Zarif’in Moskova Suçlaması ve Rusya’nın Tepkisi

Zarif’in Moskova Suçlaması ve Rusya’nın Tepkisi
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in İranlı ekonomist Said Liaz’la yaptığı sohbetin ses kaydının 26 Nisan’da Iran International sitesine sızdırılması, yeni tartışmaları gündeme getirdi.

Ses kaydındaki açıklamalarında Zarif, karşılaşmış olduğu iki önemli sorun üzerinde durmaktaydı. Birincisi, İran’ın iç siyasetinde yaşanan kurumlar arasındaki rekabetle ilgiliydi. Zarif, Ocak 2020’de öldürülen Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin, İran Dışişleri Bakanlığına müdahale ettiğini ve bazen de dış politikaya dair kararları, kendisinin bilgisi dışında aldığını dile getirmekteydi.

Zarif’in üzerinde durduğu ikinci önemli konuysa Rusya’yla ilgiliydi. Zarif, Nükleer Anlaşma’yı bozmaya çalıştığını söyleyerek Moskova’yı eleştirmekteydi. Zarif, özetle şu ifadeleri kullandı: “2015’te Nükleer Anlaşma’nın imzalanmasının son aşamasında Moskova, Anlaşma’yı bozmaya çalıştı. Çünkü İran-ABD yakınlaşması, Rusya’nın çıkarlarına tersti. Nükleer Anlaşma’nın imzalanmasından bir hafta sonra Rusya’nın inisiyatifiyle Süleymani, Moskova’ya davet edildi. Rusya’yı 2015 yılında savaşın içine çeken Süleymani değildi. Tam tersi Rusya, İran’ın Suriye Savaşı’na müdahil olmasını sağladı. Suriye Savaşı, İran’ın ilişkilerine zarar veriyordu. Rus Hava Kuvvetleri, İran’daki hava üssünü kullanmaya başladı. Tüm bunlar, Nükleer Anlaşma’yı bozmak içindi.”

Zarif’in sözleri, Nükleer Anlaşma’nın yapılması için büyük çaba gösterdiğini söyleyen ve İran’ın barışçıl bir nükleer program izlediğini savunan Moskova için rahatsız edici bir durumdu. Zarif’in bu sözlerine yönelik Rus resmî makamlarından herhangi bir açıklama gelmezken bu açıklamalar; Rus medyasında, akademi ve uzmanlar camiasında geniş yankı buldu.

Önde gelen medya kuruluşlarından Kommersant gazetesi, “İran Dışişleri Bakanı İran’ın Sorunlarından Ötürü Rusya’yı Suçladı” başlığı altında bir değerlendirme yazısı yayımladı. Kommersant, 2015’te Viyana’da yapılan görüşmelerde yer alan bir diplomatın ifadelerine yer verdi. Diplomata göre o tarihlerde Ukrayna krizi nedeniyle Rusya’nın Batılı ülkelerle ciddi sorunlar yaşamasına rağmen Nükleer Anlaşma’nın imzalanması için gösterdiği çaba, ABD heyetini hayrete düşürmüştü.

Hükûmete yakın Vzglyad gazetesi, “İran’daki İç Kavga Rusya’ya da Dokundu” başlığındaki yazısında, İran’ın Moskova eleştirisinin yeni olmadığını, 2016 yılında dönemin Savunma Bakanı Hüseyin Dehkan’ın İran’ın hava üssünü kullanan Rusya’yı eleştirdiğini hatırlattı. Muhalif Nezavisimaya Gazeta ise “Moskova İran’ın Kurumlar Arası Savaşının Ortasında Kaldı” başlığını verdiği yazısında Zarif’in açıklamasıyla ilgili, “birikmiş küskünlüklerin belirtisi” ifadesini kullandı. Önde gelen bir diğer medya kuruluşu Gazeta.Ru, ele aldığı değerlendirme haberini, “Zorunlu Ortaklık: İran Dışişleri Bakanı Rusya’yı Dostane Olmayan Davranışlarla Suçladı” başlığı altında yayımladı.

PIR-Center Analitik Merkezi Danışmanı Yuliya Sveşnikova, Zarif’in sözlerini eleştirerek yapılan açıklamaları, “Rusya’nın engellemeye çalıştığı iddia edilen İran-ABD yakınlaşması bir günde gerçekleşecek değildir. ABD ile İran arasındaki sorun sadece nükleer mesele de değil. Ayrıca Nükleer Anlaşma’nın imzalanmasında Rusya’nın da kendine göre çıkarları var.” şeklinde değerlendirdi.

Enerji ve Güvenlik Merkezi Başkanı Anton Hlopov, “Moskova ile Tahran’ın nükleer görüşmeler konusunda fikirleri her zaman örtüşmüyordu. Bunun nedeni de İran’ın, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının belirlediği yükümlülükleri ihlâl etmesiydi. Rusya ise Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimî üyesi olarak buna uyulmasından sorumluydu.” ifadelerini kullandı. Orta Doğu Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Yevgeniy Satanovski, “Rusya-İran ilişkileri zaman içerisinde değişecek olsa da bu, Zarif’in sızdırılmış herhangi bir açıklamasından dolayı olmayacak.” değerlendirmesinde bulundu.

Konuyla ilgili yorumda bulunan Rusya’nın eski Tahran Büyükelçisi Aleksandr Maryasov ise Batı’yı suçladı. Maryasov Batı’nın, İran ile Rusya arasında çıkar çatışması olduğu söylemini abartmayı sevdiğini, iki ülkenin Suriye’de bazı görüş ayrılıklarına sahip olmasına rağmen iş birliği ve koordinasyon içerisinde olduğu yorumunu yaptı.

İran Uzmanı Nikita Smagin’e göre her iki taraf da birbirine şüpheyle bakmıştır. İttifak ilişkisinden kaçınmış, “stratejik ortaklık” deyimi üzerinde durmuştur. Fakat genelde pragmatik davranarak her geçen gün iş birliğini derinleştirmiştir. Askerî Uzman Yuri Lyamin, benzeri bir değerlendirmede bulunarak Zarif’in açıklamalarının, Rusya-İran ilişkilerine zarar vermeyeceğini, Ruhani hükûmetinin yakında değişeceğini, ikili ilişkilerin zaten Dışişleri Bakanlığından daha üst makamlar tarafından yürütüldüğünü ifade etti.

Sonuç olarak Zarif’in açıklamasının iç siyasete yönelik olduğuna dair Rusya’da genel bir konsensüs var. Ruhani hükûmetinin görevinin yakında sona erecek olması nedeniyle de ilişkilerde ciddi bir kırılma olmayacağı fikri hâkim. Fakat bu açıklamaların, Nükleer Anlaşma ile ilgili Moskova’nın savlarını yalanlıyor olmasının Rusya’yı rahatsız ettiği söylenebilir.