İRAM 7. Makale Sunumu Etkinliği Gerçekleştirildi

İRAM 7. Makale Sunumu Etkinliği Gerçekleştirildi

İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Toplum Kültür Koordinatörlüğü tarafından çevrim içi olarak gerçekleştirilen makale sunumlarının yedincisi, Dr. Güllü Yıldız’ın “İranlı Hacıların Gözüyle İstanbul’u Temâşa” başlıklı makalesinin sunumuyla gerçekleşti. Yazarı tarafından 9 Ocak 2021 tarihinde yapılan sunum, İRAM YouTube hesabı üzerinden izleyiciyle buluştu.

Yıldız, öncelikle hac anlatılarının diğer hacılara, hac konusunda rehberlik etmek için yazılan metinler olduğunu belirterek bu metinlerin bir diğer yazım amacının, hacıların yolculuklarının şahsi ve manevi kazanımlarını ölümsüzleştirmek istemeleri olduğunu ifade etti. Yazar, sunumunda ayrıca XIX. yüzyılda hem hacca gidenlerin hem de bireysel anlatıların artmasıyla hac anlatılarının sayısında artış gözlendiğine dikkat çekerek İranlı hacıların hac yolunda gördüklerini ve yaşadıklarını Farsçada seyahatname tabirini karşılayan “sefername” formunda yazdıklarını aktardı.

Yıldız, sunumunda Kaçar Dönemi’nde sefername sayısında görülen artışın hac anlatılarına da yansıdığına; bununla birlikte genel olarak devlet ricali ve âlimler tarafından kaleme alınan sefernamelerin, hacıların güzergâhlarında uğradıkları şehirlere ve gördükleri insanlara dair gözlemlerini içerdiğine yer verdi. Ayrıca İranlı hacıların hac güzergâhlarından biri olan İstanbul yolunun XIX. yüzyılın ikinci yarısı itibarıyla İranlıların en çok tercih ettiği hac yollarından biri olduğunu vurgulayan Yıldız, İstanbul yolunun tercih edilme sebepleri arasında İranlıların, İstanbul şehri ile Osmanlı siyasi ve kültürel elitlerini görme isteği olduğunu ifade etti. Yazar, İstanbul yolunu tercih eden hacıların kaleme aldığı yirmi sefernameyi incelediği makalesinde hacıların kimliklerine göre değişen anlatılara da dikkat çekti:

Kimi hacılar, İstanbul’da gördükleri yeniliklerden övgüyle bahsederken kimileri de İstanbul’da yaşayan İranlıların Avrupalı gibi yaşadıklarını görüp onları eleştirmiştir. Daha önce Avrupa şehirlerini görmüş olan bazı İranlı hacılar ise İstanbul’u bu şehirlerle kıyaslayıp şehirdeki eksiklik ve problemlere dikkat çekmiştir. İranlı hacıların İstanbul’da ikamet ettikleri yerler, maddi durumlarına ve toplumsal statülerine göre değişmektedir. Kaçar Hanedanı’na mensup ve devlet ricalinden olan kişiler saraylarda, yalılarda ve İran Sefaretinin binasında ağırlanırken hâli vakti yerinde olan İranlı hacılar, otelleri ve müstakil evleri tercih etmiştir. Diğer hacılarsa İranlıların uğrak yeri olan Validehan ve diğer hanlarda konaklamayı seçmiştir. Hac anlatıları dikkatle incelendiğinde İranlı hacıların, İstanbul’u ve halkını dikkatle gözlemledikleri anlaşılmaktadır. Metinlerde sık sık geçen “temâşa” kelimesi, beğeni ve hayranlığı içinde barındıran bir gözlemi yansıtmaktadır. İranlı hacılar, İstanbul’un tarihî eserlerini ve doğal güzelliklerini uzun uzun anlatmıştır. İstanbul, birçoğuna göre sözle anlatılamayacak kadar güzeldir.

Yıldız, şehre ait ögelerin dışında, İstanbul halkının da hacıların dikkatinden kaçmadığını vurguladı:

Kimi hacılar İstanbul’un kozmopolitliğine ve şehrin bazı kesimlerinin eğlenceye düşkünlüğüne dikkat çekerken kimileri de İstanbulluların medeni, güler yüzlü ve edepli insanlar olduğunu belirtmiştir. Son olarak Sultan’ın bizatihi kendisinin de İranlı hacılar için bir “temâşa” nesnesi olduğu anlaşılmaktadır. Hanedan mensubu veya ulemadan olan bazı İranlıların, Sultan ile bire bir görüşebilmesinin yanında, cuma ve bayram selamlıklarında Sultan’ı uzaktan gören hacıların bu sahneleri aktarması da sefernamelerde sık karşılaşılan bir motiftir.

İRAM tarafından yedincisi gerçekleştirilen makale sunumlarında Yıldız, sonuç olarak yazarlarının şahsi tecrübelerine göre farklılaşan bu hac anlatılarında beğeni ve hayranlık ifade eden temâşa kelimesinin ortak bir kavramı karşıladığını aktardı. Sunumunda ayrıca İslam dünyasındaki insan hareketliliğinin en önemli motivasyonlarından biri olan hac ibadetinin, bireysel ve toplumsal kimlik inşasında önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çekti.