INSTEX’in Devreye Girmesi Tartışmaları Bitirmedi

INSTEX’in Devreye Girmesi Tartışmaları Bitirmedi
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından anlaşmaya taraf ülkelerce İran’ı anlaşmada kalmaya ikna etmeye yönelik açıklamalar yapılmış ve İran’ın uluslararası ticari faaliyetlerine devam etmesini sağlayacak çeşitli uygulamalar sık sık gündeme gelmişse de bu alanda herhangi bir somut adım atılamamıştı. Bir yılı aşkın süredir dillendirilen Özel Ödeme Aracı (SPV) ve onun kurumsallaşmış şekli olan INSTEX (Ticareti Destekleme Enstrümanı), uzun müzakerelerin ardından nihayet faaliyete geçti. INSTEX sisteminin ana hatları Ocak 2019 sonunda Fransa, Almanya ve İngiltere dışişleri bakanları tarafından yapılan ortak duyuruyla uluslararası kamuoyuyla paylaşılmış ancak sistemin ne zaman faal olarak kullanılmaya başlanacağının açıklanmaması sisteme ilişkin şüpheleri de beraberinde getirmişti. Nitekim Haziran 2018’den beri İngiltere, Fransa ve Almanya’dan oluşan E3 ülkelerinin üzerinde çalıştığı alternatif bir ödeme sisteminin, yaptırımların ikinci ayağı yürürlüğe girmeden önce aktifleştirileceği duyurulmuşsa da bu konuda herhangi bir adım atılmayınca beklentiler boşa çıktığı gibi sistemin uygulanabilirliği de sorgulanmıştır. Ancak tarafların uzun süren çabalarının meyvesi Avusturya'nın başkenti Viyana'da gerçekleştirilen 12. Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) Ortak Komisyonu toplantısının ardından basınla paylaşıldı. Toplantının ardından açıklama yapan Avrupa Dış Eylem Servisi Genel Sekreteri (EEAS) Helga Schmid, sistemin faaliyete geçerek ilk transferin yapıldığını ve yakın zamanda anlaşmaya taraf olmayan ülkelerin de sisteme katılımının sağlanmasına yönelik çalışmaların başlatılacağını belirtti.

INSTEX Sistemi Neden Gecikti?

Sistemin formatına ilişkin ocak ayı başında hatta daha önce yapılan açıklamalar göz önünde bulundurulduğunda, 2018 Kasım ayı itibariyle uygulamaya konulması gereken sistemin haziran ayına sarkması İran tarafından büyük eleştiri almıştı. Zira AB’nin bu konudaki vaatleri ve birbirini takip eden “Sistem uygulanmaya hazır.” açıklamaları, İran’ın bu konuda ümit var olmasına neden olmuştu. Sistemin uygulanmasındaki gecikmenin ardında sıkı ABD yaptırımları olduğu ve taraf ülkelerin sistemin merkezine ilişkin çekimser kaldıkları sık sık basında yer almıştı. Bunun yanı sıra ocak ayındaki açıklamanın ardından E3 ülkeleri İran tarafından da aynı sistemin uygulamaya konmasını istemiş ve sistemin faaliyete geçmesi için birkaç aylık bir süre belirlenmişti. Fakat İran nisan ayının ilk haftasında E3 ülkelerinin istediği “Özel Ticaret ve Finans Enstitüsünü” (STFI) kurmasına rağmen sistem faaliyete geçirilmedi. Bundan bir hafta sonra ise İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, E3 ülkelerini tehdide varan sert bir üslupla eleştirdi. Ancak ABD’nin sisteme ilişkin açıklaması süreci hızlandıran bir rol oynadı. Almanya ziyaretinde INSTEX sistemi ile ilgili konuşan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun “Sistem izin verilmiş malların dolaşımını kolaylaştırmayı hedefliyorsa bu sorun olmaz.” yönündeki açıklaması AB ülkeleri tarafından yeşil ışık olarak algılanmış olmalı ki INSTEX sistemi açıklamayı takip eden bir ay içinde faaliyete geçirildi. Bu açıklamanın yanı sıra İran ile ABD arasındaki gerilimin giderek artması ve İran’ın nükleer anlaşmada belirtilen sınırların üzerinde zenginleştirilmiş uranyum stoklayacağını açıklaması da INSTEX sisteminin İran’ı durdurmak için hızlandırıldığı savını destekler niteliktedir.

INSTEX Sistemi Nasıl İşliyor?

Uzun süredir dile getirilen sistem aslında bir ödeme kanalı olarak değerlendiriliyor. Merkezi Paris’te olan ve Almanya'nın önde gelen bankalarından Commerzbank'ın eski yöneticilerinden Per Fischer tarafından yönetilen sistem bir aracı görevi görüyor. INSTEX temel olarak İran ile yasal sınırlar dahilinde ticaret yapan ülkelerin işlerini kolaylaştırmayı amaçlıyor. Nitekim yaptırımlardan ötürü İran tarafının transfer işlemlerinde yaşadığı sorunlar yaptırımlardan muaf tutulan gıda, ilaç ve diğer insani malzemelerin teminini bile etkilemiş ve bazı şirketler İran ile gerçekleştirdikleri işlemleri askıya almak zorunda kalmıştı. Sistem tam da bu noktada devreye giriyor. Zira işleme dâhil edilen ürünler beklendiği gibi petrol ile bağlantılı ürünler değil gıda, ilaç ve tıbbi malzemelerdir. Sistemle iki ülkede de var olan mekanizmalar sayesinde para ülkeden dışarı çıkmadan ticari faaliyetler gerçekleştiği için paranın kaynağı açısından herhangi bir yaptırım riski bulunmuyor. Örnek vermek gerekirse İran tarafından istenen herhangi bir ürün (gıda, ilaç ve tıbbi malzeme) ticareti için Avrupalı partner gerekli belgelerle INSTEX’e başvuru yapıyor ve kurum şartlar sağlandığı takdirde işleme izin veriyor. Eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek ihracat işlemi için INSTEX tarafından başka bir Avrupalı ithalatçı bulunarak onun işlemleri de gerçekleştiriliyor. Böylece ithalatçının yapması gereken ödeme INSTEX aracılığıyla ihracatçının hesabına kaydediliyor. Aynı sistem İran’da da gerçekleştiriliyor ve İranlı partnerler de aynı yöntemlerle ödeme ve ticaret işlemlerini yapma imkânı buluyor.

INSTEX Sistemi Sürdürülebilir mi?

Sistemin sürdürülebilmesi konusunda iki önemli husus dikkat çekiyor. İlk husus tarafların ticaret hacmidir. AB-İran ticareti göz önünde bulundurulduğunda taraflar arasında dengeli bir ticaret hacminden söz etmek mümkün değildir. Üstelik petrol ve türevlerinin ticaretinin yaptırımlar dolayısıyla sonlandırılması da İran’ın AB ile olan ticaretinde oldukça büyük miktarlarda açık vermesine neden olmaktadır. Her ne kadar gıda ticaretinde ithalat ve ihracat verileri paralellik gösterse de ilaç ve tıbbi malzemeler kısmında büyük bir ticaret açığı mevcuttur. Eurostat verilerine göre, 2017 yılında 11 aylık dönemde AB’nin İran’a yaptığı ilaç ve tıbbi malzeme ihracatı 851 milyon avro iken ithalat 27 milyon avro seviyesinde kalmıştır. Böyle bir durumda ise sistemin birbirini karşılayacak ithalat ve ihracat taleplerini bulması kolay olmayacaktır. Her ne kadar E3 ülkeleri sistemin işleyişini kolaylaştırmak için sisteme en az birkaç milyon avroluk bir sermaye enjeksiyonu sağlayacaklarını açıklasalar da kısa bir süre sonra finansman sorununun tekrar açığa çıkması kaçınılmazdır. Zaman içerisinde AB dışındaki diğer ülkelerin de sisteme katılması bir diğer çözüm önerisi olarak masada yer alıyor. Nitekim E3 ülkelerinin yanı sıra Avusturya, Belçika, Finlandiya, Hollanda, Slovenya, İspanya ve İsveç’ten oluşan yedi Avrupa ülkesi de sisteme desteklerini açıklarken Rusya da mekanizmaya dâhil olmayı düşündüğünü belirtti. Ancak ülkelerin çokluğu ve İran ile ticaret profilleri göz önüne alınırsa İran’ın ana ihracat kalemi olan petrol ve türevleri sisteme dâhil edilmedikçe finansal problemlerin çözülmesi mümkün görünmemektedir. Üstelik petrolün yanı sıra İran’ın önemli ihracat kalemlerinin neredeyse tamamı da yaptırımlar kapsamında yer alıyor. Ayrıca AB’nin sistem kurulurken yaptırımların çevresinden dolanmaktan ziyade “yasal sınırlar dâhilinde ticareti kolaylaştırıcı bir mekanizma” vurgusu yapması da petrolün kapsam içine alınması yönünde herhangi bir açık kapı bulunmadığını düşündürüyor. Diğer önemli husus ise İran’ın kurduğu aracı enstitünün yapısı. Nitekim STFI 3 banka (Bank Pasargad, Refah Kargaran Bank, Bank Keshavarzi) ve bir finansal teknoloji şirketinin (Fardis Gostar Kish) iş birliğiyle kurulmuş bir sistemdir. İsmi geçen şirket de kısmen İran Merkez Bankasına aittir. Özel bankaların katılımı ve sistemin Merkez Bankası ile olan bağları sistemi kolaylıkla yaptırımlara hedef yapabilecektir. Böyle bir yapı da sistemin AB’den beklenilen ilgiyi görmesinin önüne geçebilir.

İran INSTEX Sisteminden Memnun mu?

ABD’nin nükleer anlaşmadan çekildiğini açıklamasından sonraki süreç İran’ın anlaşmanın diğer taraflarını bağlılık testine tabi tuttuğu ve ara ara anlaşmadan çekilmekle tehdit ettiği bir hâl aldı. Hem AB ülkeleri hem de İran tarafı sık sık anlaşmaya olan bağlılıklarını sözlü olarak dile getirse de süreçte yaşanan sıkıntılar taraflar arasındaki güvenin zedelenmesine neden oldu. İran tarafı her açıklamasında AB’nin çabalarını yetersiz gördüğünü belirtirken AB tarafının açıklamaları İran’ı anlaşmada tutma niyetiyle ancak yine tehditkâr bir çerçeve dâhilinde sunuldu. Fakat bir yıllık bir sürenin ardından uzun çabalar sonucunda sunulan INSTEX İran tarafından çok da olumlu karşılanmadı. Zira hem sürecin beklenilenden fazla sürmesi hem de sistemin kapsamı, İran tarafını memnun etmiş gibi görünmüyor. Uygulamanın devreye girdiğinin açıklanmasının ardından İran tarafından art arda açıklamalar geldi. Açıklamaların ana eksenini INSTEX sisteminin petrol ve türevlerini kapsamaması oluşturuyor. Helga Schmid’in açıklamasının ardından konuşma yapan İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Abbas Arakçi, sistemin İran’ın beklentilerinin karşılamadığını belirtirken AB’yi İran’ın bir yıllık stratejik iş birliğini iyi kullanamamakla suçladı. Açıklamasına “AB’nin yapması gereken şey daha önceleri olduğu gibi İran'dan petrol almak ve ilk başta işlemleri kolaylaştırmak için 10-15 milyon dolarlık bir kredi limiti sağlamak.” sözleriyle devam eden Arakçi, uranyum tehdidini tekrar masaya sürdü. Benzer minvalde açıklamalar İran Merkez Bankası Başkanı Abdunnasir Himmeti, İran'ın BM Daimî Temsilcisi Mecid Taht Revançi ve bazı milletvekillerinden de geldi. Himmeti sistemin tam olarak çalışabilmesi için ABD yaptırımları yerine KOEP’e göre dizayn edilmesi gerektiğini ve sistemin AB ülkelerinin petrol alımlarından doğan ödemelerle sürdürülebileceğini vurgularken Revançi sistemde yeterli miktarda sermaye olmamasını “benzinsiz güzel bir araba” benzetmesiyle eleştirerek mevcut hâliyle sistemin yetersiz olduğunu düşündüğünü açıkladı. Milletvekillerini açıklamalarını da sisteme petrol ve türevlerinin dahil edilmemesi ve zamanlamada yaşanan sıkıntılar şekillendirdi.

INSTEX Sorunları Çözebilir mi?

Sistemin kapsamı ve yükümlülükleri İran tarafı açısından pek memnuiyetle karşılanmasa da mevcut koşullar nedeniyle İran’ın bu sistemi kullanmaktan başka bir seçeneği bulunmuyor. Ancak sistemin kuruluşunda E3 ülkeleri tarafından vurgulanan birkaç madde İran’da Ruhani hükûmetini zorlayacaktır. Her ne kadar taraflar arasında istenilen mekanizmalar kurulmuş olsa da E3 ülkelerinin İran’ın FATF’ı bir an önce uygulamasını istemesi İran’ı zorlayacak maddelerden ilki. Nitekim uzun süredir devam eden ve ülke içinde sorunlara neden olan FATF ile uyumlu bir kanun tasarısının hazırlanması, en azından bu gergin ortamda ve istenilen kısa süre zarfında mümkün görünmemektedir. İkinci sorun ise sistemin terörle mücadele vurgusu. İran’ın Ortadoğu’da sürdürdüğü proxy savaşları pek çok ülke tarafından eleştirilirken İran bu konuda da oldukça katı bir duruş sergiliyor. Son husus ise sistemin ABD yaptırımlarına uyum sağlaması. E3 ülkeleri hemen hemen her platformda sistemin yasal çerçeve dâhilinde kurulduğunu üstüne basa basa dile getirmiştir. Ancak İran’ın beklentileri bu açıklamalarla uyuşmuyor. Zira İran tarafı AB’nin petrol almasına yönelik çağrılarının yanı sıra en azından yakın vadede petrol ile birlikte sisteme dâhil edilecek ürün gruplarının genişletilmesini beklemektedir. İran'dan gıda ve diğer ihtiyaçlar karşılığında petrol almak isteyen Rusya da sistemin petrol ve diğer yasaklı malları kapsaması ve 3. taraflara açılması konusunda İran ile hemfikir. Sistemin ABD yaptırımlarının kapsamına göre şekillenmiş olması ise Rusya-İran ticaretinde adeta elleri kolları bağlıyor. Üstelik İran ve Rusya’nın taleplerine karşın AB tarafından bu beklentileri destekleyecek herhangi bir açıklama ya da hamle gelmemiştir. Ayrıca bir yıllık süreç de AB’nin ABD ile doğrudan karşı karşıya gelmekten kaçındığını göstermektedir.

Karışık ve sancılı bir dönemde uygulamaya konulan sistem yaşanan gerginliklerin ve sorunların kısa süreliğine göz ardı edilmesini sağlasa dahi etkinliğine ilişkin sorunlardan ötürü daha çok eleştiriye maruz kalacak gibi görünmektedir. Üstelik İran tarafının sistemin yetersiz bulunması neticesinde nükleer anlaşmadan kaynaklanan taahhütleri yerine getirmekten vazgeçeceğini açıklaması, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun açıklamalarının da İran’ın bu doğrultuda adımlar attığını desteklemesi, sorunların bu sistemle çözülmeyeceğini hatta perçinlenebileceğini düşündürüyor. Her ne kadar sistem faaliyete geçirilmiş ve ilk transferler gerçekleştirilmiş olsa da AB-İran ilişkilerini zedeleme riski taşımaktadır. Tarafların nükleer anlaşma bağlantılı tehditlerinin devam etmesi ise şimdilik kaçınılmazdır. İran tarafı INSTEX sistemine ilişkin nihai kararını henüz açıklamamışsa da yetkililerin şimdiye dek verdiği beyanat İran’ın memnuniyetsizliğin devam edeceğini göstermektedir. Hem INSTEX sisteminin asıl etkisi hem de ülkenin geleceği, Ruhani’nin AB ülkelerine tanıdığı mühletin ilk kısmının sona ereceği 8 Temmuz tarihinde belli olacak gibi görünmektedir.