İran’da Protestolar ve Z Kuşağı

İran’da Protestolar ve Z Kuşağı
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz
Başkan Vekili Turgay Şafak

İran’da Mehsa Emini’nin gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybetmesi ile başlayan olaylar, üçüncü haftasını geride bıraktı. Protesto gösterileri kısa sürede bütün İran sathında muhtelif şehirlerde kitlesel hareketlere dönüştü. Olaylar, önce hayatını kaybeden Emini’nin memleketi olan Sakız’da başladı ancak kısa sürede bütün İran sokaklarına yayıldı. İran’da bu tür toplumsal hareketlilikler birkaç yılda bir tekrar etmektedir. 2009 Cumhurbaşkanlığı Seçimi sonrası oyların sayımında usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla başlayan itirazlardan sonra muhtelif sebeplerle protesto gösterileri de gerçekleşmiştir. Sokak gösterilerinin sebepleri, talepleri ve özneleri; çoğu zaman birbirinden farklılık göstermektedir.

Son Yıllarda Yaşanan Protestolar ve Gerekçeleri

15 Kasım 2017’de İran’ın önemli dinî merkezlerinden biri olan Meşhed şehrinde meydana gelen protesto gösterilerinde, temel itiraz noktası ekonomik gerekçelerdi. Protestolarda öne çıkan kesim, bugüne kadar gördüğümüz siyasi farkındalığı olan aktivist veya öğrenciler değil; peş peşe gelen zamlara isyan eden dar gelirlilerdi.

15 Kasım 2019 tarihinde benzin zamları sonrasında başlayan olayların öznesi, yine daha çok ekonomik darboğaza tepki gösteren, sürekli gelen zamlardan şikâyet eden işsizler ve büyük şehirlerin varoşlarında yaşayan vatandaşlardı. Olaylar, ekonomik gerekçelerle başlamış ve daha sonra Devrim Rehberi ile sistem karşıtı protestolara dönüşmüştü.

Ülke çapında protestolara yol açan bir başka gelişme, 8 Ocak 2020 tarihinde Ukrayna’nın başkenti Kiev üzerinden Kanada’ya gitmek üzere Tahran Uluslararası İmam Humeyni Havalimanından havalanan yolcu uçağının Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) tarafından yanlışlıkla düşürülerek 176 kişinin hayatını kaybetmesi sonucu yaşanmıştır. Uçağın düşmesi sonrası yetkililer öncelikle inkâr etmişler ancak üç gün sonra itiraf etmek zorunda kalmışlardır. Bu olay sonrası ilk protestolar üniversitelerde başlamış ve toplumun her kesimine yayılmıştı. 

Öte yandan su ve elektrik kesintileri gibi kronik sorunlarla sürekli karşı karşıya kalan Huzistan ilinde de muhtelif zamanlarda farklı gerekçelerle protesto gösterileri düzenlenmiştir. Geri kalmışlık ve varoşlaşma açısından İran’ın ikinci ili olan Huzistan, son yıllarda protestoların en yoğun yaşandığı yerlerden biridir

2021 Mayıs ayında özellikle Tahran’da yaşanan geniş çaplı elektrik kesintileri de protestolara sebep olmuş ve Fars, Mazenderan, Elborz, Kum, Huzistan, Gilan, Gülistan ile Sistan ve Beluçistan illerinin pek çok yerinde “elektrik protestoları” gerçekleştirilmiştir. Elektrik kesintileri özellikle hastaneler ile bankaların çalışmalarını olumsuz etkilemiştir.

Emini Olayı ve Z Kuşağının Sokaklara Çıkışı

Kuşak, belirli bir zaman aralığında doğan insanların oluşturduğu kalabalık topluluk olarak tanımlanır. Kuşaklar arasındaki zaman dilimi, yirmi yıl olarak kabul edilmektedir. Kuşakların belirlenmesinde en önemli faktörler, teknoloji ve iletişimdir. Önceki kuşaklar televizyon, renkli televizyon, telefon, cep telefonu tecrübelerini çoğunlukla doğumlarından on yıl sonra yaşamışlarken Z kuşağı, internetin ve akıllı telefonların yaygınlaştığı bir dönemde doğmuştur

İran’da son haftalarda yaşanan protesto olaylarında en çok dikkati çeken durum, sokaklara inenlerin yirmili yaşlardaki gençlerin yani Z kuşağının olmasıdır. Gözaltına alınanların yaş ortalamalarının 14-18 yaş arası olması, protestolara katılanların büyük çoğunluğunun Z kuşağı gençliği olduğunun ispatı gibidir. Bugüne kadar yaşanan benzer olaylarda özne ya belli bir siyasi kampa mensup olan gruplardı ya da ekonomik gerekçelerle sokağa inen dar gelirli ve şehrin varoşlarında yaşayan İranlılardı. Protestolardan yararlanarak durumdan vazife çıkarmaya çalışan bazı örgütleri saymazsak bir lideri olmayan gençler, başlangıçta Emini’nin ölümü üzerine sokaklara çıktılar. Özellikle 2000 sonrası dünyaya gelen, internet ve iletişim çağında büyüyen, dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden; bugün üniversitelerde, liselerde okuyan öğrencilerin son olaylarda ön planda olması dikkatlerin daha çok Z kuşağına, İran’daki tabiri ile “seksenliler” olarak tanımlanan 2000 sonrası doğumlu gençlere çekilmesine yol açtı. 

Bütün dünyada olduğu gibi İran’da da Z kuşağı teknolojik gelişmelerin, internetin ve iletişim çağının içine doğmuştur. İran’da her kuşağın birbirinden farklı talepleri olmuştur. Bugün siyasetle ilgilenmediği düşünülen, istediği yaşam tarzını tercih edemeyen Z kuşağı, kendisine zorla kabul ettirilen yaşam tarzına karşı direnme yolunu seçmiştir. Kadınlarla ilgili olarak da benzer şeyler söylenebilir. Kadınların giyimleri hususundaki sınırlandırmalara karşı bir toplumsal vicdan ortaya çıkmıştır. İran’da Z kuşağının son protesto gösterilerinden önce dikkatleri üzerlerine çeken, sivil itaatsizlik olarak yorumlanabilecek bazı davranışları olmuştu. Örneğin 2016 Haziran ayında sosyal medya ve kitle iletişim araçları üzerinden haberleşerek okulların kapandığı gün Tahran’ın meşhur alışveriş merkezlerinden birinde 2 bin lise öğrencisinin bir araya gelmesi, büyük tartışmalara yok açmıştı. Yine Tahran’ın büyük parklarında yaz aylarında benzer bir şekilde gençlerin kalabalık gruplar hâlinde bir araya gelip su tabancaları ile birbirlerini ıslatarak oyun oynamaları gündem olmuştu. Benzer bir tartışma, meşhur popçu Murtaza Paşayi’nin cenaze töreninde de yaşanmış özellikle gençlerin katılımı oldukça şaşırtmıştı. Hatta sanatçının ölümü ve sonrasında yaşananlar hakkında İran’ın önemli sosyologlarının katılımı ile “Bir Ölümün Fenomenolojisi” başlıklı bir panel düzenlenmişti.

İran’da; Z kuşağından önceki kuşaklar, kendi dünyaları için başarılı sayılabilecek işlere imza atmıştı. 70 kuşağı, devrim yaparak kendi zamanı için bir başarıya imza attı. 80 kuşağı Irak Savaşı sebebiyle cepheye katılmış ve 90 kuşağı, reformcu hareketler ortaya koyarak kendileri için bir hatıra oluşturmuşlardı. Lakin 2000 kuşağının kişisel tarihinde başarı olarak sayılabilecek bir hareketleri, bir hikâyeleri olmamıştır. Bu gençler, hayatlarını yoksunluklar içinde sürdürmektedir ki maddi olarak bir sorunları olmasa dahi hayattan beklentilerini sadece maddi gerekçelerle açıklamak mümkün değildir. Önceki kuşaklar idealistti fakat bu kuşağın ne ideali ne de ideolojisi vardır. Bu kuşak için bireycilik ve şahsileştirme çok önemlidir. Zorunlu örtünmeye karşı sokaklara çıkan liselilerin siyasi bir talepleri yok ve bu gençler, istedikleri şekilde yaşamak istiyor. Lakin özgürlükleri ve talepleri karşılanmadığı için sokaklara dökülmeyi tercih ediyor.

Öte yandan yaşanan hadiselerin merkezinde zorunlu örtünme ve İrşat Devriyeleri gibi doğrudan kadınları ilgilendiren hususların olması, Z kuşağının tamamındansa daha çok kız öğrencilerin protestolara katılmasıyla sonuçlanmıştır. İran’da yaklaşık 15 milyon ilköğretim/lise öğrencisinin 8 milyonu kız öğrencilerden oluşmaktadır. 2021 yılında gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçiminde ilk kez oy kullanan 1 milyon 300 bin genç, siyaset sahnesine çıktı. Siyaset sahnesine adım atan bu gençler; seslerinin duyulmadığını, fikirlerinin önemsenmediğini düşünmektedir. Özellikle siyasi elitlerin ve belli bir kesimin çocuklarının yurt dışında “zorunlu örtünme”den ve “İrşad Devriyeleri”nden azade eğitim görmeleri ve yaşamlarını sürdürmeleri de gençlerin sokağa çıkmalarının bir başka motivasyonu olmuştur.

Sonuç olarak 2009 Yeşil Hareket’e kadar her on yılda bir yaşanan protesto gösterileri, son yıllarda daha sık aralıklarla hatta neredeyse her yıl yaşanmaya başlanmıştır. Her protesto gösterisinin birbirinden farklı sebepleri ve özneleri vardır. Bugün hâlen devam eden protestolar, İran’da “seksenliler” olarak anılan Z kuşağının siyaset sahnesine çıkıp taleplerini dile getirdikleri bir ortam oluşturmuştur. Kendisinden önceki kuşakların Devrim hikâyeleri ile büyüyen Z kuşağı gençleri artık kendi hikâyelerini yazmak istediklerini göstermişlerdir.