Arife Delibaş

Türkiye’nin sınıraşan sular üzerindeki baraj faaliyetlerini “kabul edilemez” olarak nitelendiren İran, ciddi ithamlar üzerinden Türkiye’ye yönelik bir kamuoyu algısı yaratmaya çalışmaktadır.

İran-Suudi Arabistan arasında bu hafta gerçekleşmesi beklenen görüşmelerin son gelişmelerden dolayı İran tarafından geçici olarak askıya alındığı iddia edilmektedir.

Ilısu Barajı ve HES’in tamamlanması, İran basınında kendine oldukça geniş bir yer bulmuş ve ciddi ithamlar üzerinden bir kamuoyu yaratılmaya çalışılmıştır.

Uzun zamandır bölgesel rakipler olan İran ve Suudi Arabistan, Irak’ın ara buluculuğunda bir uzlaşı aracı olarak diyalog yoluyla sorunları çözmeye ve bölgesel gerilimi azaltmaya çalışıyor.

Körfez ve İran arasındaki üç ada anlaşmazlığı güncelliğini korurken İran’ın nükleer dosyası, bölgedeki Arap ülkeleri için endişe kaynağı olmayı sürdürmektedir.

ABD, Afganistan’dan çekildikten sonra Taliban ve bölgeye yönelik stratejilerinde, Körfez müttefiklerinin kesintisiz desteğini almayı hedefliyor.

İran’da su kıtlığı iç gerilimlerin tetikleyicisi olmaya devam ederken komşu ülkelerle yaşanan su anlaşmazlıkları da sorunu derinleştiriyor.

Düşük yağışların da etkisiyle İran’da kuraklık sorunu şiddetini artırırken sorunun tarım ve hayvancılık gibi sektörlere yansımaları ülkedeki ekonomik sorunları giderek derinleştirmektedir.

İran, BM Genel Kurulundaki oy hakkını, iki yıldır ödenmemiş borçları nedeniyle geçici olarak kaybederken Tahran yönetiminin hedefinde ABD ve yaptırımları var.

Su kaynaklarının hızla tükenmesi, İran’da su sorununu bir güvenlik meselesine dönüştürmeye başlamıştır.

Orta Doğu’da hızla artan çevre sorunları, İran’ın sektörel politika ve faaliyetleri ve çevreye karşı gereken hassasiyeti yeterince göstermemesi ile giderek derinleşmektedir.

İran’da yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin nihai sonucunun, İran’ın çevre sorunlarının geleceğini belirlemede doğrudan bir rolü bulunurken bu sorunların, seçimlerin sonucunu belirlemedeki etkisi henüz oldukça sınırlıdır.