İran’da İşsizlik Neden Azalıyor?

İran’da İşsizlik Neden Azalıyor?
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran İstatistik Merkezinin 1399 (2020) yılıyla ilgili yayımladığı istihdam raporuna göre 1399 yılında yıllık işsizlik oranı %9,6 olarak gerçekleşti. Bu veriye ilave olarak nüfusun %41,3’ü iş gücü piyasasına katıldı. 1398 (2019) yılı için işsizlik oranı %10,7 ve iş gücü piyasasına katılım ise %44,1’dir. 1399 yılında koronavirüs ve yaptırımların etkilerini düşündüğümüzde işsizlik oranı geçen yıla nispeten düşük kalmaktadır. Ancak burada önemli olan başka bir gösterge ise “iş gücü piyasasına” katılım oranındaki düşüştür. Bu oran, 1398 yılına nispeten %2,8 oranında düşüş göstermiştir. Özetle İran’da 1,4 milyon kişi resmî verilere göre iş gücüne katılmaktan yani iş aramaktan vazgeçmiş veya işsiz olma süresini aşmıştır.

 

Grafik: 1398 ve 1399 Yılları İşsizlik Oranları

Kaynak: İran İstatistik Merkezi, 1400.

 

Şehir ve kırsal alanlardaki iş gücüne katılım oranlarındaki düşüş, kırsal alanlarda yüzdelik olarak daha fazla olsa da veriler birbirine oldukça yakındır. Şehirlerde işsizlik oranı 1398 yılında %11,8 iken 1399 yılında %10,4 olarak gerçekleşmiştir. İş gücüne katılım oranı ise %2,6 düşmüştür. Kırsalda ise 1398 yılında işsizlik oranı %7,3 iken 1399 yılında bu oran %7,2 olarak gerçekleşmiş ve iş gücüne katılım oranı %3,1 düşmüştür. Ülkenin önemli illerinde ise iş gücüne katılım oranındaki düşüşler şu şekildedir: Doğu Azerbaycan %1,9, Isfahan %3,8, Tahran %2,7, Horasan-i Rezevi %3,7, Sistan ve Beluçistan %3,7 ve Fars %4.

İran’daki işsizlik oranlarının neden düştüğünü analiz etmek için öncelikle bazı teknik terimlerin mahiyetini bilmek gerekmektedir:

• İş gücü: İstihdam edilenler ve işsizlerden oluşmaktadır.

• İşsizler: Belirli sürede “ciddi” olarak iş arayıp ancak bulamayanlar kişilerdir.

• İşsizlik oranı: İşsiz sayısının toplam iş gücüne bölünüp 100 ile çarpılmasıyla bulunmaktadır. [İşsizlik Oranı= (İşsizlerin Sayısı/Toplam iş gücü) *100]

Bütün bu tanımlar göz önünde bulundurulduğunda teknik olarak işsiz olan kişilerin artık iş gücüne katılmaktan vazgeçmesi veya işsiz olma süresini aşması nedeniyle bu sayının, toplam iş gücüne katılımdan daha yüksek şekilde düşmesi, işsizlik oranının payını azaltacaktır. Bu sebeple işsizlik oranı da nispeten düşecektir. Özetle koronavirüs salgını ve yaptırım koşulları altında işverenlerin, mal ve hizmetlere talebin düşmesi nedeniyle daha az iş gücü talebinde bulunması ve işsizlerin “artık” iş bulamaması, teknik açıklamanın uygulama yönünü oluşturmaktadır.

Siyasi ve Sosyoekonomik Riskler

1,4 milyon kişinin iş gücüne katılmaktan vazgeçmesi veya katılamaması, İran için sosyoekonomik ve siyasi olarak büyük riskler taşımaktadır. İşsiz kişiler siyasi olarak daha muhalif ve hükûmetin negatif sonuçlanan politikalarına karşı daha kırılgan olmaktadır. Artan muhaliflik ve kırılganlık hiç şüphesiz toplumsal baskılanma hissini daha da artıracağından bu durumun, İran’da büyük kitlelerin şiddetli gösterilerine kapı açması kaçınılmazdır. Daha önceki kitlesel gösteriler de bu bağlamda önemli bir dayanak noktası olarak karşımıza çıkmaktadır.

Toplum genelinde artan muhaliflik, yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki katılım oranlarını da mutlaka etkileyecektir. Devletten beklentilerini kesmiş insanların tepkilerini seçimlere katılmayarak göstermesi, şartlar göz önünde bulundurulduğunda olası gözükmektedir. Seçimlere katılımın sosyoekonomik riskler nedeniyle az olması, İslam Cumhuriyeti’nin halk oylaması ile başa gelen yöneticilerin meşruiyetini ve dolayısıyla İslam Cumhuriyeti’nin meşruiyetini tehlikeye atacaktır. Böylece seçilecek yöneticilerin sosyoekonomik riskleri kontrollü bir şekilde minimize etmesi gerekmektedir. Aksi takdirde toplumsal gösteriler ve siyasi meşruiyet tartışmaları gündeme tekrardan gelecektir.

Genç iş gücü bağlamında riskler incelendiğinde İranlı yöneticiler için kısa ve uzun vade ayrımı ortaya çıkmaktadır. Ülkenin geleceğinde söz sahibi olacak gençler için yöneticilerin riskleri minimize etmeye yönelik daha kapsamlı ve sürdürebilir çözümler bulması gerekmektedir. Kısa vadede risklerin minimize edilmesi, günü kurtarmak adına önemli bir adım olabilir. Ancak İranlı gençlerin gitgide İslam Cumhuriyeti’ne güvenlerini yitirmesi, yöneticilerin uzun vadede atacağı adımları daha elzem kılmaktadır.