Politik Durumun Gölgesinde İran-ABD Eşleşmesi

Politik Durumun Gölgesinde İran-ABD Eşleşmesi
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran Millî Futbol Takımı (Team Melli), 20 Kasım-18 Aralık 2022 tarihlerinde Katar’da düzenlenecek olan 2022 Dünya Kupası’na grubunu lider tamamlayarak (8G-1B-1M) katılmaya hak kazandı. Dünya kupalarına daha önce 1978, 1998, 2006, 2014 ve 2018’de olmak üzere 5 kez katılma başarısı gösteren İran’ın Katar’daki rakipleri ise İngiltere, ABD ve Galler (B Grubu) oldu. İran açısından -ve hatta birçok izleyici açısından- en dikkat çekici maç ise ABD ile olan karşılaşmadır. 

İran İslam Devrimi’nin (1979) ardından İran-ABD ilişkileri bir hayli olumsuz seyretmiştir. Bunun arka planında geçmişten izleri kalan kritik bir olay olarak 1953 Darbesi bulunurken Devrim sonrasında; ABD’nin Tahran Büyükelçiliğinin basılmasıyla yaşanan Rehine Krizi, 1988’de ABD’nin İran’a ait bir yolcu uçağını vurması gibi olaylar, iki ülke ilişkilerini farklı boyutlara taşımıştır. Günümüzde ise bu iki ülke hâlâ birçok konuda sorun yaşamaktadır. Özellikle son yıllarda bu iki ülkenin adı yan yana geldiğinde konu genellikle Nükleer Anlaşma (Kapsamlı Ortak Eylem Planı, KOEP) ve eski ABD Başkanı Donald Trump’ın 2015’te bu Anlaşma’dan çekilmesi ile uzun soluklu gerçekleşen nükleer müzakereler olmaktadır. İlaveten İran’a ve İranlılara uygulanan yaptırımlar da bu kapsamda tartışılan konular arasındadır. Ayrıca ABD’nin 3 Ocak 2020 tarihinde dönemin DMO Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani suikastını gerçekleştirmesi, zaten kötü durumda olan iki ülke ilişkilerini daha da olumsuz duruma sokmuştur. 1998 Dünya Kupası’nda gerçekleşen eşleşmeden bu yana geçen 24 yılın, sportif açıdan olmasa da birçok alanda çatışma yarattığı söylenebilir.

1998 Dünya Kupası’ndaki Karşılaşma

Politik açıdan yüksek seviyede gerilimler yaşanırken İran, Fransa’da gerçekleşen 1998 Dünya Kupası’nda Yugoslavya, Almanya ve ABD ile eşleşmiş; Yugoslavya (1-0) ve Almanya’ya (2-0) karşı mağlup olurken ABD’ye karşı galip (2-1) gelmiştir. Bu galibiyet, aynı zamanda İran’ın dünya kupalarında aldığı ilk galibiyet olmuştur.

İran ile ABD’nin Lyon’da gerçekleşen karşılaşması ortalama bir futbol maçının çok ötesinde bir ilgiye ve özene sahne olmuştur. O maçta oynamış oyunculardan Khodadad Azizi; maç öncesinde, eşleşmeye dair İran-Irak Savaşı’na göndermede bulunarak “birçok şehit ailesinin oyunculardan galibiyet beklediğini ve onlar için oynayacaklarını” ifade etmiştir. Aynı maçta İran’ın 2. golünü atan Mehdi Mahdavikia ise bu maçı “yüzyılın maçı” olarak tanımlamış ve “tarihî bir gün” olarak değerlendirmiştir. Ancak maçın skoru İran’ın üst tura çıkmasına yetmemiş ve İran, turnuvaya grup aşamasında veda etmiştir. Yine de bu galibiyet, manevi açıdan değerlidir ve sonucunun yanı sıra maç önü de oldukça sıra dışı olmuştur. İlgili maçtaki FIFA (Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği) medya görevlilerinden olan İranlı Mirdad Mesudi maça dair açıklamalarıyla birçok detayı aktarmıştır. 

Mesudi, maç öncesine dair verdiği bilgilerde; ABD takımına karşı gerçekleşebilecek bir saldırı dolayısıyla ABD’lilerin Fransa’da kamp yaptığı alan için fazladan güvenlik tedbiri alındığını ifade etmiştir. Bunun yanı sıra farklı grupların İran’ın yönetim sistemine dair gerçekleştirebileceği protestolara ve tepki amacıyla tribünlerin sahaya inme ihtimaline karşı Fransız güvenlik görevlilerinin bilgilendirildiğini ve buna dair istihbarat çalışmalarının yürütüldüğünü aktarmıştır. Bununla birlikte maçın çekimini yapacak olan kameramanlara fotoğraflar iletilmiş; tribünlerde çekmekten kaçınmaları gereken kişiler ve pankartlar önceden bildirilmiştir. Saha dışındaki bu gerilimler haricinde saha içine de bir zorluk yansımıştır. FIFA protokollerine göre -maçlar tarafsız sahada da olsa- maç önü seremonisinde fikstür çekimine göre deplasman takımı (veya ikinci takım) ev sahibi takıma (veya birinci takım) doğru yürüyerek tokalaşmaktadır. Fakat Devrim Rehberi Ali Hamenei, İran takımının Amerikanlara doğru yürümesini yasaklayan bir talimat vermiştir. Bu maç özelinde maç öncesi görüşmeler gerçekleştirilerek ev sahibi konumunda olan ABD takımı, deplasman takımına doğru yürüyerek tokalaşmıştır. Ek olarak karşılaşmanın barışçıl bir atmosferde gerçekleşmesi için saha içinde de özen gösterilmiştir. İranlı futbolcular; sahaya, ellerinde “barış”ı temsilen beyaz gül buketleriyle çıkmış ve ABD’li meslektaşlarına seremoni sırasında hediye etmişlerdir. Ardından iki takım futbolcuları bir araya gelerek maç önü fotoğrafını birlikte çekilmiştir.

Rekabet dolu ancak barışçıl geçen karşılaşmadan önce organize edilen istisnai seremoni ile oynanacak “bir futbol maçı”nın on yıllardır süren husumeti azaltacağı fikri, biraz abartılı bulunsa da dönemin İran Millî Futbol Takımı Teknik Direktörü Celal Talibi, sportif ruha uygun biçimde “Hepimiz insanız. Biz düşmanlar değiliz. Birlikte oynayabilir, birbirimize saygı duyabilir, tokalaşıp birbirimizi tebrik edebiliriz ve sonraki maça ilerleyebiliriz. Biz, herkese sahip olduğumuz gurur dolu tarihimizi ve oraya kavga etmeye gelmediğimizi en iyi şekilde gösterdik. Biz orada spor için vardık.” sözlerini kullanmıştır. FIFA ise resmî hesabından yayımladığı videoda bu karşılaşmayı “Futbolun Kazandığı Maç” olarak nitelendirmiştir.

Bu maç, İran’ın istediğini almasıyla sonuçlanmasının yanı sıra olumlu bir iklim de yaratmıştır. İki takım, ABD’nin daveti üzerine 1998 Dünya Kupası’ndaki maçtan yaklaşık 18 ay sonra, 16 Ocak 2000 tarihinde Los Angeles’ta bir dostluk maçı oynamıştır. Bu karşılaşma ise 1-1’lik eşitlikle sonuçlanmıştır. O günden sonra birkaç özel maç düzenleme girişimi olsa da 29 Kasım 2022 tarihinde Doha’daki 40.000 kişilik Al Thumama Stadyumu’nda oynanacak karşılaşmaya kadar iki ülke millî futbol takımları bir mücadelede yer almamıştır. 

Katar’daki Karşılaşma Öncesinde

İran ve ABD, futbol haricinde güreş, basketbol gibi farklı sporlarda millî takım veya sporcularıyla karşı karşıya gelse de 1998’deki maçın ayrı bir konumu haiz olduğu aşikâr. Fransa’da gerçekleşen İran-ABD karşılaşması için dönemin ABD Futbol Federasyonu Yöneticisi Hank Steinbrecher “maçların en esaslısı” ifadesini kullanmıştır. Bu sözlerden mülhem biçimde spor gazetecisi Rob Harris “maçların en esaslısı, bölüm 2” ifadesini kullanarak Katar’da gerçekleşecek maçın taşıyacağı atmosfere vurgu yapmıştır. İran Teknik Direktörü Dragan Skocic ise “futbola odaklandığını” belirtmiştir. İran’ın galibiyetiyle sonuçlanan 1998’deki maçın kahramanı Mahdavikia, Katar’daki eşleşme hakkında; “maç, bir şekilde politik durumun gölgesinde kalsa da oyuncuların politikada olan bitenden bağımsız olarak spora odaklanabileceğini” ifade etmiştir. Bu maçta, fikstür çekimindeki sıralamaya göre 1998’deki maçın aksine ev sahibi takım İran olacaktır. Dolayısıyla Devrim Rehberi Hamenei’nin ilk maça dair talimatını yinelemesini gerektiren bir durum oluşmamıştır.

İki ülke de söz konusu 24 yılda, sportif açıdan gelişim yaşamıştır. ABD’de futbola ilgi artış gösterirken İran’ın millî takım kadrosunda son dönemde yer alan 23 oyuncudan 13’ü yurt dışında, bunların 10’u Avrupa liglerinde kariyerlerini sürdürmektedir. Karşılaşmaya gidilirken gerek yöneticilerin gerekse de sporcuların yaklaşımı olası bir gerilimi tetiklemede oldukça kritiktir. Özellikle şeref tribünü mensuplarının yaklaşımı, sahada gerçekleşecek müsabakanın tansiyonunun belirlenmesinde önem arz etmektedir.