Kürdistan İlindeki Su Sorununa Stratejik Bir Bakış

Kürdistan İlindeki Su Sorununa Stratejik Bir Bakış
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Giriş

Hiç kuşkusuz su kaynaklarının bol olmasının toplumların gelişiminde sahip olduğu etkili rol kadar su kaynaklarının kıt olması da sosyal ve siyasi istikrar üzerinde olumsuz etkiye sahiptir. Bu durum özellikle ekonomik, siyasi ve toplumsal göstergeler açısından elverişli bir pozisyonda olmayan yerlerde çok daha ciddi sonuçlar doğurmakta ve genel ifade ile su stresi olarak tanımlanmaktadır. İran’ın birçok yerinde olduğu gibi Kürdistan ilinde de yağışlar son yıllarda düşüş göstermektedir. Eski Kürdistan Valisi Behmen Muradniya’ya göre kuraklığın devam etmesi ve Kürdistan’ın su kaynaklarının azalması, bölgede su kıtlığı krizine ve ciddi gerilimlere sebep olmuştur. Özellikle 2021 yılında Kürdistan ilindeki yağış miktarı %38 oranında azalmıştır. Öte yandan Kürdistan ilindeki istihdamın yaklaşık %30’u tarım sektörüyle ilgilidir. Kürdistan İl Su ve Kanalizasyon Müdürü Yardımcısı Muhammed Ferhad’a göre ildeki yaklaşık 155 köy su sıkıntısı yaşamaktadır. Bunlardan 150’sine içme suyu temin edebilmek için mobil bir sistem (tankerle su temini) kullanılmaktadır.

İlde tarım sektöründe su tüketimine olan talebin devamlı arttığı ve içme suyu seviyesinin çok uygun ve yeterli olmadığı açıkça görülmektedir. Bütün bu yukarıda bahsi geçen durum; Kürdistan ilinde demografik, ekonomik ve sosyal göstergelerle birlikte değerlendirildiğinde daha derin bir su sorununa işaret etmektedir. Esasında yalnızca ildeki su sorunu bile diğer önemli göstergelerle birlikte tehlikeli bir hâl alabilir.

Demografik, Toplumsal, Ekonomik ve Su Kaynakları Göstergelerinin Özeti

Kürdistan ili, kuzeyde Batı Azerbaycan ve Zencan’ın bir kısmı, doğuda Hemedan ve Zencan’ın başka bir bölümü, güneyde Kirmanşah ve batıda Irak ile çevrilidir. Bu il ve Irak arasında 180 km’lik ortak sınır bulunmaktadır. Kürdistan ili, Mart 2020 itibarıyla 1.678.848 nüfusa sahiptir. Bu nüfustan 1.188.148 kişi (nüfusun %70,7’si) şehirli nüfusken yaklaşık 490.700 kişi (%29,3) kırsalda yaşamaktadır. İl, sosyal sermaye açısından (siyasi katılım ve kurumsal güven kategorilerinde) düşük bir sosyal sermayeye sahiptir ve ülke genelinde 31. yani en son sıradadır. İle, ekonomik göstergeler açısından bakıldığında 2020 kış istatistiklerine göre ildeki işsizlik oranının %18,8 civarında seyrettiği ve aynı dönemde tüm ülke genelindeki işsizlik oranının %9,7 olduğu görülmektedir. Özetle Kürdistan’daki işsizlik oranı ülke ortalamasının iki katıdır. 2020 yılı istatistiklerine göre bu ildeki varoşlaşma oranı %50’nin üzerinde seyretmektedir. Kürdistan’daki 1,6 milyonluk nüfusun yaklaşık 533.000’i varoşlarda yaşamaktadır. Esasında Kürdistan’da il sathında nüfusun üçte biri ve kentsel nüfusun %51’i varoşlardadır ve en büyük varoşlaşma hacmi Bane, Merivan, Sakız ve Karve’de bulunmaktadır. Ayrıca il, 2020 yılında 40 puan alarak ülkedeki yoksunluk sıralamasında yedinci sırada yer almıştır.

Su kaynakları açısından bakıldığında Kızıl Uzun, Zerrine Nehri, Kerhe, Sirvan ve Küçük Zab dâhil olmak üzere ülkede bulunan beş havzanın büyük bir kısmı burada yer almaktadır. Kürdistan ilinde 496 su kemeri, 38.430 kaynak, 1.560 derin kuyu ve 9.426 yarı derin kuyu bulunmaktadır. Kürdistan ilindeki barajların normal rezervuar hacmi 2 milyar 797 milyon metreküptür. İldeki barajlara 2019’da 2 milyar 788 milyon metreküp su girişi olurken 2020 yılında bu miktar %39’luk bir düşüş göstererek 1 milyar 99 milyon metreküp olmuştur. Yukarıda verilen ve Kürdistan ilinin az gelişmişliğine etki eden istatistiki veriler, ildeki genel durumun bir özetidir.

Kürdistan İlinin Az Gelişmişliğinin Nedenlerine Bir Bakış

Genel olarak Kürdistan ilinin az gelişmişliğinin en önemli sebepleri; ekonomik, siyasi, toplumsal, teknolojik ve coğrafi olarak birkaç ana kategoride sınıflandırılabilir. İktisadi açıdan ise yatırım eksikliği, ile ayrılan bütçeyle mevcut sorunlar arasındaki uçurum ve artan işsizlik işaret edilebilir. Sınır geçişleri ve bununla ilgili güvenlik sorunları gibi siyasi engeller, merkezin etnik ve dinî söyleminin baskınlığı, önemli kamu kurumlarına karşı oluşan yüksek düzeyde kamu güvensizliğinin yanı sıra PJAK’a bağlı terör gruplarının faaliyetleriyle ilişkili sosyal engellerle ilgili olarak yaşanan ayrımcılık, göç, sosyal adaletsizlik, marjinalleşme ve sınıf ayrımından bahsedilebilir. Teknolojik açıdan engeller ele alındığında; alt yapı eksikliği, ilgili teknolojilerin ve sermayenin yetersizliği ile coğrafi engeller bu konuda etki etmektedir. Kürdistan ilinin geri kalmışlığında ilin dağlık olması, doğal kaynakların tahribi, madenlere erişimin olmaması ve kaynakların kullanılamaması gibi nedenler bulunmaktadır.

Daha genel bir çerçeveden bakıldığında ildeki az gelişmişliğin nedenleri arasında; düşük yol güvenliği, yetersiz kamu desteği nedeniyle yetersiz özel sektör yatırımı, kişi başına düşük gelir, yetersiz altyapı, düşük sosyal sermaye, yerel kalkınma söylemi için merkezden gelen düşük destek sayılabilir. Ayrıca halkın hükûmete olan genel güvensizliği (Kürdistan ili genelinde yapılan son seçimlerde katılım oranı %37,4 olmuştur.) küçük yerel güçlerin varlığı ve son olarak il yönetiminde güvenlikçi ve etnik-dinî söylemin baskın olması da ildeki az gelişmişliğin sebeplerindendir. Kürdistan’daki az gelişmişliğin bir dizi yapısal nedeninin bir zincir hâline gelerek ildeki krizlerin derinleşmesinde ve yayılmasında da rol oynadığı düşünülmektedir.

Kürdistan’ın modernleşme süreci özellikle siyasi-güvenlik argümanlarla etnisite ve din alanında yaşanan ayrımcılıklara dayanmaktadır. Bu durum, ilin kalkınmasında ülkenin diğer illerine göre eşitsizliğin kurumsallaşmasına yol açmıştır. Bu açıdan Kürdistan’daki yoksunluk ve az gelişmişlik, silahlı grupların kötüye kullandığı temel araçlardan biri olup şiddet içeren silahlı düşünce ve eylemlerin varlığının temelini oluşturmaktadır.

Kürdistan İlinde Kuraklık ve Derinleşen İstikrarsızlık

Ekonomik yapı açısından tarım sektörünün Kürdistan il ekonomisinin ana eksenini oluşturduğu yadsınamaz bir gerçektir. Özellikle ildeki istihdam faaliyetlerinin yaklaşık %30’unun doğrudan tarım sektörüne yönelik olması, bu ilin ekonomik alanda suya duyduğu ihtiyacın derecesini göstermesi açısından önemlidir. Tarımsal faaliyetler ve bunların gelirleri, toplumun en zayıf kesimi olan köylülerin kaderi ile doğrudan ilgili olduğundan kuraklıkla ilgili mevcut durumun devam etmesi; üretimin azalması, halkın gelirinin düşmesi, işsizliğin artması, göçün artması, kayıt dışı iş bulma arzusunun artması, sosyal tatminin azalması ve kurumsal güvensizlik gibi konularda etkili olacaktır. Daha önce de belirtildiği gibi Kürdistan ilindeki su krizi, ilin az gelişmiş ve elverişsiz bir durumda olduğu döneme denk gelmiş ve kriz giderek büyümektedir.

Bir diğer konu ise kuraklık ve su kıtlığı nedeniyle Kürdistan ilinde sürdürülebilir çevre güvenliğinin kırılganlığı meselesidir. Genel olarak yıkıcı çevresel kalkınma programları, su kaynaklarının kötü yönetimi, kaçak kuyuların açılması ve yer altı suyunun kaçak olarak çıkarılması (özellikle ilin doğu kesiminde), ilkelere dayalı tarım yapılmaması, sürdürülebilir kırsal kalkınma eksikliği ve yağışların son on yılda %52 oranında azalması sebebiyle Kürdistan ili 2015’ten bugüne kadar özellikle 2019-2020 arasında yaklaşık 551 köyün su sıkıntısı çektiği bir krizle karşı karşıyadır. Kürdistan ilindeki su krizi öylesine ciddi bir boyuttadır ki su sıkıntısı açısından Senendec’in ülkedeki üç kritik yerleşim yerinden biri olduğu bildirilmiştir.

Sürdürülebilir çevre güvenliğinin olmayışı ve kamuoyunun memnuniyetsizliği protestoların özünü oluşturmasının yanı sıra bu protestolar, yerel yönetimin ve nihayetinde yönetişimin savunmasızlığını doğrudan artırmaktadır. Başka bir deyişle Kürdistan ilinde çiftçilerin ve vatandaşların su kaynaklarına erişimlerinin sınırlı olmasının yanında, ilde kalkınma temelli su yönetiminin olmaması, bir yandan çevresel güvenliğin zayıflamasında diğer yandan da Kürtlerin sosyoekonomik durumlarının ağırlaşmasında büyük rol oynamaktadır. Bu da istikrarsızlığın ortaya çıkışındaki en önemli sebeplerden biridir.

İlde güçlü bir sanayi sektörünün var olmaması ve kuraklık sürecinin yoğunlaşarak kırsal kesimdeki çiftçilerin geçim kaynakları üzerinde bir baskı oluşturması; buradaki halkı kaçınılmaz olarak göç etmek, yaşadıkları yerleri terk ederek büyükşehirlerin varoşlarına yerleşmek yahut kaçakçılık gibi seçeneklerle karşı karşıya bırakmaktadır. Bu durum, sosyal tatminsizliğin derinleşmesine ve yayılmasına yol açan statükonun pekişmesine hizmet etmektedir. Unutulmaması gereken bir diğer mesele ise ildeki kötü altyapı ile siyasi, sosyal ve ekonomik sorunların varlığı nedeniyle hâlihazırda var olan sorunların üzerine kuraklık ve su stresinin (hem kentsel hem de kırsal alanda) eklenmesi, istikrarsızlığı kolaylaştıracak ve yaygınlaştıracak; aynı zamanda mikro ve makro ölçeklerde ciddi hasarlara sebep olacaktır. Son olarak yapıcı bir bakış açısıyla bakılacak olunursa yukarıda bahsedilen krizlerin daha da kötüleşmesinin önüne geçmek için su konusunda farkındalığı artırmak, hane halkı okuryazarlığını artırmak, çiftçilere yeni sulama ekipmanı ve teknolojiler sağlamak ve köylüleri teşvik etmek olumlu sonuçlar yaratacaktır. Suyun doğru kullanımı için il genelinde su üzerinden sağlanan rant alanlarının kaldırılması ve kapsamlı bir su yönetimi stratejisinin oluşturulması arz talep politikaları ile uygun olacaktır.