İran Basınında Öne Çıkanlar (19-25 Haziran 2022)

İran Basınında Öne Çıkanlar (19-25 Haziran 2022)
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

DMO İstihbarat Başkanı’nın Görevden Alınması 

İran’da 2009 yılından bu yana Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) İstihbarat başkanı görevini sürdüren Hüseyin Taib’in görevden alınarak yerine Muhammed Kazimi’nin getirilmesi, kamuoyunda çeşitli tartışmalara yer açmakla beraber İran basınında geniş yer edinmiştir. DMO ile yakınlığıyla ön plana çıkan muhafazakâr çizgideki Cevan gazetesi, “DMO İstihbarat Birimine Taze Kan Nakli” manşetini kullanarak söz konusu kararı daha çok görev değişikliği olarak göstermeye çalışmış ve bu değişiklikle DMO’nun daha güçlü bir teşkilata dönüşeceğini bildirmiştir. Muhafazakâr çizgideki Mütelife Partisine yakın Risalet gazetesinde de benzer bir çerçeve çizilerek Taib’in DMO’ya ayrıcalıklı bir rol ve farklı bir imaj kazandırdığı ifade edilmiştir. Dünya-yı İktisat gazetesinde ise bahsi geçen karar görevden alınma olarak gösterilmemiş ve Taib’in uzun yıllar boyunca DMO İstihbarat başkanı görevini sürdürmesi başarı olarak telakki edilmiştir. 

Reformcu cenaha yakın bazı gazetelerde farklı bir perspektif sunulduğunu belirtmek mümkündür. Eski cumhurbaşkanı ve pragmatik siyasetçi Haşimi Rafsancani’ye yakınlığıyla bilinen Arman-ı İmruz gazetesi Taib’e yönelik casusluk iddialarına yer vermiş ve İran’da istihbarat kuruluşlarının başına getirilen isimlerin din adamı kökenli olması zorunluluğuna rağmen Taib’in yerine atanan Kazımi’nin bu şartı taşımadığına dikkat çekmiştir. Keyhan, Horasan ve İran gibi ülkede yayımlanan önde gelen diğer gazeteler ise olayı ana hatlarıyla okuyucuya sunmakla yetinmiştir.

İran-İsrail arasındaki karşılıklı sabotaj girişimlerinin ve kritik görevlerde bulunan isimlerin şüpheli ölümlerinin arttığı bir süreçte üst düzey askerî bir figürün görevden alınması, İran basınında farklı perspektiflerle ele alınmakla beraber ülkedeki güvenlik ve istihbarat zafiyeti tartışmalarına da ivme kazandırmıştır. Devlet yanlısı ve muhafazakâr çizgideki basın kuruluşlarında söz konusu kararın, görevden alınma olarak aktarılmadığı gözlemlenmiştir. Bunun yanında, son günlerde İran’da yaşanan İsrail bağlantılı şüpheli gelişmelere ve ülkedeki güvenlik zafiyeti tartışmalarına yer verilmeyip meselenin daha çok Devrim’in getirdiği radikal söylemler ekseninde işlendiği görülmektedir. Buna karşılık bazı reformcu basın kuruluşlarında İsrail’in İran içinde artan operasyonları mercek altına alınarak DMO’nun yeni bir yapılanmaya gittiği değerlendirilmesinde bulunulmuştur.

İran ve Kazakistan Arasında İmzalanan 9 Mutabakat Zaptı

Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in 19 Haziran 2022 tarihinde Tahran’a gerçekleştirdiği resmî ziyaret kapsamında iki ülke arasında 9 mutabakat zaptı imzalanmıştır. Ticari-ekonomik ilişkiler, transit taşımacılığın geliştirilmesi, petrol ve doğal gaz, tarım, kültürel ilişkiler, stratejik araştırmalar ve medya alanlarını kapsayan söz konusu anlaşma; İran basınında bu hafta yankı bulan önemli gelişmeler arasında yer almıştır.

Reformcu bir yayın politikası izleyen İbtikar gazetesinde, Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası değişen küresel denklemlerden hareketle Orta Asya ülkelerinin yeni bir ittifak arayışı içine girebilecekleri belirtilmekte ve bu bağlamda İran’ın Orta Asya’ya yönelik reel politik açılımlarının siyasi ve ekonomik potansiyeline dikkat çekilmektedir. İran Radyo ve Televizyon Kurumuna bağlı Cam-ı Cem gazetesinde de benzer bir çerçeve çizilmiştir. DMO ile yakınlığıyla ön plana çıkan Cevan gazetesinde, müspet ve ılımlı bir tutumla İbrahim Reisi hükûmetinin komşu ülkelerle ilişkilerde yeni bir döneme girdiği ifade edilmiştir. İran’ın resmî haber ajansı IRNA’ya bağlı İran gazetesinde ise dış ticaretin geliştirilmesinin bölgesel iş birliğindeki rolü vurgulanarak Kazakistan-Türkmenistan-İran-Türkiye Transit Koridoru’nun açılışı manşete taşınmıştır. 
Sonuç olarak İran basınında genel itibarıyla söz konusu anlaşmanın müspet ve ılımlı bir zeminde irdelendiğini belirtmek mümkündür. Tahran yönetiminin Orta Asya ülkelerine karşı ekonomik ve ticari ilişkileri önceleyen bir politika geliştirmeye çalışmasının yanında bölgesel yakınlaşmayı hedefleyen bir yaklaşım içinde olduğu değerlendirilmektedir. Bunun yanında Orta Asya’nın İran açısından jeostratejik ve jeopolitik avantajlarına dikkat çekilerek İran’ın bu avantajları, ekonomik ve siyasal yaptırımları hafifletecek stratejilere dönüştürmeye çalıştığı belirtilmektedir. 

Rusya Dışişleri Bakanı’nın Tahran Ziyareti

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Tahran’a gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile görüşmesi İran basınında büyük bir yankı uyandırmıştır. 

Eski cumhurbaşkanı ve pragmatik siyasetçi Rafsancani’ye yakın Arman-ı İmruz gazetesinde, İran ile Rusya arasında tırmanan enerji ve jeopolitik alanındaki rekabetin göz ardı edildiği ifade edilerek Rusya’nın Tahran ile olan ilişkilerini, kısa vadedeki çıkarları uğruna Batı ülkeleriyle pazarlık unsuru olarak kullanmasına değinilmiştir. Reformcu cenahın en önde gelen yayınlarından olarak kabul edilen Şark gazetesinde, ziyaretin arka planı okunmaya çalışılmıştır. Buna göre Moskova; Tahran ve Körfez ülkeleri arasında diplomatik bir denge kurmaya çalışmakla beraber Ukrayna-Rusya Savaşı ve Rusya’nın Suriye’den çekilmesi gibi gelişmelerin ardından Ankara’nın bölgesel hareketlerini dengelemek istemektedir. Ayrıca İran-Rusya arasındaki enerji alanlarındaki rekabet ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının Tahran aleyhindeki kararının ardından Rusya’nın, İran’ı kontrol etme girişimi de bu ziyaretle ilişkilendirilen diğer etkenlerdir. İran’ın resmî haber ajansı IRNA’ya bağlı İran gazetesinde, iki ülke arasındaki ittifakın ABD yaptırımlarına karşı direndiği vurgulanmış ve Reisi hükûmetinin farklı bir yaklaşım benimseyerek Tahran-Moskova ilişkilerinin derinleşmesine ivme kazandırdığı öne sürülmüştür. Muhafazakâr bir yayın politikası izleyen Cevan gazetesinde, ABD-İsrail-Suudi Arabistan merkezli ittifak karşısında Rusya-İran ittifakının ehemmiyetine yer verilmiştir.

İran basınının Lavrov’un Tahran ziyaretine yönelik tutumuna bakıldığında genel itibarıyla söz konusu ziyaretin, İran’ın nükleer müzakerelerinin çıkmaza girmesi ve İsrail ile olan gerginliğin derinleşmesi gibi nedenlerle dış izolasyona maruz kaldığı bir süreçte gerçekleşmesine dikkat çekildiği görülmektedir. Bunun yanında muhafazakâr bir çizgide hareket eden yayınlarda, ziyaretin ideolojik bir yaklaşımla ele alındığı gözlemlenmiştir. Buna karşılık reformcu yayınlarda söz konusu ziyaretin, Tahran yönetimi için yaratabileceği tehditler irdelenerek Rusya-İran ilişkilerindeki güvensizliğin reelpolitik bir boyutla ele alındığını belirtmek mümkündür.