Dış Politikada Konjonktürel Dalgalanma: Bakıri’nin Rusya Ziyareti

Dış Politikada Konjonktürel Dalgalanma: Bakıri’nin Rusya Ziyareti
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Son zamanlarda yakın komşuları ile olan ilişkileri dâhil birçok cephede umduğunu bulamayan Tahran, bölgesel gerilimleri yatıştırmak adına diplomatik ziyaretlere ağırlık veriyor. Bu bağlamda üç günlük bir ziyaret kapsamında 12 Ekim 2021 tarihinde Pakistan’a giden İran Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri’nin yeni durağı Rusya oldu. 17 Ekim’de Moskova’ya giden Bakıri’nin ziyareti, İran’ın komşularıyla gerilen ilişkilerini iyileştirme çabalarının bir parçası olarak görüldü. Yapılan açıklamalara göre ziyaret, Rusya Savunma Bakanı General Sergey Şoygu’nun resmî daveti üzerine gerçekleşti. Bakıri, Şoygu’nun yanı sıra Rus mevkidaşı Valery Gerasimov ile de bir araya geldi. Rus yetkililerle görüşme öncesinde yaptığı açıklamada, ziyaretin ana konusunun Afganistan olacağını belirten Bakıri, iki ülke askerî yetkililerinin farklı alanlarda iş birliği içinde olduğunu da sözlerine ekledi. Bu bağlamda Bakıri’nin ziyareti sırasında, Rusya ile askerî ilişkilerin geliştirilmesi, terörle mücadele ve Afganistan başta olmak üzere bölgesel gelişmelerin ele alındığı belirtildi. Ziyaret ayrıca Rusya’nın 20 Ekim’de düzenlediği ve Taliban heyetinin de davet edildiği toplantının öncesinde gerçekleştirildi. Bakıri, Afganistan’daki gelişmelerin, İran ve Rusya dâhil bölge güvenliğini etkilediğini belirtirken bu konuda iş birliğinin gerekliliği üzerinde durdu.

Rusya Savunma Bakanı Şoygu, Bakıri ile gerçekleştirdiği görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, Rusya ve İran’ın özellikle Suriye’de uluslararası terörle aktif bir şekilde mücadele ettiğini söyleyerek bu iş birliğinin, Afganistan bağlamında da devam edebileceğinin altını çizdi. Bakıri ise iki ülke arasında Afganistan dâhil olmak üzere terörle mücadele konusunda adımların atılacağını belirterek İran’ın komşularıyla ilişkilerini geliştirmek için bir yol haritasına ihtiyacı olduğunu vurguladı. Diğer taraftan asıl merak edilen görüşme konusu ise ziyaret öncesinde çeşitli askerî anlaşmaların yapılabileceği hususuydu. Zira Bakıri 17 Ekim’de Moskova’ya vardığında Rusya’dan savaş uçağı, eğitim jeti ve savaş helikopteri satın alınmasını içeren bir silah anlaşması seçeneğini ele alacaklarını belirtmişti. İran’a uygulanan Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunun 20 Ekim 2020 tarihinde sona erdiğini hatırlatan Bakıri, Rusya’dan uçak ve helikopter alımıyla ilgili görüşmelerin sürdüğünü söyledi. İki ülke arasındaki askerî ve savunma iş birliğini güçlendirme gereği tarafların karşılıklı söylemlerinde yer alırken iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasında imzalanacak bir anlaşma üzerinde de görüşüldüğü belirtildi. Ancak Tahran’a uygulanan BM yaptırımlarının sona ermesinden sonra İran’ın Rusya’dan çeşitli üst düzey askerî mühimmat alacağı söylemlerinin günümüze kadar eyleme döküldüğünü söylemek zor. Her ne kadar İbrahim Reisi hükûmetinin göreve gelmesiyle birlikte Rusya ve Çin’e yönelik bir eğilim olacağı sürekli dillendirilse de Tahran’ın bu kapsamda umduğunu bulduğu söylenemez.

Bu bağlamda değerlendirildiğinde Bakıri’nin söz konusu ziyaretlerinin, Tahran’ın izolasyondan kurtulmak amacıyla iş birliği geliştirmeye çalıştığı ülkelerle ilişkilerinde “Sorun yok.” imajı yaratma amacı güttüğünü söylemek mümkündür. Nitekim Bakıri’nin, Moskova’dan hemen önce İslamabad’ı ziyaret ettiği ve geçtiğimiz günlerde İran’ın, Pencşir üzerinden Pakistan ile gerilen bağlarını yumuşatmaya çalıştığı görülmüştü. Tahran, aynı şekilde Rusya ile de son dönemlerde arasında artan anlaşmazlıkları azaltmaya çalışmaktadır. Zira son dönemlerde iki ülkenin özellikle Suriye konusunda büyük anlaşmazlıklar içerisinde olduğu; Moskova’nın, Suriye’de artan İran varlığından ve vekil gruplarından rahatsız olduğu ve İran’ın gittikçe Çin’e daha fazla yaklaşmasının Rusya cephesinde olumlu karşılanmadığı bilinmektedir. Bu kapsamda bakıldığında ziyaretin aslında iki ülke arasında artan ciddi sorunların konjonktür gereği dışa yansıtılmaması amacını da taşıdığı belirtilmelidir. Geçtiğimiz hafta İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın Moskova ziyaretinin de bu bağlamda değerlendirilmesi mümkündür. Ancak bu ziyaretin, her ne kadar açıklanan iş birliği söylemlerinin ötesinde amaçlar taşıdığı bilinse de iki ülke arasında var olan ve gittikçe görünür hâle gelen anlaşmazlık konularının çözülmek istendiği imajının yaratılmaya çalışılması açısından önemli olduğunu söylemek yerinde olacaktır.