İran’ın Çevre Sorunları: Urmiye Gölü Ne Olacak?

İran’ın Çevre Sorunları: Urmiye Gölü Ne Olacak?
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran’da etkisi giderek belirginleşen küresel çevre sorunları üzerindeki yönetişimsel zorluklar, her geçen gün gelecek üzerinde bir soru işareti bırakmaya devam ediyor. İklim değişikliği, kaynakların yanlış ve/veya aşırı kullanımı, nüfus artışı gibi çevre üzerinde olumsuz etkilere sebebiyet veren etmenler; zincirleme bir reaksiyon oluşturarak ekosistem, toplum ve tarımsal üretim gibi unsurlar üzerinde giderek artan bir baskı oluşturmaktadır.

İran özelinde uluslararası basına en çok yansıyan konular; Urmiye Gölü, kuraklık, su problemi ve Tahran’daki hava kirliliği sorunları olurken bu sorunların çözümüne yönelik adımlar ise tartışma konusu olmayı sürdürüyor. İlk olarak Urmiye Gölü’nün kurumaya başlaması ile artan endişeler, İran’ı ve diğer devletleri harekete geçirmişti. 2013 yılında başlayan ve on yıl içinde gölü yeniden canlandırmayı hedefleyen Restorasyon Programı kapsamında, “umut” olarak nitelendirilebilecek adımlar atılmaktadır.

Şubat 2021’de Japonya hükûmeti, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) aracılığıyla Urmiye Gölü’nün yeniden canlanmasına yardımcı olmak için üç milyon dolar katkıda bulundu. Raporlara göre Urmiye Gölü’nün yeniden canlanması kapsamında, şu ana kadar Japonya hükûmetinden yaklaşık yedi milyon dolarlık mali destek alınmış ve projeye toplamda bir milyar dolardan fazla harcama yapılmıştır. Son zamanlarda Urmiye için diğer bir destek de ABD’li bilim insanlarından gelmiştir. Utah Eyalet Üniversitesi ve İranlı araştırmacılar, göl restorasyonu konusunda bilimsel bir çalışma için iş birliği yapıyor. Bu bağlamda dikkat çekici olan ise çevre sorunlarının, ortak problemler olması sebebiyle tarafları bir araya getirebilme kabiliyetidir.

Urmiye Gölü için yapılan girişimler süresince göl seviyesinde yükselme görülürken bu toparlanmanın kısa süreli olabileceğine dair tedirginlikler ise devam ediyor. Buradaki en temel mesele, bu yükselişin ne kadarının restorasyon programından ne kadarının ise yoğun yağıştan kaynaklandığıdır. Urmiye’deki canlanış ne kadar başarılı olursa olsun İran’ın kurak ve yarı-kurak bir bölgede olduğu göz önünde bulundurulduğunda kuraklık ve çölleşme probleminin ilerleyen süreçlerde kendini daha da fazla hissettireceği düşünülmektedir. Uzmanlara göre İran, bu yıl bile muhtemelen kuraklık yaşayacak. Dolayısıyla ileriki süreçler için konuya ilişkin hükûmet politikaları, projenin sürdürülebilirliği bağlamında çok daha belirleyici rol oynayacaktır.

Küresel iklim değişikliğini 21. yüzyılın en önemli sorunlarından biri olarak ele alan Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, seçim kampanyası sırasında Urmiye Gölü’nü yeniden canlandırma vaadinde bulunmuştu. Bazı iddialara göre Ruhani’ye gölün çevre illerinden gelen oyların belirleyiciliğinde bu vaatler etkin olmuştur. Ruhani Dönemi’nde bu sorunlar karşısındaki çözüme yönelik girişimler çok kısıtlı kalsa da bazı kesimlerce gölün yok olmayışındaki sebeplerden en önemlisi bu kısmi çabalardır.

İran’da seçimlerin yaklaştığı bu süreçte, seçilecek cumhurbaşkanının başta Urmiye olmak üzere İran’ın iklim değişikliği ve çevre politikalarına karşı tutumu merak edilmekte ve yeni bir risk olarak karşımıza çıkmaktadır. Çevresel problemlere hâlâ yeterince odaklanmayan İran için bahsi geçen problemler henüz en önemli gündem maddesi olmasa da İran’da çevre hassasiyetinin ve bu konudaki kırılganlığın giderek arttığını söylemek mümkündür. Geçtiğimiz haftalarda Isfahan’da gerçekleşen su kıtlığı ve su hakkı çerçevesindeki çiftçi protestoları, ülkede zaman zaman farklı bölgelerde ve çeşitli şekillerde kendini göstermektedir. İlerleyen süreçte daha da zorlaşması beklenen koşullar karşısında bu gibi eylemlerin artacağı göz önünde bulundurulursa İran’da hükûmetin, iklim ve çevre politikalarına yönelik tutumu sürecin yönetiminde ve muhtemel iş birliklerinde önemli bir rol üstlenecektir.

Sonuç olarak İran’da yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin nihai sonucunun, İran’ın çevre sorunlarının geleceğini belirlemede doğrudan bir rolü bulunurken bu sorunların, seçimlerin sonucunu belirlemedeki etkisi henüz oldukça sınırlıdır. Fakat iklim değişikliği probleminin, uzun vadeli ve farklı şekillerdeki katastrofik etkileri belirginleştikçe küresel iklim değişikliği yönetişimi, İran ve diğer devletler için bir sorun alanı olarak karşımıza çıkacak ve hükûmetler üzerinde doğrudan bir baskıya neden olacaktır.