Homa Katouzian Kısa Vadeli Toplum Düşüncesini Anlattı

Homa Katouzian Kısa Vadeli Toplum Düşüncesini Anlattı

İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) tarafından çevrim içi olarak düzenlenen özel etkinliğe konuk olarak katılan Oxford Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Homa Katouzian, The Short-Term Society, A study in the Long-Term Problems of Political and Economic Development in Iran başlığı ile yayımlanmış olan makalesi hakkında bir sunum yaptı. Sunum, İRAM YouTube kanalından canlı olarak gerçekleştirildi.

Katouzian konuşmasının başında çalışmasının, İran ve Avrupa toplumları arasında karşılaştırmalı bir perspektifle ele alındığını belirtti. Çalışma kapsamında İran’ı kısa vadeli; Avrupa’yı ise uzun vadeli toplum olarak gördüğünü ifade eden Katouzian, kısa vadeli toplum olan İran’da, uzun vadeli kurumsal gelişme ve sermaye birikiminin mümkün olmadığını söyledi. Katouzian, meşruiyet ve veraset meseleleri, can ve mal güvenliğinin olmayışı ile her türlü birikimin önündeki engellerin kısa vadeli toplumun üç temel özelliği olduğunun altını çizerek konuşmasına şu sözlerle devam etti:

Avrupa toplumlarının veraset sisteminde ekberiyet, yani yaşça büyük olanın tahta çıkması esas iken İran’da veraseti düzenleyen bir kural yoktu. Saltanatı eline alacak kişinin Tanrı tarafından seçildiği düşüncesi sebebiyle bir hükümdarın ölümünün ardından ülke iç savaşa sürükleniyordu. Üstelik İran’da veraset sorunu yalnızca Orta Çağ’a özgü olmamış, on dokuzuncu yüzyılın sonuna kadar sürmüştür. Uzun vadeli gelişmenin önündeki bir diğer engel de İran’da özel mülkiyet anlayışının gelişmemiş olmasıdır. Özellikle devlet ricali, her ne kadar kısa sürede büyük servetler biriktirebilse de mevkilerini kaybedince malları da müsadere edilip hazineye aktarılıyordu. Müsaderenin kişi haklarını ihlal olarak görülmemesinin sebebi, çoğu devlet adamının servetini halktan zorla alarak elde etmiş olmasıdır. On dokuzuncu yüzyılda dahi İran’da hükümdarın bir devlet adamının servetini hazineye aktarmak için onu öldürttüğü söylenmektedir. İran Devleti ve toplumunun bu özelliklerinin bir döneme özgü olmayıp yüzyıllara yayılmış olması, bahsedilen meselelerin kişilerden bağımsız olup ülkenin sosyal yapısı ile alakalı olduğunu göstermektedir.

İktisadi gelişme teorileri Sanayi Devrimi’nin önce uzun vadeli ticari birikim, daha sonra da endüstriyel sermayenin birikimi sonucu gerçekleştiği hususunda birleşir. Uzun vadeli ekonomik gelişmenin olması için de kayda değer bir tasarruf ve yatırım miktarının yakalanması gerekmektedir. Bir toplumda yeterli miktarda tasarruf ve yatırımın olması ise ancak müsadere ve yağma korkusunun olmadığı rasyonel bir toplum düzeninde mümkündür. Uzun vadeli sermaye birikiminin yanında sanayileşme için başka koşulların da gerekli olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin Avrupa’da mutlak yönetimlerin ortaya çıkması, özel mülkiyeti aristokratların müdahalesinden kurtarmış ve kapitalizmin gelişimine uygun ortam sağlamıştır. Görüldüğü üzere gelişme yalnızca yenilik ile değil; servetin, hakların ve hatta bilim ve bilginin korunarak birikmesi sonucu meydana gelmiştir.

Katouzian, konuşmasının sonunda uzun vadeli toplum olan Avrupa’da dönüşümlerin de uzun sürdüğünü, bir dönüşüm gerçekleştiğinde ise bunun geri döndürülemez olduğunu ifade etti. İran’da ise dönüşümlerin çok hızlı gerçekleşip sona erdiğini, bu açıdan Avrupa toplumuna zıt bir durum olduğunu söyledi. Kısa vadeli toplum olan İran’da insanların, geleceği öngörülebilir bulmadıkları için uzun vadeli birikim yapamadıklarını belirten Katouzian, konuşmasının ardından izleyicilerden gelen soruları cevaplayarak konuşmasını tamamladı.


Etkinliğin tamamını izlemek için tıklayınız