Dayıcan Napolyon’un Yazarı Pezekşzad Vefat Etti

Dayıcan Napolyon’un Yazarı Pezekşzad Vefat Etti
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran edebiyatı için 2022 yılı, önemli bir ismin kaybıyla başladı. Çağdaş İran Edebiyatı’na “Dayıcan Napolyon” romanıyla damga vuran İrec Pezeşkzad; edebiyat ve tarih alanlarında birçok telif ve tercüme eseri geride bırakarak 12 Ocak’ta Los Angeles’ta vefat etti.

Kimdir?

1928’de Tahran’da tabip bir baba ve öğretmen bir annenin oğlu olarak doğdu. Anne tarafından Kaçar Hanedanı mensubudur. Büyükbabası Müeyyedülmemalik Fikri, İran Meşrutiyet Dönemi’nin edebiyat ustalarından ve dayısı Muizz Divan Fikri ise İran’ın sinema ve tiyatro alanındaki öncü isimlerindendir. Temel eğitimini Tahran’da bitirdikten sonra yüksek eğitimini hukuk alanında yapmak üzere Fransa’ya gitti. Döndükten sonra önce yargıç olarak adliyede görev yaptı. 5 yıl sürdürdüğü bu görevin ardından Dışişleri Bakanlığında çalışmaya başladı. Diplomatlık görevinin yanı sıra 1950’lerin başında dergilere A. P. Aşina müstear adıyla yazdığı kısa hikâyelerle beraber Voltaire ve Molière gibi yabancı yazarların eserlerinin tercümesiyle başladığı yazarlık kariyerini ömrünün sonuna kadar ortaya koyduğu çeşitli eserlerle devam ettirdi.

1979 Devrimi sırasında Dışişleri Bakanlığında Kültürel İlişkiler Genel Müdürü konumunda olan Pezeşkzad, yeni süreçte işten çıkarılınca Fransa’ya yerleşti ve İran’da yeni kurulan devlete karşı Pehlevi Devleti’nin son Başbakanı Şahpur Bahtiyar’ın liderliğindeki Ulusal Direniş Hareketi’ne katıldı. Buna rağmen siyasi etkinliği çok öne çıkmadı ve 12 Ocak’ta 94 yaşında Los Angeles’ta vefat edene dek edebî çalışmalarıyla hayatına devam etti. Pezeşkzad 2014’te Stanford Üniversitesi İran Çalışmaları Enstitüsü tarafından verilen Bita Ödülü’nü kazanmıştır.

Pezeşkzad’ın Hikâyesi Eskimeyen Sosyal Romanı: “Dayıcan Napolyon”

Pezeşkzad tarihten siyasete kadar geniş bir yelpazede yazdığı çeşitli eserlerle yetenekli bir yazar olduğunu ispatlamıştır. Bununla beraber hiciv ve mizah türü onun en çok öne çıktığı alandır. Nitekim tarihî, siyasi ve en önemlisi toplumsal bir olgunun hicvedilerek işlendiği ve bazı eleştirmenler tarafından İran’ın Don Kişot’u olarak tanımlanan “Dayıcan Napolyon” romanı, Çağdaş İran Edebiyatı’nın en önemli eserleri listesinin başında yer edinmiştir.

1973’te yayımlanan eserin hikâyesi, İran’ın 2. Dünya Savaşı’nda Müttefik Devletler tarafından işgal edilmesine giden çalkantılı günlerde, Tahran’da üç ailenin yaşadığı bir konakta geçmektedir. Yazar; Kaçar Dönemi’nden kalma aristokrat, Pehlevi Dönemi’nde ortaya çıkan modern bürokrat ve eski işçi ile emekçi olmak üzere dönemin toplumsal gruplarından canlandırdığı şahsiyetler aracılığıyla o dönemde İran’da bu toplumsal gruplar arasındaki çekişmelere değinmektedir. Eserde, kendisini Napolyon sanan ve sürekli entrikacı İngilizlerin kendisi aleyhine planlar yaptığını düşünen emekli bir subayı konu edinmiştir. Yazar sömürgeci güçlerin yaptığı müdahalelerin toplumsal psikolojide yarattığı olumsuzlukları bu şahsiyette karikatürleştirmektedir. Bunun yanı sıra ülkede meydana gelen her olayın arkasında yabancı güçleri arayan toplumsal psikolojiyi trajik bir biçimde gözler önüne sermektedir. Eserin asıl başarısını oluşturan bu husus, sınırlı bir dönemdeki toplumsal olaylardan ziyade hâlâ izini sürdüren toplumsal bir gerçekliği vurgulamaktadır. Pezeşkzad, tarihî bir toplumsal sorun olarak olumsuz gelişmelere karşı kaderci tavır takınan, kendini hep edilgen konumda gören ve sorumluluğu kendi dışında arayan yaklaşımı eleştirmektedir.

Roman, yayımlanmasının ardından ilgiyle karşılandı. 1976’da ünlü İranlı yönetmen Nasır Takvayi tarafından dizisi çekilerek televizyon ekranlarına yansıdı. 1979 Devrimi’nden sonraysa hem kitap hem de dizi yasaklandı. Buna rağmen günümüze kadar esere karşı ilgi ülke içinde azalmadığı gibi eser, ülke dışında da okurların dikkatini çekmiştir. Nitekim İngilizce, Fransızca, Arapça, İspanyolca ve Rusça başta olmak üzere birçok yabancı dile tercüme edilen eser, Türkçeye de iki kez tercüme edilmiştir.

Denilebilir ki Pezeşkzad’ın ölümüyle İran edebiyatı; siyasi, tarihî ve toplumsal alanlardaki bilgilerini mizah teknikleriyle kullanarak üstün eserler meydana getiren bir yazarı kaybetti.