İran’ın; Irak Kürt bölgesine yönelik saldırıları doğrudan üstlenmesi ve asimetrik saldırılarla birlikte konvansiyonel eğilimlere yönelmesi, İran güvenlik doktrininde meydana gelen mecburi değişimlere işaret etmektedir.
Geçmişte İran-Avrupa arasında Rüşdi meselesi ve Mikonos suikastı kriz yaratmışsa da Avrupa, tercihini diplomasiden yana kullanmıştır. Bugün de Nükleer Anlaşma’yı kurtarmak amacıyla benzer bir eğilimdedir.
Müesses nizam, mevcut politikalarından ödün vermemekte kararlı gözükmekte ve şahlık rejiminin gösterdiği zaafın sistemin devrilmesine mal olduğu deneyiminden yola çıkarak bu kararlılığını sürdüreceğinin altını çizmektedir.
Emini protestoları ve protestolara karşı yönetime destek yürüyüşlerinin yanında İran’ın Kuzey Irak operasyonu, Rıdvan adlı yeni balistik füzenin sergilenmesi ve DYTK’ye yeni üyelerin atanması irdelenmiştir.
Müesses nizam destekçileri tarafından; protestoların planlı bir senaryo olduğu, Devrim düşmanları tarafından organize edildiği, gösterilere öncülük edenlerin arasında HMÖ’nün eğittiği şahısların bulunduğu iddia edilmektedir.
Hâlihazırdaki perakende gösteriler büyüme kapasitesine sahipse de yönetimin bunun önünü alma kabiliyeti bulunuyor.
İran gazetelerinde geçtiğimiz hafta; Mehsa Emini olayı, Semerkant’taki ŞİÖ Zirvesi, Azerbaycan-Ermenistan çatışması, Arnavutluk’un İran’la diplomatik ilişkileri kesmesi ve ABD’nin İran İstihbarat Bakanlığına yaptırımı irdelenmiştir.
Irak’taki son gelişmeleri irdeleyen İran basını, tırmandırma stratejisiyle hareket eden Sadr’ın “başarısızlığını” vurgularken Ayetullah Hairi’nin, Irak-İran Şiiliği mücadelesini başka bir boyuta eviren hamlesini öne çıkarmıştır.
İran’dan sporcu göçü, henüz yüksek seviyede olmasa da yükseliş seyrinde olup en fazla tekvando, satranç, güreş, judo ve jimnastik gibi branşlarda görülmektedir.
İran basını, nükleer müzakerelerde nihai anlaşmaya varma konusunda iyimser bir tablo çizse de bazı muhafazakâr gazeteler, ideolojik ve radikal zeminde süreci eleştirmektedir.
İsrail’in gösterdiği agresiflik ve diğer gelişmeler alt alta konulduğunda İran’ın nükleer silah yapmaya oldukça yaklaştığını söylemek mümkündür.