Gazeteci Zem’in İdamı Ne Anlama Geliyor?

Gazeteci Zem’in İdamı Ne Anlama Geliyor?
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

• İran haber ajansları 12 Aralık 2020’de bir yıla aşkın süredir İran’da tutuklu bulunan AMED News’un kurucusu Ruhullah Zem’in idam edildiğini duyurdu.

• Zem’in idamından dört gün önce, İran Yargı Erki Sözcüsü bir basın toplantısında yaptığı açıklamada İran Yüksek Mahkemesinin Zem’in idamını öngören kararı onayladığını açıklamıştı. Ancak idam kararı, İran Ceza Hukuku’nun 293. maddesinde belirtildiği hâlde yasal süre içerisinde sanığa bildirilmemişti.

• Zem; İsrail ve Fransa’nın istihbarat servislerine casusluk etmek ve ABD’yle iş birliği yapmak gibi hususlar başta olmak üzere 13’ünden idamı istenen 17 farklı suçlamadan dolayı yargılandı ve toplam altı duruşmadan sonra müfsit-i fil arz (yeryüzünde fesat yayan kişi) olarak idam cezasına çarptırıldı. “Silahlı kuvvetlerde görev yapanları istifaya, kaçmaya ve görevini yerine getirmemeye teşvik” de Zem’e yöneltilen suçlamalar arasında yer aldı.

• Duruşmaların hukuki çerçevede gerçekleşmemesi, avukat seçme hakkının verilmemesi, itirafların baskıyla alınıp görüntü kayıtlarının ulusal kanallarda yayımlanması, yalan vaatlerde bulunarak sanığın itiraf etmesinin sağlanması ve son olarak yasal süre içerisinde idamın icra kararının sanığa bildirilmemesi bu dosyaya yönelik hukuki ihlaller olarak ileri sürülmektedir.

• Zem’in idamına İran’dan olduğu gibi yurt dışından da farklı tepkiler geldi. Avrupa Birliği (AB), Uluslararası Af Örgütü ve Sınır Tanımayan Gazeteciler bildiri yayımlayarak bu idamı kınadı. Fransa Dışişleri Bakanlığı bu idamı kınayıp ifade özgürlüğüne aykırı ve “vahşi” bir eylem olarak tanımladı. Kanada Dışişleri Bakanlığı da bu idamı kınayarak İran’ın insan haklarını ihlal ettiğini vurguladı. Almanya Dışişleri Bakanlığı Zem’in kaçırılıp idam edilmesini acımasızca ve insanlık dışı olarak değerlendirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı ise idamı adaletsiz ve üzücü olarak nitelendirip Zem’in ailesine başsağlığı diledi. İran ise bu tepkilere karşılık olarak Almanya Büyükelçisi ve Fransa’nın diplomatik temsilcisini Dışişleri Bakanlığına çağırdı.

• ABD’nin seçilmiş Başkanı Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Twitter hesabından yaptığı açıklamada idamı korkunç bir insan hakları ihlali olarak değerlendirip ABD ve müttefiklerinin İran’ın bu tür ihlallerinin karşısında duracağını söyledi. Benzer şekilde yakın zamanda AB ve İran arasında ticari ilişkilerin sürdürülmesinin görüşüleceği toplantı da askıya alındı.

Bağlam

• Ruhullah Zem, müesses nizam içerisinde aktif olarak görev yapan din adamlarından Muhammed Ali Zem’in oğludur. Zem, İran Devrimi’nin gerçekleştiği 1979’da doğmuş ve babası, Ruhullah Humeyni’ye duyduğu saygıdan dolayı adını Ruhullah koymuştur. Ancak Zem arkadaş çevresinde gerçek ismi yerine Nima ismini kullanmaktaydı.

• Zem 2009 Seçimlerinin ardından meydana gelen protestolar esnasında kısa bir süre hapis yatıp serbest bırakılmasının ardından, önce Malezya sonra da Fransa’ya gitmiştir. Fransa’da AMED News (Agahî/Bilgilendirme, Mübareze, Demokrasi) adında bir website ve Telegram kanalı açmıştır.

• AMED News, İran yönetim aygıtı içerisinde iddia edilen yolsuzlukları yönetim içindeki kanallardan öğrenip sosyal medyada paylaşmaktaydı. Böylece kısa sürede büyük bir takipçi kitlesine ulaştı. Nitekim kapatılmadan önce takipçi sayısı 1 milyon 400 bin kişi civarındaydı.

• AMED News, dönemin Yargı Erki Başkanı Sadık Laricani’nin yaptığı iddia edilen idari yolsuzlukları ve Devrim Rehberi’ne yakınlığıyla bilinen Said Tusi’nin çocuklara yönelik cinsel istismarıyla ilgili gerçekleri ifşa etmişti. Bunun yanında, Aralık 2017’de toplumsal rahatsızlıklar nedeniyle başlayan protestolarla ilgili önemli paylaşımlar yapmış ve belli durumlarda da sokak protestoları için çağrılarda bulunmuştu.

• Zem, 11 Ekim 2019’da Ayetullah Sistani’yle görüşmek için Ürdün Hava Yollarıyla Paris’ten Bağdat’a uçmuştu. Ancak 14 Ekim 2019’da Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) tarafından Irak’tan kaçırılıp İran’a götürüldüğü uluslararası basına yansıdı.

• Zem, kaçırılmadan önce bir televizyon kanalı kurmak istemiş ve bu yönde maddi kaynak sağlamaya yönelmişti. Bu durumu öğrenen DMO İstihbarat Teşkilatının, Ayetullah Sistani’nin adını kullanarak Zem’i Irak’a davet edip kaçırdığı ileri sürülmüştür. Ancak Ayetullah Sistani’nin ofisi bir bildiri yayımlayarak Zem’le hiçbir şekilde bağlantı kurulmadığını açıklamıştır.

• Zem kaçırıldığı sırada İran’a yakınlığıyla bilinen Adil Abdülmehdi, Irak başbakanıydı. Diğer yandan Zem’in, Fransa'daki Irak Büyükelçiliğine vize müracaatında bulunduğunda bir diplomat tarafından karşılandığı ve konsolosluk bölümü kapalı olduğu hâlde kendisine yarım saat içerisinde vize verildiği iddia edilmişti. Bazı kaynaklar bu hususlardan hareket ederek Irak istihbaratının konuya müdahil olduğunu ve Zem’in Irak istihbaratı tarafından İran’a teslim edildiğini ileri sürmektedir.

Değerlendirme

• ABD’nin “maksimum baskı” politikası gibi dış faktörlerin yanı sıra yaşam koşullarının zorlaşması ve yönetim tarafından uygulanan baskılar gibi bazı iç faktörlerden dolayı İran’da yönetime karşı memnuniyetsizlikler artmıştır. Artan memnuniyetsizliklerin yönetim kadrosuna kadar ulaşmasıyla birlikte farklı alanlarda güvenlik çatlaklarının ortaya çıkması söz konusu olmuştur. AMED News’a sızdırılan gizli bilgilerde olduğu gibi Fahrizade suikastındaki istihbarat zafiyetlerinde de bu durum kendini göstermiştir. İktidarı elinde bulunduran çekirdek kadro ise tehlike duyduğu alanlardaki sembolik isimleri idam ederek bu durumu önlemeye çalışmaktadır. Başta Ruhullah Zem ve Nevid Efkari olmak üzere yakın dönemde gerçekleştirilen idamları bu doğrultuda değerlendirmek gerekir.

• İran’ın son yıllardaki güvenlik argümanlarına bakıldığında internet ve sosyal medya, temel güvenlik tehlikesi olarak algılanmaktadır. Zira ülkenin yakın dönemde ortaya çıkan iç huzursuzluklarının pek çoğu başta Telegram ve Instagram olmak üzere sosyal medya aracılığıyla dile getirilmiştir. Bu doğrultuda İran yönetimi, oldukça geniş bir muhatap kitlesi bulunan AMED News’un kurucusu Ruhullah Zem’i idam ederek benzer faaliyetlerde bulunanlara gözdağı vermek istemiş ve bu alandaki güvenlik açığının önüne geçmeyi amaçlamıştır.

• İran’ın nükleer programının yürütücüsü Muhsin Fahrizade’nin kısa süre önce sofistike bir operasyonla suikasta uğramasından sonra İran, suikastla ilgili somut bir delil bulamamış ancak bu suikastı İsrail’in yaptığını sıkça dillendirmiştir. Dolayısıyla İran yönetiminin hainlikle suçladığı Zem’i idam etmesi, zamanlama açısından Fahrizade’nin suikastında etkili olan iç unsurlara da bir mesaj taşımaktadır. Zira İran’ın, bu suikastın arkasında İsrail olduğunu iddia etse de böylesi hassas bir dönemde bölgedeki gerilimi tırmandırmaktan çekindiğini ve onun yerine içerideki çatlaklara yöneldiğini söylemek yanlış olmayacaktır.