Fars Dili ve Kültürüne Asırlık Hizmet: Muhammed Debir Siyaki

Fars Dili ve Kültürüne Asırlık Hizmet: Muhammed Debir Siyaki
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Fars edebiyatı araştırmalarının duayen isimlerinden yazar, şair ve sözlükçü Muhammed Debir Siyaki 8 Ekim 2018 Pazartesi günü 99 yaşında memleketi Kazvin’de hayata veda etti. Eski Farsça metin musahhihi olan Siyaki, klasik İran edebiyatı şairlerinin günümüz kuşağına tanıtılmasında önemli bir yere sahiptir.

Debir Siyaki, 24 Şubat 1920’de Kazvin’de ilim geleneğine sahip bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Dedeleri Safeviler döneminde Lübnan’dan Kazvin’e göç etmiş olan Siyaki’nin babası Seyyid Bâkır döneminin ünlü hattatlarındandır. Eğitiminin ilk safhalarını memleketi Kazvin’de tamamladıktan sonra yükseköğretim için girdiği Tahran Üniversitesinden 1939’da mezun olmuştur. Siyaki bu üniversitede Melikü’ş-Şuara-yı Bahar, Bediüzzaman Füruzanfer, Ali Asgar Hikmet, Celal Hümayi, Said Nefisi, İbrahim Purdavud, Hasan Hatibi ve Muhammed Taki Meclisi gibi birinci kuşak Fars Dili ve Edebiyatı hocalarından ders alma fırsatı bulmuş ve Füruzanfer danışmanlığında hazırladığı “Menuçehri Divanının Tashihi” konulu tezle 1945’te aynı üniversiteden doktora derecesi almıştır. Debir Siyaki bundan bir yıl sonra Uluslararası İranoloji Derneği (Encümen-i Beynelmilel-i İran) üyesi ve 1978’de Kültürel Miras Derneği (Encümen-i Asar ve Mefahir-i Ferhengi) bilim kurulu üyesi olmuştur. Lisans eğitimini sürdürdüğü 1941 yılında Maliye Bakanlığında eğitim personeli olarak göreve başlayan Siyaki 1974’te emekli olana kadar bu göreve devam etmiştir.

Debir Siyaki, doktora eğitimini tamamladıktan iki yıl sonra sözlük çalışmalarına başlamış ve Dehhoda Sözlüğü hazırlanırken çağdaş İran sözlükçülüğünün kurucusu Ali Ekber Dehhoda’nın (1879-1955) 9 ve Muhammed Muin’in (1918-1971) 12 yıl asistanlığını yapmıştır. Muin’in vefatından sözlüğün tamamlandığı 1980 yılına dek bu projede çalışarak birçok madde yazmıştır.

Dehhoda Sözlüğü hazırlanırken elde ettiği tecrübe ve bu çalışmada gözlemlediği eksiklikler Siyaki’yi; Seyyid Cafer Şehidi, Resul Şayeste ve Hasan Ahmed-i Givi gibi önemli isimlerle birlikte Büyük Farsça Sözlük (Lügatname-i Bozorg-i Farsi) adlı yeni bir eser hazırlamaya sevk etmiştir. Söz konusu sözlüğün şu ana kadar “Elif” harfi 6 cilt ve “Be” harfinin bir kısmı 2 kitapçık hâlinde yayımlanmıştır. Siyaki, sözlük çalışmalarının yanı sıra eğitim faaliyetlerini de sürdürmüş, Tahran ve Kazvin üniversitelerinde ve Millî (Beheşti) Üniversitesinde başta Şahname gelmek üzere Farsça metin ve gramer dersleri vermiş ve Farsça eğitmeni olarak bir defa Çin’in Pekin Üniversitesinde iki defa da Mısır’ın Ayn-ı Şems Üniversitesinde bulunmuştur.

1994 yılında memleketi Kazvin’e dönerek buraya yerleşen Siyaki bu süreçte bilimsel çalışmalarına hız vermiştir. Mütevazi bir yaşam sürdüğü ve mevki makam sahibi olmaya meyletmediği görülen Siyaki’nin evi edebî çalışmaların yapıldığı bir meclis hâline gelmiştir. Evde başlangıçta Şahname okumaları yapılırken ilerleyen yıllarda Beyhaki Tarihi, Bostan ve Çahar Makale gibi klasik eserler de ele alınmıştır. Siyaki Kazvin’e döndükten 13 yıl sonra sözlükçü olmayan Tahran üniversitesi hocalarından birinin Dehhoda Enstitüsüne müdür olarak atanmasıyla söz konusu kurumla ilişkisini kesmiş fakat akademik çalışmalarına devam etmiş ve 2012’de Kazvin’de kendi adıyla bir halk kütüphanesi kurmuştur. 2013’te yayımlanan Sugname (Manzum Ağıtlar) Siyaki’nin neşredilen son eseridir.

Debir Siyaki bilimsel, kültürel ve edebî çalışmaları sebebiyle birçok çevrenin saygı ve takdirini kazanmış ve 13. El Yazma Eser Koruyanları Kongresi’nde “Seçkin Yazma Uzmanı” ödülüne layık görülmüştür. Buhara Dergisi de Farsçanın bu önemli simasını anmak için bir sayısını onun hakkındaki yazılara hasretmiştir. Aynı amaçla 1996’da Kemal Hac Seyit tarafından “Debir-i Edib” 2013’te ise Ferşid Sadat Şerifi tarafından “Ercname” adlı iki kitap yayımlandığı gibi Siyaki’nin hayatı bir belgesele de konu olmuştur.

Siyaki, yazdığı ve tashih ettiği yaklaşık 80 eser ve 90 makaleyle Fars edebiyatı araştırmalarında ciddi bir yere sahiptir. Dehhoda’nın yaşayan son öğrencisi olan Siyaki’nin eserleri; metin tashihi, sözlükçülük, Şahname araştırmaları, muasır yazarların eserlerinin neşri, Kazvin araştırmaları ve edebiyat araştırmaları şeklinde birkaç kategoride sınıflandırılabilir.

Metin Tashihi

Çalışmalarında dikkat, sabır ve titizlikliği esan aslan ve tenkitli metin tashihi ve neşri yapan ilk isimlerden olan Siyaki, çoğu Sebk-i Horasani’ye (9-11. yy) ait olan onlarca edebî ve tarihî metni bu şekilde neşretmiştir. Menuçehri Divanı’nın tashihinden başka bu alanda yaptığı çalışmalar şunlardır: Reşideddin Fazlullah’ın Camiü’t-Tevarih’i (Samaniler ve Büveyhiler Bölümü), Unsurî Divanı, Ferruhi-yi Sistanî Divanı, Lami-yi Gurganî Divanı, Şah Dâi-yi Şirazî Külliyatı (2 cilt), Takiyeddin Kaşanî’nin Hülasatü’l-Eş’ar’ı (Kazvin Şairleri Bölümü), Zerdüştname, Hamdullah Müstevfî’nin Nuzhatü’l-Kulub’u (Coğrafya Bölümü) ve Mirza Semia’nın Tezkiretü’l-Müluk’u. Seyahatnamelerin tashihine de özel ilgi duyan Siyaki, Nasır Hüsrev Sefernamesi, Necmü’l-Müluk’un Huzistan Sefernamesi ve Mehdikulu Han Hidayet’in Mekke Sefernamesi eserlerini yayıma hazırlamıştır.

Sözlükçülük

Debir Siyaki, Dehhoda Enstitüsü’nde çalıştığı yıllarda ve edebî-tarihî metinlerin tashihinden elde ettiği tecrübelerden yararlanarak birçok değerli sözlüğü de tashih etmiş ve etimoloji alanındaki hâkimiyeti sayesinde sözlükçülük alanında şu önemli çalışmaları ilim dünyasına kazandırmıştır: Surûrî-yi Kaşani’nin Mecmeü’l-Furs Sözlüğü (3 cilt), Esedî’nin Lügat-ı Furs’u, Ferheng-i Anendrac ve Ferheng-i Giyasü’l-Lügat, Hidayet’in Ferheng-i Çırağ’ı ve Hatibi-yi Kirmani’nin Mulahhasu’l-Lügat’ı. Siyaki ayrıca Kaşgarlı Mahmut’un Divanu Lugâti’t-Türk adlı sözlüğünün “Adlar” bölümünü Farsçaya tercüme ederek 1996’da “Namha ve Sıfatha ve Zamirha ve Pesvendha-yı Divanu Lügati’t-Türk” başlığıyla Tahran’da yayımlamıştır. Elbette bu çalışma, kendisinin Türkçeye olan hakimiyetinin zayıflığı sebebiyle eleştiriye açıktır.

Şahname Araştırmaları

Siyaki, bir Şahname uzmanı olarak bu alanda da önemli çalışmalar yapmış ve 20’den fazla eser kaleme almıştır. İran edebiyatının bu önemli eserini ilk olarak tashih ve karşılaştırma yapmadan neşreden Siyaki daha sonra eserin tashihli ve açıklamalı şeklini bir önsöz yazarak yayımlamıştır. Şahname’nin Farsça mensur çevirisinin yanı sıra eserdeki beyitlerin alfabetik fihristi, Firdevsi’nin hayatı, bu eseri kaleme alışı ve bu konuda yazdığı birçok makale Siyaki'nin Şahname çalışmalarının bir kısmını oluşturmaktadır. Siyaki bunca çalışmaya rağmen Şahname’nin kapsamlı bir tashihinin ancak Firdevsi dönemi ve öncesindeki Farsça manzum metinleri iyi bilen ve etimoloji ihtisasına sahip olup klasik Farsça-Arapça metinlere aşina bir ekip çalışmasıyla yapabileceğini belirtmiştir. Debir Siyaki birçok milliyetçi araştırmacının aksine Sultan Mahmud’u hiciv eden Hicivname’nin Firdevsi’ye ait olduğunu reddetmektedir.

Muasır Yazarların Eserlerinin Neşri

Siyaki; yazma eserlerin ihyası, klasik şairlerin tanıtılması ve eserlerinin neşrine yönelik çalışmaların yanı sıra muasır şair ve yazarların eserlerinin neşrine de eğilmiştir. Bu konuda yaptığı en önemli çalışma hemşehrisi Dehhoda’nın eserlerini yayımlamak olmuştur. Dehhoda’nın Siyasi Makalelerinden Seçmeler (2 cilt), Dehhoda Divanı, Emsal ve Hikem’den Seçmeler, Çerend ü Perend ve Dehhoda’nın Dilinden Hatıralar bu meyanda yayımladığı eserlerdir. Ayrıca hocası Füruzanfer’e ait “Mana ve Beyan” başlıklı eserini yayımladığı gibi onun Tahran Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde verdiği İran Edebiyatı Tarihi derslerinin notlarını 2006’da “Takrirat-ı Üstad Bediüzzaman Füruzanfer” adıyla neşretmiştir.

Debir Siyaki, Rıza Şah Dönemi’nin Kültür Bakanı ve edebiyat hocası olan Ali Asgar Hikmet’in hatıralarını da üç cilt hâlinde neşre hazırlamıştır. Söz konusu hatıraların ilk iki cildi “Reh-âverd-i Hikmet” ve “Reh-âmuz-ı Hikmet” başlığıyla yayımlansa da üçüncü cildi olan “Reh-encâm-ı Hikmet” ancak birkaç yıl süren bekleyişten sonra geçtiğimiz aylarda Kültür Bakanlığından onay alabilmiştir. Bakanlık, bu 1500 sayfalık kitabın neşri için bazı şartlar öne sürmüştür. Buna göre, kitapta Rıza Şah ile Mehmed Rıza Şah adları değiştirilecek veya silinecek dahası kitabın girişine Ali Asgar Hikmet’i karalayacak bir önsöz eklenecektir. Siyaki bu şartları kabul etmeyince söz konusu üçüncü cilt için yayım izni uzun süre verilmemiştir. Ayrıca modern İran tarihçisi Abbas İkbal Aştiyani’nin makalelerini de beş cilt hâlinde yayıma hazırlamıştır.

Edebiyat Araştırmaları

Fars Şiirinin Öncüleri, Elli Makale, Bulunan Hazine, Sultan Celaleddin Harezmşah’ın Hayatı, Farsça Nesrin Güzel Örnekleri, Ebülfazl Meydani’nin Es-Sami fi’l-Esami Adlı Kitabının Farsça Lügat ve Terkipleri, Keşfü’l-Ayât-ı Kuran, Fars Dili Grameri ve Doksan Manzum ve Mensur Güzel Metin gibi pek çok telif eser kaleme alan Debir Siyaki muhtelif dergilerdeki makalelerinin yanı sıra Amerika’da İhsan Yarşatır editörlüğünde yayımlanan İranica Ansiklopedisi için de birçok madde kaleme almıştır.

Kazvin Araştırmaları

Debir Siyaki; Muhammed Kazvini ve Ali Ekber Dehhoda gibi ünlü bilim adamları yetiştiren memleketi Kazvin’e olan sevgisi sebebiyle söz konusu şehri tanıtmak için birçok bilimsel çalışma gerçekleştirmiştir. Kazvin’in Kuruluş Tarihi, Kazvin’de Modern Öğretim ve Okullar Tarihi ve Kazvin Şehri Nüfus Sayım Kitapçığı gibi eserler onun bu alanda ortaya koyduğu çalışmalardandır.

Muasır Lakin Serbest Şiire Karşı Olan Bir Şair

Debir Siyaki de birçok ilk kuşak edebiyat hocaları gibi serbest şiire karşıdır. Bu dil üstadının telif eserleri ve araştırmalarının yanı sıra iyi bir şair olduğu da söylenebilir. “Reg-Regi ez Ab-ı Şirin ve Ab-ı Şur” başlıklı şiir kitabı 1990’da yayımlanmıştır. Şiirlerden Farsçaya olan hâkimiyeti ve mizahi kişiliği açık bir şekilde anlaşılmaktadır.

Debir Siyaki’nin Fars dili ve edebiyatının gelişmesi ile klasik ve muasır edebiyatçıların eserlerinin tanıtılmasına büyük katkısı olmuştur. Onu, geçmişi ve geleceği birbirine bağlayan bir köprü olarak nitelendirmek yanlış olmayacaktır. Yaptığı değerli çalışmalar sebebiyle Fars dili ve edebiyatı severleri için tanıdık bir isim olan Siyaki edebî ve kültürel çevrelerin dışında yeterince tanınmamaktadır. Bu sebeple Kültür Bakanı, Fars Dil Kurumu Başkanı ve hatta Dehhoda Enstitüsü Müdürü gibi ülkenin kültür işlerinden sorumlu yetkililer, onun cenaze törenine katılmaya gerek duymamıştır