ve geri dönüş ikilemi sürüyor.
Eğer İran politika değişikliğine giderek ABD’nin Suriye’de yaptığı gibi Irak’ta PKK’nın hamiliğine soyunmayı düşünüyorsa bu durumun etkileri stratejik boyutta olacaktır.
Bölgede pek çok farklı aktörün söz konusu ilgi düzeyiyle takip ettiği Pençe-Kartal 2 harekâtı, özellikle Irak düzleminde iki aktörün daha yoğun bir dikkat ve aynı zamanda endişeyle bu süreci takip etmesine de yol açtı.
Dinî gerekçelerle ortaya konan planın asıl hedefleri arasında, Akdeniz’e ulaşmak ve Türkiye ile Sünni Araplar arasında bir bariyer oluşturmak olduğu söylenebilir.
Kazımi’nin bölgesel ilişkileri yöneterek Irak’ta gün geçtikçe artan sosyoekonomik problemlere dair geniş halk kesimlerine bir umut vermesi gerekiyor.
4 Kasım 2020'de, PKK’nın Irak’ın kuzeyindeki Gare kampı yakınlarında KDP güçleri ile çıkan çatışmada 1 peşmergenin hayatını kaybetmesi uzun bir süredir devam eden PKK-KDP gerilimini yeni bir safhaya taşıdı.