ABD hedeflerine saldırı istihbaratı alındığı bahanesiyle İran’ın en önemli iki saha adamını öldüren Trump’ın, İran’ın ciddi bir karşılığı durumunda bahsettiği 52 hedefi vuracağından Tahran’da kimsenin şüphesi kalmamış durumda.
Süleymani suikastının olası stratejik sonuçlarının yanı sıra bu eylemin ABD iç hukuku bakımından meşru olup olmadığı ABD iç siyasetinde tartışılmaya devam etmektedir.
Yapılan görüşmede birçok dışişleri bakanının ortak kanaati Nükleer Anlaşma’ya İran ile birlikte bağlı kalmak oldu.
Türkiye, son dönemlerde Irak’ta ABD-İran arasında yaşanan açık çatışmadan rahatsızlık duymaktadır.
Trump, Tahran-Washington arasındaki problemlere esaslı bir çözüm getirmekten ziyade başkanlık seçimleri öncesi önemli bir dış politika başarısı elde etmeye çalışmaktadır.
Türkiye, “Rusya ile diyalog” ile NATO’nun ortak güvenlik politikaları arasında bir denge kurmaya çalışmaktadır.
İran’daki toplumsal gerilim, büyük meydan okumaların önünü almak maksadıyla kontrollü bir şekilde boşaltılmıyorsa sokağa çıkmakta genelde çekimser davranan İran toplumu için psikolojik barikatların artık yıkıldığı anlaşılmaktadır.
Trump yönetimi, Orta Doğu için orta ve uzun vadeli bir strateji belirleyene kadar ABD’nin Kürtlere yönelik kısa ve orta vadede farklı bir politika içerisine girmeyeceği beklenebilir.
Osmanlı tarihi ile ilgili yaptığı araştırma ve çevirilerle tanınan, İran’daki Osmanlı tarihi araştırmalarının öncüsü kabul edilen Vahab Veli hayatını kaybetti.
AB kendi iç meselelerine odaklandığından Orta Doğu’da artık organize bir şekilde hareket edememekte ve bu durumda oyun kurucu rolünü de yitirmektedir.
İran basınında geçtiğimiz hafta öne çıkan haberler
ABD’nin genellikle NATO müttefikleri ve İsrail’le sınırlandırdığı “meşru müdafaa hakkına” yönelik desteği Hindistan’a da vermesi oldukça ender görülen bir durumdur.