Ayasofya Kararının İran Kamuoyundaki Yankıları

Ayasofya Kararının İran Kamuoyundaki Yankıları
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

24 Kasım 1934 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürülen Ayasofya’nın, Danıştay Onuncu Dairesinin kararıyla Diyanet İşleri Başkanlığına devredilerek cami olarak ibadete açılacağı haberi 10 Temmuz 2020 tarihli Resmî Gazete’de duyuruldu. İran’da bu karar; haber ajansları, gazeteler ve internet haber siteleri olmak üzere yaklaşık 30 yayın organı tarafından kamuoyu ile paylaşıldı. Ayasofya’nın müzeden camiye dönüştürülmesi kararına ilişkin söz konusu yayımlarda çıkan haber ve yorumları; eleştirenler, kısmen olumlu yaklaşanlar ve sadece haberi duyurmakla yetinenler şeklinde üç kategoride incelemek mümkün.

Eleştiren yayın organları “İslamcılığın Yükselişi”, “İslamcılık ve Milliyetçilik Tezi” ve “Türkiye’de Cumhuriyet ve Sekülerizmin Zayıflatılması” gibi başlıkları kullanmıştır. Ayrıca bu yayın organları “ABD, Yunanistan, AB ve UNESCO” gibi kimi devlet, birlik ve bazı Ortodoks kiliseleri temsilcileri ile el-Ezher Üniversitesinin Abbas Shuman gibi önde gelen şahısların eleştirilerine yer vermiştir.

Eleştirenler kategorisinde yer alan ve reformculara yakınlığıyla bilinen İtimad gazetesinde Turec Atabeki’nin “Ayasofya Erdoğan’ı Kurtaramayacak” başlıklı yazısı yer almıştır. Bir hayli uzun olan yazıda yazar, indirgemeci bir yaklaşımla Türkiye’deki neredeyse bütün siyasi, ekonomik, toplumsal ve kültürel sorunları Ayasofya kararına bağlamaya çalışmıştır. Atabeki, kararın Osmanlı İmparatorluğu’nu diriltme projesinin bir parçası olduğunu ileri sürmüş ve neoOsmanlıcılık yaklaşımıyla kararı değerlendirerek Türkiye’nin Irak, Suriye ve Kuzey Kıbrıs’taki varlığını buna delil olarak sunma çabasına girmiştir. Atabeki, kararın iç politika ayağında ise ekonomik durumun iyi olmadığını ve koronavirüs salgınının turizmi de sert bir şekilde etkilediğine değinmiş, Erdoğan’ın eski yol arkadaşlarının ayrılmasıyla Türk toplumunun muhafazakâr kesiminin desteğini kazanmak için popülist bir hareketle meşruiyetini artırmaya çalıştığını ifade etmiştir. Atabeki, Ayasofya kararının Erdoğan hükûmetinin etkinliğini ve meşruiyetini artırabilecek kısa vadeli bir yatırım olduğunu ve Türkiye açısından bu kararın kültürel etkilerinin ağır olacağını savunmuştur. Atabeki, Ayasofya’nın Ortodoks kiliseleri için önemine dikkat çekerek Yunanistan, Rusya ve Ukrayna Ortodoks kiliselerinin bu durumu hazmedemeyeceğini ve bu durumun da Türkiye’nin söz konusu ülkelerle olan ilişkilerini zedeleyeceğini belirtmiştir.

Kısmen olumlu yaklaşan kategorideki yayın organları kararı “Ezan Sesinin İşitilmesi”, “Ayasofya Kararı Bir İç Meseledir”, “Önceki Karar [Ayasofya’nın müze yapılması] Büyük Bir Hataydı” başlıkları ile duyurmuştur. Tasnim, IQNA, TABNAK ve Iran Press gibi haber ajansları ve siteler bu kategoride yer almaktadır.

Devrim Muhafızlarına yakınlığıyla bilinen Tasnim Haber Ajansı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ayasofya’nın hangi amaçla kullanılacağı konusu, Türkiye’nin inisiyatifindedir.” sözlerini başlığına taşırken “Ayasofya’nın dirilişi, Mescid-i Aksa’nın özgürlüğüne kavuşmasının habercisidir.” sözlerini de öne çıkarmıştır.

Üçüncü kategoride yer alan yayın organları ise sadece AA’dan haberi alıntılayarak okurları ile paylaşmakla iktifa etmiş, “Erdoğan Ayasofya’nın Camiye Dönüştürülmesi Talimatını İmzaladı” ve “Ayasofya Erdoğan’ın İmzasıyla Cami Oldu” başlıklarını kullanmıştır. Mashregh News, Jamaran News, Asriran ve Mizan Online gibi haber ajansları ve haber siteleri de buna benzer başlıklarla kararı İran kamuoyu ile paylaşmıştır.

Ayasofya’nın müzeden camiye dönüştürülmesine yönelik karar, çeşitli dinamiklerden oluşan İran kamuoyunda farklı tepkilere neden olmuştur. Birinci kategoride yer alan kesimler daha çok İran’daki seküler ve milliyetçi kesimleri temsil ettikleri için Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi kararını hem ideolojik hem de Türkiye’nin İslam coğrafyasında nüfuz alanını genişletmesine katkı sağlayacak bir etken olarak değerlendirerek eleştirel bir tutum sergilemiştir. İkinci kategoride yer alan kesim ise dinî kimliği önemseyen ancak mezhepsel kaygılardan dolayı karara kısmen destek veren kesimdir. Üçüncü kategoride yer alanlar ise karara karşı nötr bir tutum içerisine girerek sadece haber olarak paylaşmakla yetinmiştir.