İran’ın Yemen Ateşkesine Bakışı

İran’ın Yemen Ateşkesine Bakışı
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri 9 Nisan 2020’den itibaren geçerli olmak üzere iki haftalık bir süre için Yemen’deki tüm kara, deniz ve hava operasyonlarını kapsayan ateşkes kararı aldığını duyurdu. Koalisyon sözcüsü Turki el-Maliki konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths’in ateşkesle ilgili yaptığı “koronavirüsün yayılmasını engellemek için Yemen hükûmeti ve Husiler arasında ülke çapında ateşkes sağlanması” çağrısını desteklediğini ifade etti. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan bin Abdullah ise Yemen’deki ateşkesin, çatışmayı sonlandırması ve böylece koronavirüs salgınına odaklanılmasının hedeflendiğini belirtti. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri tarafından tek taraflı olarak ilan edilen ateşkesle ilgili BM, ABD, Arap Birliği ve Körfez İşbirliği Konseyi gibi aktörler tarafından destek açıklamaları gelirken İran destekli Husiler ise bu girişimi “siyasi bir manevra” olarak nitelendirerek reddettiklerini duyurdu. Husilerin Siyasi Büro Üyesi Muhammed el-Buhayti konuyla ilgili yaptığı açıklamada “ateşkes ilanına rağmen koalisyon güçlerinin karadan ve havadan saldırılarının artarak devam ettiğini” belirterek “bu girişimin barış getirme niyeti taşımadığını, koalisyon güçlerinin yeniden pozisyon almaları için bir yanıltma ve oyalama taktiğinden başka bir şey olmadığını” söyledi.

İran’ın Tavrı Ne Oldu?

Tahran yönetimi BM Genel Sekreteri Guterres’in Yemen’de koronavirüs ile mücadele kapsamında silahların susması yönündeki çağrısının ardından 27 Mart 2020’de yaptığı açıklamada, “Yemen’de çatışmaları sona erdiren tüm girişimleri destekleyeceklerini” bildirmişti. Fakat Suudi Arabistan-Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) koalisyonunun tek taraflı ateşkes ilanıyla ilgili İran tarafından henüz resmî bir açıklama gelmedi. Bununla birlikte kapalı kapıların ardında Yemen meselesiyle ilgili diplomatik görüşmelerin devam ettiğine dair önemli ipuçları bulunmaktadır. 13 Nisan Pazartesi günü İran Dışişleri Bakanlığı sayfasından yapılan açıklamada Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in BM Genel Sekreteri Guterres ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Yemen’deki son gelişmelerin ele alındığı ifade edildi. Aynı gün içerisinde üst üste iki kez gerçekleşen görüşmeyle ilgili yapılan açıklamada Zarif’in, “savaşın parçaladığı Yemen’de sürdürülebilir bir ateşkesin ülkede devam eden krizin sona ermesi için önemli bir adım olduğunu” ifade ettiği kaydedildi. Ayrıca Dışişleri Bakanı Zarif’in aynı gün Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile gerçekleştirdiği telefon görüşmelerinde de Yemen meselesinin ele alındığı belirtildi. Yoğun telefon trafiğinin hemen ertesi günü Tahran’dan kalkan gizemli bir uçağın Suudi Arabistan’ın Cidde kentine doğru yol aldığı basına yansıdı. Tüm bu gelişmeler İran’ın Yemen ekseninde Suudi-BAE cephesiyle bir uzlaşı arayışı içinde olma ihtimalini gündeme getirdi. BAE’nin koronavirüs ile mücadelede zor günler geçiren İran’a 16 Mart 2020’de gönderdiği sürpriz yardım olası bir yumuşamanın temellerini atmıştı. BAE tarafından İran’a gönderilen yardımın ardından Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid Al Nahyan’ı arayarak desteğinden ötürü minnettarlığını bildirmişti. Ardından İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Musevi, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda “İran zor zamanlarında birlikte olanları asla unutmayacaktır.” ifadesine yer vermişti.

İç savaşın altıncı yılına girdiği Yemen’deki son ateşkes girişimi yukarıda da ifade edildiği gibi BM dâhil birçok uluslararası aktör tarafından desteklenmektedir. Dolayısıyla Tahran bu fırsatı BAE-Suudi cephesiyle ilişkilerinde güven inşası için bir köprü olarak kullanabilir. Böyle stratejik bir hamle, Tahran’ın Riyad ve Abu Dabi ile ilişkilerinde yeni bir sayfa açacağı gibi uluslararası kamuoyu tarafından da memnuniyetle karşılanacaktır. Buna karşın daha önce de Yemen’de barışın sağlanması için atılan adımları Husiler üzerinden sabote etmekle suçlanan İran’ın bu girişimi görmezden gelmesi, Tahran’ın Körfez ülkeleriyle ilişkilerini onarma şansını kaçırmasının yanı sıra diplomatik olarak yalnızlığa itilmesine neden olacaktır. Yemen meselesinin en belirleyici aktörlerinden biri olarak kabul edilen İran’ın nasıl bir yol izleyeceği Yemen’deki ateşkesin seyrini doğrudan etkileme potansiyeline sahiptir.