Süleymani suikastında İsrail’in de bir rol üstlendiğinin ortaya çıkması; İsrail’in, İran ile yaşadığı 40 yıllık gerginlikte, hanesine önemli bir puan yazılması anlamına gelmektedir.
Orta Doğu’nun değişen dengeleri, Suudi Arabistan’ın dış politikasını değişime zorlamaktadır.
Viyana’da sürdürülen görüşmelerin olumlu bir şekilde somut bir anlaşmaya dönüşmesi durumunda döviz kurunun, 16.000-18.000 tümen bandına çekileceği tahmin edilmektedir.
Yaklaşık bir aydır devam eden ABD-İran arasındaki dolaylı görüşmelere yönelik gelen son açıklamalar, müzakerelerdeki ihtilafın derinliğine işaret etmektedir.
Biden’ın sözde soykırım açıklaması, önemli bir Ermeni nüfusa sahip olan İran basınında da yakından takip edildi.
ABD Senatosunun İran karşıtı lobi faaliyetlerinin etkisi altına girmesi ve İran’ın, Biden yönetimi ile karşı karşıya gelmesi yüksek bir olasılık olarak belirmektedir.
Yaptırımların bu denli zorladığı İran’da, diğer ekonomik göstergelerde olduğu gibi döviz rezervlerinde de hissedilir bir kötüye gidiş olduğu tahmin ediliyor.
Savaş harcamalarının yanında salgının etkilerini gidermek için harcamalar yapan Suudi Arabistan’ın planlanmamış ekonomik kayıpları, ateşkes isteğine giden yolda bulunan kaldırım taşları olarak okunabilir.
İran Nükleer Anlaşması’nın geleceği hakkında Viyana’da başlayan diplomasi trafiğine en büyük muhalefeti, 2022 ABD Senato Ara Seçimlerini kaybetmek istemeyen Demokratlar ve Cumhuriyetçiler gösterecektir.
Müzakerelerde İran Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar bir ilerleme kaydedilmesi beklense de olumlu bir gelişmenin kısa vadede gerçekleşmesi, teknik ve politik engellerden dolayı mümkün gözükmemektedir.
Anlaşmanın teknik detayları açıklanmadığı için bazı kaynakların ileri sürdüğü rakamların doğru olup olmadığı veya iş birliğinin askeri boyutunun ne derecede olduğu gibi konular belirsizliğini koruyor.
Türkiye, bulunduğu konum ve uluslararası ilişkileri nedeniyle Afganistan barış sürecine katkı sağlayabilecek tüm niteliklere sahiptir.