İran’ın Balkan Ülkelerinde Kültürel Hâkimiyetini Genişletme Stratejileri

İran’ın Balkan Ülkelerinde Kültürel Hâkimiyetini Genişletme Stratejileri
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran’da, İslam devletinin kuruluşundan itibaren dünyanın diğer bölgelerine müdahale etme eğilimi oluşmuştur. İran İslam Cumhuriyeti’nin teorisyenleri ile kültür ve siyaset elitleri, yayılmacı politikalarını gerekçelendirmek için birçok düşünce ve kavram geliştirmiştir. İran, Batı Balkan ülkeleri dâhil olmak üzere her zaman Müslüman ülkelerde etkin olmayı hedeflemiştir. Diğer ülkelere müdahale etme düşüncesi “İran İslam Devrimi’ni ihraç etme” teorisi dâhilinde ifade edilmiştir. Bu düşünce ilk olarak İran İslam Devrimi’nin lideri Ayetullah Humeyni tarafından şu sözlerle dile getirilmiştir: “Devrimimiz her ülkeye ihraç edilmeli sözümüz, diğer ülkeleri fethetmek istediğimiz anlamına gelmez. Biz, İranlıların dünyanın süper güçlerinden kendini ayrıştırarak gerçekleştirdiği uyanışın, dünyanın diğer ülkeleri ve halkları tarafından da anlaşılıp gerçekleştirilmesini arzuluyoruz. Devrim’i bütün halklara ihraç etmenin anlamı, insanları uyandırıp içinde bulundukları baskı ve şiddetten kendilerini kurtarmalarını sağlamaktır.”1

İranlı siyaset bilimi profesörü Ruhi Ramazani, Humeyni’nin düşünceleri üzerine inşa edilen İran İslam Devrimi’nin ihracı teorisini şu şekilde tanımlar: “Devrim ihracı, kısa vadede İslam Cumhuriyeti’ni korumak ve bilhassa Basra Körfezi’nde güvenliği sağlamak; uzun vadede ise İslam adalet şemsiyesi altında bir dünya sistemi kurmaya yarayan bir araçtır.”2 İranlı yöneticiler ve ideologlar devrim ihracı hususunda birçok siyaset ile yöntemleri ve içerikleri bakımından sıklıkla birbiriyle çelişen anlatılar geliştirmiştir.

İran, Balkan bölgesinin büyük ölçüde Müslümanlardan oluşmasından hareketle Balkanlar’ı stratejik planlarını uygulamak; kültürel, siyasi, ekonomik ve askerî etkisini genişletmek için ideal bir coğrafya olarak görmüştür. İran’ın faaliyetleri, enstitü ve okul benzeri kuruluşlar açarak kültürel hâkimiyetini genişletmek gibi stratejileri içermektedir. Batı Balkan bölgesinde İran’a bağlı olan kültür merkezleri, etkilerini toplum içinde artırmak için değişik stratejiler uygulamıştır.

İran, Şii İslam anlatısı ve İslamcı ideolojik söylemi yayma amacıyla çeşitli kuruluşlar ve eğitim-kültür odaklı merkezler açmıştır. Bu merkezler arasında; Dünya İslam İlimleri Merkezi (World Center of Islamic Sciences/Merkez-i Cihani-yi Ulum-i İslami), Yurt Dışı Okullar Kurumu (Organization of Madrasas Abroad/Sazman-i Medaris-i Haric Ez Kişver), İslam Kültürü ve İlişkileri Kurumu (Islamic Culture and Relations Organization/Sazman-i Ferheng ve İrtibatat-i İslami), Uluslararası el-Mustafa Üniversitesi (Al-Mustafa International University) gibi kurumlar bulunmaktadır. Bu kurumlar, İranlı olmayan öğrencilere daha yüksek seviyede bir İslami eğitim sağlamanın dışında birçok ülkede eğitim, kültür ve İslami ilimler konulu faaliyetler düzenlemektedir. Bu kurumlar ayrıca Batı Balkan ülkelerinde de temsilciliklerini açmıştır. İran, bu kuruluşları kullanarak Bosna Hersek, Arnavutluk, Kosova, Makedonya ve Sırbistan’da bilim ve araştırma enstitüleri, liseler açmış; bilimsel kitap ve dergiler yayımlamıştır. Bunlarla birlikte özellikle İran’ın Kum ilinde İslami ilimler eğitimi veren medreselere ve diğer bölümlere, bu ülkelerden öğrenci gönderilmiştir.

İran’ın Batı Balkanlar’da hedeflediği ve etkili olmak istediği alan Bektaşi Tarikatı başta olmak üzere bu ülkelerde yüzyıllardır faaliyette olan tarikat ve tekke çevreleridir. İran bağlantılı kişi ve kurumlar, Balkanlar’daki tarikatlara ait ritüel ve kavramları, Şii anlatının perspektifinden yorumlamayı denemiştir. Buna ek olarak İran’ın Balkanlar’daki kültür temsilcileri de bu ülkelerdeki Sufi mirasa Şii bakış açısını empoze etmeye çalışmıştır. İranlılar, Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı Balkanlar’daki kültürel mirasını dikkate almayıp Şii anlatıyı öne çıkarmakta ve Farsçanın Balkanlar’ın tarihindeki konumunu kullanarak İran ve Balkan ülkeleri arasında kültürel bağlar ve yakınlık yaratmaya çalışmaktadır.

İranlıların Balkan bölgesindeki stratejilerinin ve kültürel faaliyetlerinin önemli bir başarı kaydettiği söylenemez. Yine de Batı Balkanlar’da; Kosova, Arnavutluk, Makedonya ve Bosna Hersek gibi ülkeler arasında İran, en büyük başarıyı Bosna Hersek’te kaydetmiştir. İran’ın kültürel hâkimiyetini genişletme girişimleri ile bu ülkelerde başarılı ve başarısız olma sebepleri önceki makalelerde ele alınmıştır. İran, Balkan ülkelerindeki girişimlerinde başarısız olmuş olsa da bir ülkede kültür alanında yapılan yatırımların yavaşça yayılacağı ve sonraki dönemlerde karşılık bularak toplumda derin izler bırakabileceği hatırda tutulmalıdır.


1 Rohullah Khomeini, Sahife-ye Noor (Majmua Vasaya-ye Imam Khomeyni r.h.. Tehran: Entesharat-e Vezarat-e Farhang va Ershad-e Islami, (Vol 13. s. 127).
2 R.K. Ramazani, Independence without Freedom: Iran’s Foreign Policy. University of Virginia Press, 2013.