Haftalık Basın Özeti 31 Mart-6 Nisan 2018

Haftalık Basın Özeti 31 Mart-6 Nisan 2018
Haftalık Basın Özeti 31 Mart-6 Nisan 2018 (11-17 Ferverdin 1397)
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Suriye’nin Geleceği İçin Türkiye, Rusya ve İran Arasında Üçlü Zirve

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin davetlisi olduğu Türkiye, Rusya ve İran üçlü zirvesi 4 Nisan Çarşamba günü Ankara’da gerçekleştirildi. Rusya ve Türkiye’nin 2017 yılında Suriye’deki iç savaşa son verilmesi ve ülkedeki krize bir çözüm adına girişimde bulunulması üzerine mutabakata varmışlardı. Bu mutabakatın ardından İran tarafına da bu girişime katılması talebinde bulunulmuştu. İran’ın da görüşmelere katılmasıyla Kazakistan’ın başkenti Astana’da bir zirve düzenlenmişti ve burada bir sonraki üçlü zirvenin Ankara’da yapılması kararlaştırılmıştı. 4 Nisan Çarşamba günü yapılan zirvede üç ülkenin de devlet başkanı ve cumhurbaşkanlarına dışişleri bakanları da eşlik ettiler. Zirvede Suriye’nin siyasi bütünlüğü ve ateşkesin devamı konularında yeni tedbirlerin alınması konusunda müzakereler yapıldı. 22 Kasım 2017 tarihinde Soçi’de yapılan ilk üçlü zirvede taraflar ateşkes ortamının sağlanması, silahsız halka gerekli yardımların ulaştırılması ve Suriye’de siyasi krizin çözümü adına açıklamada bulunmuşlardı.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Ankara’ya gelmeden önce yaptığı açıklamada Beşşar Esed’e yardım için İran ve Rusya silahlı kuvvetleri arasındaki işbirliği ile Suriye’de bulunduklarını, Suriye rejiminin isteği haricinde ülkede silahlı güç bulunduran diğer ülkelerin buradaki varlığının gayri meşru olduğu söyledi. Ruhani’nin bu açıklaması DAEŞ ile mücadele sebep gösterilerek ülkede varlığını sürdüren ABD askerlerini hedef aldığı belliyken, sözlerinin Afrin’e operasyon düzenleyen Türk silahlı güçlerini de kapsayıp kapsamadığı anlaşılamadı. Rusya Haber Ajansı TASS’ın verdiği bilgiye göre bir sonraki üçlü zirvenin Tahran’da gerçekleştirilmesi bekleniyor.

‘Ankara’daki Üçlü Zirve Suriye’nin Siyasi Geleceği İçin Olumlu Bir Adım’

Meclis Milli Güvenlik ve Dış Siyaset Komisyonu Üyesi ve Damgan Milletvekili Hasan Begî; Türkiye, İran ve Rusya arasında 4 Nisan’da gerçekleşen üçlü zirveyi Suriye’nin sorunlarının çözümü için atılmış olumlu bir adım olarak değerlendirdi ve “Bugün İran, Suriye, Rusya ve Türkiye arasında meşru ilkelere dayanan ve güçlü bir dayanışmanın varlığına şahit oluyoruz” dedi.

Suriye’nin Geleceği İçin Ankara’da Varılan Mutabakat

4 Nisan’da gerçekleşen üçlü zirvede Erdoğan, Suriye’deki siyasi krizin çözümü için Türkiye ve İran arasındaki stratejik işbirliğinin önemine dikkat çekti. İran Cumhurbaşkanı Ruhani ise Türkiye’nin zirveye ev sahipliği yapmasından dolayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı tebrik etti ve “Eğer bu zirveler gerçekleştiriliyor olmasaydı Suriye’deki kriz bundan çok daha karmaşık bir durumda olurdu.” ifadelerini kullandı.

Ruhani ayrıca, “DAEŞ, El-Nusra ve diğer terörist gruplar büyük darbeler almış olsa da ne yazık ki bazı devletler bu terör gruplarına silah vermeye ve onlardan yararlanmaya devam ediyorlar.” dedi. Ruhani 3 Ocak’ta gerçekleşen Soçi Konferansı’nda alınan kararlardan biri olan yeni anayasanın oluşturulması için bir komitenin kurulmasını, Suriye’deki istikrarın ve barışın oluşturulması için en önemli adımlardan biri olarak niteledi.

Şam’da, Doğu Guta’da ve Afrin’deki çatışmaların Astana ve Soçi görüşmelerinin arasında yaşanan en önemli gelişmeler olduğunu söyleyen Ruhani, Doğu Guta’nın silahlı muhalif grupların buradan çıkarılmasıyla huzura kavuştuğunu, bunun yanında Doğu Guta’da ve Afrin’de halen yardıma muhtaç masum sivillerin olduğunu ve tüm dünyanın buradaki insanları sahiplenmesi gerektiğini söyledi. Ruhani buna binaen kendi ülkelerinden göç etmek zorunda kalan Suriyelilerin evlerine geri dönmeleri için güvenli alanların bir an önce sağlanmasının gerektiğine vurgu yaptı. Ruhani, Suriye’nin siyasi bütünlüğünden yana olduğunu bunun için gerekli olan tüm şartlara saygı duyulması gerektiğini ve Suriye’nin bölünmesinin kendileri tarafından asla kabul edilemez bir gelişme olacağını da sözlerine ekledi.

Üçlü görüşmenin haricinde İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile ayrıca görüşen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran ile Batı ülkeleri arasında imzalanan nükleer anlaşma hakkında; tarafların anlaşmada verdikleri sözler üzerinde durmaları ve uluslararası toplumun nükleer anlaşmayı desteklemesi gerektiğini, aksi takdirde anlaşmanın zarar görmesinin hem Ortadoğu hem de dünya genelindeki diplomasiye zarar vereceğini belirtti.

Zirvenin sonunda çıkan bildiride tarafların 22 Kasım 2017 tarihinde gerçekleştirilen Soçi Zirvesi’nden bu yana gerçekleşen olayları yakından takip ettiklerini, Ocak 2017’de yapılan Astana Zirvesi’nde çıkan kararlar üzerinde mutabakatın devam ettiğini beyan ettiler. Bunun yanında Astana Zirvesi’ndeki kararların Cenova Süreci’ne olumlu katkı yapacağı yönündeki kanaatlerini koruduklarını, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve bağımsızlığının korunması ve ateşkes ortamının sağlanması konularında çaba gösterileceği bildiride beyan edilen hususlar arasındaydı.

İran İslam Cumhuriyeti Günü

11 Şubat 1979’da başarıya ulaşan İran Devrimi 30-31 Mart’ta düzenlenen "İslam Cumhuriyetine EVET/HAYIR" referandumunun sonucunda %98,2 EVET ile 1 Nisan’da monarşiden teokratik düzene (İslam Cumhuriyeti) geçişini ilan etti. İçişleri Bakanı Abdul Rıza Rahmani Fazli günün önemine binaen tebrik mesajı yayımladı. Devrim Muhafızları Ordusu ile İran Ordusu da İslam Cumhuriyeti Gününün yıl dönümü vesilesiyle bildiri yayımladılar.

“Telegram Milli Tehdit Oluşturmaktadır”

Meclis Dış Politika ve Milli Güvenlik Komisyonu Başkanı Alaaddin Borucerdi Telegram’ın milli güvenlik için tehdit oluşturduğunu söyledi. İngiltere’nin dahi başbakanlık düzeyinde Telegram’ın “terörist üretim yatağı” olduğunu açıkladığını belirten Borucerdi, Çin ve Pakistan’ın da Telegram’ı sansürlediğine işaret etti. Borucerdi, bu ülkeler güvenlik tehdidi oluşturduğu için Telegram’ı sansürlediğini ve milli haberleşme ağlarını kullandıklarına vurgu yaparak kendilerinin de bu yönde aktif olmaları gerektiğini ifade etti. Borucerdi ayrıca Telegram’daki bilgi alışverişinin İngiltere, Almanya ve İsrail’in yetkisinde olduğunu iddia etti. Borucerdi’nin Telegram’ın kapatılması yönündeki açıklamalarına Ruhani dahil bazı çevrelerden tepki geldi. Ruhani, Borucerdi’nin açıklamalarına “Rejimin isteği sosyal medyadan tekeli kaldırmaktı kapatmak ve sınırlamak değildi.” şeklinde tepki gösterdi.

Hamid Bekai Açlık Grevinde

Eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın yakın adamı olan ve şu anda cezaevinde bulunan Hamid Bekai açlık grevine başladı. Bekai’nin eşi verdiği bir röportajda açlık grevinde bulunan ve su içmeyi de bırakan eşinin 30 Mart Cuma günü rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığını ancak cezaevi doktorlarının hastanede kalması yönündeki tavsiyelerine rağmen tekrar zindana götürüldüğünü söyledi. Ahmedinejad da Hamid Bekai ve İsfendiyar Rahim Meşai için oturma eylemi gerçekleştirdi. Destekçileriyle birlikte Tahran’da bulunan İmamzâde Salih Türbesine giden Ahmedinejad cezaevinde bulunan Bekai ve Meşai için 5 Nisan Perşembe günü bir saatlik oturma eylemi yaptı. Bu eylem cezaevinde bulunanların özgürlükleri için yapılan dua ile sona erdi.

Aktivistlerden Hamenei’ye Mektup

Ahmedinejad’a yakın akademisyenler ve Besic Teşkilatı eski yetkililerinden oluşan 300 kişilik bir grup Devrim Rehberi Ali Hamenei’ye mektup yazdılar. Ülkenin özellikle son yıllarda hiç iyiye gidilmediği belirtilen mektupta Hamenei’den bazı alanlarda reform yapılması talep edildi. Devrimden sonra geçici hükümet başkanlığını yapan Mehdi Bazergan’ın da üyesi olduğu İran Özgürlük Hareketi de benzer bir bildiri yayımladı. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal sorunların belirtildiği bildiride böyle devam etmesi durumunda rejimin çöküşünün öngörülebileceğine dikkat çekildi. Demokratik değerlere vurgu yapan ve muhalifliğiyle bilinen bu hareket ile Ahmedinejad’ın aynı noktada buluşması rejimin düştüğü çıkmazı göstermektedir.

İran’a Siber Saldırı Düzenlendi

İran İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Muhammed Azeri Cehrumi sosyal medya hesabından 6 Nisan Cuma günü bazı veri merkezlerinin siber saldırıya maruz kaldığını açıkladı. Cehrumi birtakım küçük yönlendiricilerin fabrika ayarlarına döndüğünü ve saldırının kontrol altına alındığını belirterek sorunun giderilmekte olduğunu ifade etti. Cehrumi ayrıca bu saldırının dışarıdan yapıldığını vurguladı.

“Yolsuzlukla Mücadele Rehberlik Ofisinden Başlasın”

Reşt şehri Milletvekili Golam Ali Caferzade Eymen Abâdi Mecliste görüşülen “Yetkilelerin meşru olmayan mallarının iadesi” tasarısına ilişkin verdiği röportajda bu tasarının yolsuzluk hacminin önüne geçeceğinden ümidi olmadığını söyledi. Eymen Abâdi ayrıca kamuoyunun bu işin bir sonuca ulaşacağına olanı güvenini sağlamlaştırmak için yolsuzlukla mücadelenin Devrim Rehberliği Ofisinden başlamasını istedi.

Yemen Ensarullah Hareketinden S. Arabistan’a Füze Saldırısı

Yemen’de Ensarullah Hareketi’ne bağlı Husi milisler S. Arabistan’ın Asir bölgesindeki Suudi ordusuna ait karargâhı balistik füzelerle hedef aldı. Saldırıda Husiler tarafından üretilen kısa menzilli Bedr-1 füzeleri kullanıldığı belirtildi. İran merkezli Press TV televizyonu tarafından aktarılan bilgilere göre saldırıda birçok S. Arabistan askeri hayatını kaybetti.

ABD Ticaret Bakan Yardımcılığına İran Kökenli Bir Kadın Atandı

3 Nisan’daki törende İran kökenli Nazik Nikahter ABD ticaret bakan yardımcısı olarak yemin etti. Nazik’in göreve başlaması için 19 Mart’ta resmî olarak kongreden onay çıkmıştı. Los Angeles ve Syracuse Üniversitelerinde hukuk eğitimi alan Nazik, bir müddet Georgetown Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak bulundu. Yakın dönemde Washington’da bir hukuk bürosunda çalışan Nazik, bakanlıkta sanayi ve bilgi analizi alanında bakan yardımcısı olarak görev yapacak.

Trump, Suudi ve Katar Liderleriyle İran Hakkında Konuştu

Donald Trump, Suudi Arabistan Kralı ve Katar Emiri ile Körfez İşbirliği Konseyindeki anlaşmazlıklar ve İran’ın bölgesel hareketliliği konusunda bir telefon görüşmesi yaptı. Açıklamaya göre, ABD ve Katar liderleri İran’ın bölgesel stratejisini Ortadoğu’daki istikrar için bir tehdit olarak görüyorlar. Donald Trump’ın ve Suudi kral Salman bin Abdulaziz’in yaptıkları görüşmelerde, İran’ın Suriye krizini Ortadoğu’daki nüfuzunu genişletmek için kullanmasına karşı koyma konusunda fikir birliği içinde oldukları söylendi. Trump bu görüşmelerde Arap Körfez ülkeleri arasındaki anlaşmazlıkların çözülmesinin ve Konsey üyeleri arasındaki ittifakın bölgedeki İran nüfuzuna karşı mücadele etmek için gerekli olduğunu söyledi. Husiler tarafından Suudi Arabistan’a atılan füzelere işaret eden Trump Washington’un Riyad ile dayanışma içinde olduğunu ve İran’ın Husilerle işbirliği içinde olduğunu vurguladı.

Suudi Prens: 10-15 Yıl İçerisinde İran’la Savaşabiliriz

Veliaht Prens Muhammed bin Salman, uluslararası toplumu bölgedeki askeri çatışmalardan kaçınmak için ekonomik ve politik olarak İran üzerindeki baskıyı artırmaya çağırdı. Prens Muhammed bin Salman, The Wall Street Journal ile yaptığı röportajda, “Yaptırımlar rejim üzerinde daha fazla baskı yaratacak, yapmaya çalıştığımız şeyi başarmazsak, 10-15 yıl içinde İran’la savaşabiliriz” diyen Salman, Yemen’e müdahale edilmemesinin de daha büyük bir krize yol açacağını söyledi. Ayrıca İran’ın üç yıldır süren savaşta Suudi Arabistan’a karşı kullanılan balistik füzeler de dahil olmak üzere Husi militanlarına yasadışı yollardan silahlar verdiğini vurguladı. Salman son olarak röportajında “2015’te hareket etmemiş olsaydık, Yemen ikiye bölünmüş olurdu.” dedi.

Kasımi: Suudi Prens “Savaş” Hakkında Hiçbir Şey Bilmiyor

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Behram Kasımi yaptığı açıklamada, Suudi Prens Muhammed bin Salman’ın tarih eğitimi görmediğini ve savaş hakkında hiçbir şey bilmediğini söyledi. Prens Muhammed 29 Mart’ta yayımlanan Wall Street Journal gazetesine verdiği röportajında “Askeri çatışmayı önlemek için başarılı olmak zorundayız. Yapmaya çalıştığımız şeyi başarmazsak, muhtemelen 10-15 yıl içinde İran’la savaşacağız.” demişti. İran Dışişleri Bakanlığı Suudi Prens Muhammed bin Salman’ı “ölümle mücadele etmemek” konusunda uyardı. Kasımi, Prens için “Ya savaşın ne olduğunu bilmiyor ya da tarih okumamış ya da ne yazık ki saygıdeğer biriyle konuşmamış.” dedi. Sözlerine 13. yüzyılda yazılmış bir şiirden bir kısım okuyarak devam eden Kasımi “Bir kartalla uğraşmak isteyen karınca, yok oluşunu hızlandırır.” dedi. Suudi kraliyet ailesindeki Farsça tercümanlardan ise bu kısmın prense doğru şekilde çevrilmesini istedi.

Salman: Hamenei Hitler’den Daha Kötü

Suudi veliaht prens, İran’ın Müslüman Kardeşler ve DEAŞ gibi “aşırılık yanlısı” İslamcı gruplarla birlikte “şer üçgeninde” bulunduğunu söyledi. Eski ABD Başkanı George W. Bush’un 2002’de İran’ın “şer ekseni” içindeki rolüne vurgu yapan sözlerine atıf yapan Prens Muhammed bin Salman, verdiği demeçte Ali Hamenei’nin Hitler’e benzediğini ve İran’ın aşırılık yanlısı Şii ideolojinin yayılmasını isteyen bir rejime başkanlık ettiğini söyledi.

İran’la ilgili Trump-Netanyahu Görüşmesi

ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu İran’ın Orta Doğu’daki nüfuzunu ele aldıkları bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiler. Görüşme sonrası yayımlanan bildiride, "Başkan Trump, ABD’nin İsrail’in güvenliğine olan bağlılığını yineledi ve iki lider, İran’ın zarar getiren nüfuzuna ve istikrarı bozucu eylemlerine karşı koyma konusundaki yakın koordinasyonlarını sürdürmeye karar verdiler." denildi. Telefon görüşmesi, BM Güvenlik Konseyi’nin Ortadoğu’daki son gelişmelere odaklanan oturumunun arifesinde yapıldı.

İran Savunma Bakanı: ABD İslam Dünyasını Bölmek İstiyor

İran Savunma Bakanı Amir Hatemi Çarşamba günü gerçekleşen 7. Moskova Uluslararası Güvenlik Konferansı’nda yaptığı açıklamada, ABD’nin İslam ülkelerinin arasını bozmaya çalıştığını ve bunun sebebinin de Orta Asya bölgesindeki ortak güvenlik sisteminin ABD’nin politik çıkarlarına ters düşmesi olduğunu söyledi. Hatemi, “Müslüman ülkelerin kalkınması ve refahı, özellikle de ABD başta olmak üzere bazı oyuncular için bir endişe kaynağı. İslam dünyasında birlik ve bütünlük varsa, genel güvenlik rejiminin güçlü hale geleceğinin farkındalar. Güvenlik alanındaki herhangi bir konsolidasyonun, Amerika’nın gücünü, duruşunu ve hâkimiyetini koruyan çıkarlara ters düştüğünü düşünüyorlar.” dedi.

Hamenei: İsrail ile Müzakere ‘Affedilmez’

Ayetullah Ali Hamenei Çarşamba günü Suudi Prensin İsraillilerin kendi topraklarında barışçıl yaşama hakları olduğunu söylemesinden sonra, İsrail’le müzakere için yapılacak herhangi bir hamleyi "affedilemez bir hata" olarak nitelendirdi. Hamenei yaptığı açıklamada, "İsrail gibi hilekâr, yalancı ve baskıcı bir rejimle müzakere etme hareketi, Filistin halkının zaferini geri çekecek büyük ve affedilmez bir hatadır." dedi. Suudi Arabistan’dan açıkça bahsedilmeyen açıklamada, bütün Müslümanların Filistin direniş hareketlerini destekleme görevinin bulunduğunu ve Filistinli İslamcı grup Hamas için İran desteğinin devam edeceğine de söz verdi.

Zarif, Hamas Lideriyle Görüştü

İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Hamas lideriyle yaptığı telefon görüşmesinde, İran’ın Filistin direnişine verdiği desteği sürdürmeye söz vererek Filistinlilerin meşru taleplerini dile getirmeyi sürdüreceğini söyledi. 3 Nisan Salı akşamı gerçekleşen telefon görüşmesinde Zarif, İran’ın Filistin halkıyla dayanışmasını, özellikle de Siyonist ordunun acımasız saldırılarıyla karşı karşıya kalan Gazzelileri andı. Zarif, İsrail’in suçları karşısında Filistin halkının meşru taleplerini desteklemek için İslam Dünyası ve Birleşmiş Milletler tarafından tedbir alınmasının gerekliliğine işaret etti.

Endüstriyel Ürünlerin İhracatında Düşüş

İran Sanayi, Madencilik ve Ticaret Bakanlığının Kimyasal ve Selüloz Endüstrileri Genel Müdürü Pervin Nabati, İran’ın 2017’de sanayi sektörü ihracatının 13 milyar 800 milyon dolar olduğunu ve bunun bir önceki yıla göre %8’lik bir düşüşü işaret ettiğini söyledi. İhracat rakamlarındaki gerilemenin iki nedeni var. İlk olarak sanayi ürünlerinin dünya piyasalarında fiyatlarında azalma söz konusu. İkinci olarak İran’ın küresel finans sisteminden dışlanması nedeniyle siparişlerde meydana gelen azalma. Ancak endüstriyel ürün ihracatındaki genel anlamda düşme olsa dahi bitüm (zift, asfalt) ve plastik imalat ürünlerin ihracatında %13 ve %24 büyüme meydana geldi. Petrokimyasal ürünlerinin ihracatı bağlamında en büyük ihracat pazarları sırasıyla: Çin, BAE, Hindistan, Kazakistan, Türkiye, Endonezya ve Irak. Bitüm ürünü ihracatında ise en büyük pazarlar: Hindistan, BAE, Pakistan, Katar, Myanmar, Umman, Bangladeş, Malezya ve Kenya şeklinde sıralanıyor. Plastik imalat ürünlerinde ihracatın %74’ü Irak’a ve %13’ü Afganistan’a yapılıyor.  

Rusların İran’daki Yatırımları

Rusya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yuriy Yushakov, Rusya petrol ve gaz şirketlerinin İran sahalarının geliştirilmesi amacıyla yapacağı yatırım miktarının 50 milyar dolardan fazla olacağını bildirdi. Rusya başkan yardımcısı Moskova’da verdiği bilgilere göre, Rusya ve İran arasındaki enerji işbirliğinin en umut verici alan olduğunu ve Gazprom, Gazprom Neft, Rosneft, Lukoil, Zarubezneft ve Tatneft gibi Rus petrol ve gaz şirketleri İran’da yatırım yapmak için çalışmalar yürüttüğünü söyledi.

İranlı Turistlerin 2017 Yılında Türkiye’deki Harcamaları

İran Meclisi Ekonomi Komisyonu üyesi Masoumeh Aghapour Alishahi, 2017 yılında İranlıların Türkiye’ye yaptıkları turistik seyahatlerde 10 milyar dolar harcadıklarını bildirdi. 2017 yılında 5 milyon İranlı turistin Türk otellerinde kaldığı ve kişi başına ortalama 2.000 dolar harcadığı tahmin edilmektedir. Alishahi, turizm endüstrisinin popülaritesini göz önünde bulundurarak bu konuda alınacak bir önlemin olması gerektiğini belirterek, “Ne yazık ki İran-Türkiye arasındaki ticaretin henüz Türk Lirası ile yapılmadığını ve parasal konuda ikili anlaşmalara göre hareket etmeliyiz” dedi.

İran ile Avrupa Ülkelerinin Ocak Ayı İşlemleri

Eurostat rakamlarına göre, İran ile Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasındaki ticaret, 2018 ocak ayında 1,99 milyar Avro’ya yükseldiği ve bu rakamın 2017 yılının aynı dönemine göre %28’lik artış gösterdiği kaydedildi. İran’ın Avrupa Birliği ülkeleri ile yaptığı ihracatı %52’lik bir artışla 1,7 milyar Avro yükselirken ithalatı ise %8’lik bir artışla 816,47 milyon Avroya ulaşmıştır. İran’ın 2018 Ocak ayındaki en büyük beş ihracat noktası İtalya (312,8 milyon €), İspanya (240 milyon £), Fransa (229,8 milyon €), Yunanistan (157,4 milyon €) ve Hollanda (81,5 milyon €) oldu. İran’ın Avrupa birliği ülkelerden ithalatı ise Almanya (261,5 milyon €), İtalya (111,4 milyon €), Hollanda (99,1 milyon £), Fransa (75,2 milyon €) ve İspanya (47,5 milyon €) idi.

İran Vatandaşları Türkiye’deki En Kalabalık Turist Grubu

Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığının hazırladığı istatistiğe göre, 2018 yılı ocak ve şubat aylarında Türkiye’ye gelen en kalabalık turist kitlesini İran vatandaşları oluşturuyor. Bu iki ay içerisinde 350 bin 421 İranlı Türkiye’yi ziyaret etti. Bu sayı, Türkiye’ye gelen toplam turist sayının içerisinde %11,7’lik bir paya sahip bulunuyor.

Su Sıkıntısı Devam Ediyor

İran Su Kaynakları Genel Müdürü Muhammed Hacı Rasuli, son verilere göre Batı ve Doğu Azerbaycan, Kürdistan ve Erdebil gibi dört eyalette yağışların normal olduğunu, diğer şehirlerde ise ciddi su sıkıntısı yaşandığını açıkladı. Hacı Rasuli, yağışlarda en fazla azalmanın Sistan ve Beluçistan, Kirman, Isfahan, Yezd, Horasan-ı Cenubî, Hürmüzgan, Fars ve Merkezi gibi eyaletlerde görüldüğünü belirtti. Hürmüzgan eyaletinin Bender Abbas şehri, Isfahan, Fars ve Yezd eyaletlerinde su kaynakları konusunda endişe duyulduğu ve Horasan-ı Cenubî eyaletinde yağışlarda %66 oranında azalma görüldüğünü ve bu durumun su kuyularını ve su kanallarını etkilediği belirtilmekte. Tahran’da beş baraj için geçmiş yıllarda su rezervleri yapıldığı ve Tahran için diğer şehir ve eyaletlere göre su kaynakları açısından yağış olmasa da çok fazla kaygılanılmayacağı açıklandı. Ayrıca İran Meteoroloji Genel Müdürlüğü raporlarına göre bu yılın başından itibaren yağışların beklenenin altında (91 mm) olduğu bildirilmekte.

2017 Yılında 17 Bin Deprem Meydana Geldi

İran Deprem Araştırmaları Enstitüsü raporlarına göre, Horasan-ı Rezevi, Kirman, Tahran ve Kirmanşah eyaletlerinin çeşitli şehirlerinde geçen yıl 17 binden fazla deprem meydana geldiği kaydedildi. En şiddetli depremlerin 2017 Aralık ve 2018 Ocak aralığında Kirman eyaletine bağlı Hocedk şehrinde ve Tahran çevresinde meydana geldiği belirtildi. Geçen yıl İran’da meydana gelen depremlerin 5 binden fazlasının 4 ila 5,2 büyüklüğünde olduğu bildirildi. Uluslararası Sismoloji ve Deprem Öngörü Merkezi Başkanı Muhammed Mokhtari, İran’da her ay ortalama 4,5 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini belirtti. 2017 yılı kasım ayında merkez üssünün Irak’ın Süleymaniye ve Halepçe kentlerinin kesiştiği nokta olduğu belirtilen 7.3 büyüklüğündeki deprem Kirmanşah eyaleti merkez, Ser-i Pol-i Zihab ve Kasr-ı Şirin başta olmak üzere yedi şehirde şiddetli bir şekilde hissedildi. Deprem sonucunda 574 kişinin hayatını kaybettiği, yaklaşık 10 bin kişinin yaralandığı ve yaklaşık 70 bin kişinin de evsiz kaldığı açıklanmıştı.

Sınırdan İzinsiz Geçen Genç Vuruldu

Abdulvahid Reyisi, Sarbuk güvenlik noktasındaki güvenlik güçleri tarafından hedef alınarak vuruldu. Sistan ve Beluçistan eyaletine bağlı Kasr Kend şehrinde meydana gelen olayı Deutche Welle Haber Ajansına değerlendiren Kasr Kend Valisi, Beluci gencin kaçakçılık yaptığı için vurulduğunu ileri sürdü.

Mazenderan ve Gilan’daki Atık Sorunu

Çevre Koruma Kurumu Toprak ve Su İşleri Ofisi Genel Müdürü Ali Modîrî, Mazenderân ve Gilan ormanlarında birikmiş çöp ve atık yığınları hakkında bilgi verdi ve çöplerden sızan kirli akıntıların bölgedeki toprak ve su kaynaklarına verdiği zararlardan söz etti. Doğaya karışan sızıntılardaki kirlilik oranının şehirlere oranla %20 ila 30 kat fazla olduğunu belirten Ali Modîrî, sorunun çözümü için en iyi yöntemin çöplerin toplu halde imhası yerine geri dönüşüm çalışmalarının yapılması olacağını belirtti ve bunun için yeterli bütçenin bulunduğunu ancak yetkililerin çözüm için gerekli iradeye ve dikkate henüz sahip olmadıklarını söyledi. Mazenderân Milletvekili Ali Asgar Yûsif-Nejâd ise sorunun çözümü için maddi imkânların varlığından bahsetti ancak o da Çevre Koruma Kurumunu suçlayarak sorunun çözümünün bu kurumun sorumluluğunda olduğu ve kurumun kendi vazifesini layıkıyla yerine getirmediği açıklamasında bulundu.

Kirmanşah’ta Deprem

1 Nisan Pazar günü Kirmanşah Eyaleti’nin Serpol Zehâb şehrinde 5.3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Tahran Üniversitesi Jeofizik Kurumu Sismoloji Merkezinin kayıtlarına göre ise aynı bölge 2 Nisan’da saat sabah 07.33’te yeniden sallandı. Hemen ertesi gün yaşanan bu depremin merkezi Kirmanşah’ın Serpol Zehâb şehrinin 5 km uzağında bir bölge olarak tespit edildi. Depremin Serpol Zehâb haricinde 25 km uzaklıkta bulunan Kasr-ı Şirin ve Gilangarb’da da hissedildiği belirtildi. 85.000 nüfusa sahip Serpol Zehâb şehri 12 Kasım 2017 tarihinde 7.3 büyüklüğünde bir deprem yaşamış ve arkasında 620 mevta ve 12 bin 386 yaralı gibi ağır bilanço bırakmıştı. 12 Kasım’da yaşanan deprem Kirmanşah Eyaleti’nde toplam 10 ilçe ve 1930 köyde hasara ve 100 bin meskenin kullanılamayacak hale gelmesine neden olmuştu.