İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) İstanbul tarafından çevrim içi olarak gerçekleştirilen tez sunumlarının sekizincisinde, Dicle Burcu Tekil’in Orta Doğu Teknik Üniversitesi Orta Doğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalında 2020 yılında tamamlamış olduğu yüksek lisans tezi konuşuldu. Sunum, İRAM YouTube kanalından izleyiciyle buluştu.
Reform Dönemi ve Yeşil Hareket Dönemi kadın hareketlerinin karşılaştırıldığı tezde, bu hareketleri sosyal hareket bağlamında inceleyen Tekil, sunumunda İngilizce literatürde sosyal hareket kavramının Batılı toplumların özelliklerine göre oluşturulduğu için bunun Orta Doğu toplumlarına uyarlanmasının metodolojik açıdan sorunlu bir durum olduğunu belirtti. Yazar, Orta Doğu’daki halk hareketlerinin, sosyal hareket bağlamında incelenecekse de bunun bölgedeki devletlerin ve toplumların niteliklerinin dikkate alınarak yapılması gerektiğinin aşikâr olduğunu ifade etti. İran’da kadın hareketi konusundaki mevcut literatüre bakıldığında bu hareketin, İran’daki İslami hareket veya sol akımlardan farklı olup olmadığının; bir başka deyişle ayrı bir hareket olup olmadığının tartışıldığına dikkat çeken Tekil, tezinde İran kadın hareketinin tarihsel seyrini inceledikten sonra Reform Dönemi ve Yeşil Hareket Dönemi kadın hareketlerinin ortak özelliklerinin ve bu hareketlerin birbirinden nasıl farklılaştığının analizini paylaştı.
Tekil, 1906 Meşrutiyet Devrimi’nden 1979 İslam Devrimi’ne kadar olan süreçte, kadın hareketinin tepeden inme modernlik anlayışının etkisinde olduğunu söyledi. Bu dönemde kadınların eğitim, iş ve aile hukuku gibi alanlarda haklarının arttığını; kadınların, toplumda önceki dönemlere göre çok daha görünür olduğunu ifade etti. Yazar, buna karşın Pehlevi Dönemi’nin otoriter modernleşme anlayışının, kadın hareketinin bağımsız bir hareket olarak gelişmesine engel olduğunu da sözlerine ekledi. İslam Devrimi’nin ilk yıllarında ise kadınların toplumsal statülerinin, yeni sistemin ideolojisine paralel olarak değiştiğini belirtti. Bu bağlamda kadınların iş hayatına katılmasının zorlaştırıldığını, üniversitelerde girebilecekleri bölümlere kısıtlamalar getirildiğini aktardı. Tekil, sunumunda söz konusu dönemleri şu ifadelerle açıkladı:
Reform Dönemi’nin gelişi kadın hareketi için yeni bir başlangıç anlamına geliyordu. Bu dönemde, üniversite başta olmak üzere diğer kamusal alanlarda kadınların görünürlüğü artmıştır. Buna karşın feministlerin, kadınların özgürlüğünü kısıtladığını düşündüğü maddelerin Anayasa’da kalmaya devam etmesi, kadın hareketi içinde hayal kırıklığı yaratmıştır. Ahmedinejad Dönemi’ne gelindiğinde ise kadınların toplumsal alandaki konumlarında gerilemelerin varlığı göze çarpar. Buna örnek olarak giyim kuşam kurallarının daha sıkı denetlenmesi ve üniversitelerdeki kız öğrencilerin sayısının kısıtlanmaya çalışılması gibi uygulamalar gösterilebilir.
Yeşil Hareket Dönemi’nin özelliklerine gelindiğinde siyasi değişim talebi, kadın hareketinin en önemli talebi olarak öne çıkmaktadır. Feministlere göre cinsiyet eşitsizliğinin kaynağı Anayasa’daydı ve Anayasa’nın ilgili maddelerinin değişmesi gerekiyordu. Bu dönemde, kadın hareketinin, kendini diğer siyasi hareketlerden ayrıştırma çabası öne çıkmaktadır. Bu dönemde kadın hareketi kendi taleplerini dile getirirken herhangi bir siyasi grubu açıkça desteklemekten kaçınmıştır. Bu anlamda bağımsız bir nitelik taşır. Yeşil Hareket’in beklenmedik bir anda büyümesi, kadınları hazırlıksız yakalamıştır. Protestolar içinde kadın hareketinin sesi yeterince duyurulamamıştır. Buna rağmen protestolara katılan kadın aktivistler, devlet tarafından cezalandırılmışlardır. Devletin sert müdahalesinden sonra, Yeşil Hareket gibi kadın hareketinin de dağıldığı görülmektedir.
Tekil, İran’da kadın hareketleri incelendiğinde bazı ortak özelliklerin varlığını öne çıkardı. İlk olarak kadın hareketinin içinde İslami ve seküler feministlerin olmasının, bu hareketlerin parçalılığını gösterdiğini; ikinci olarak İslami ve seküler feministlerin zaman zaman bir araya gelebilmelerinin, bu hareketlerin pragmatik niteliğini ortaya çıkardığını; üçüncü olarak İran’da feministlerin birden fazla stratejiyi benimsediğinin anlaşıldığını aktardı. Yazar, feministlerin bazen sistemle iş birliği yaparak bazen de protestolara katılarak mücadelelerini sürdürdüklerini örnek olarak sundu. Ayrıca feministlerin, iki dönemdeki mücadelelerinde de çoklu strateji siyasetini izlemelerinin ortak bir tema olarak görülebildiğini öne sürdü. Tekil, Reform Dönemi’nde kadın hareketinde pragmatik anlayış öne çıkarken Yeşil Hareket Dönemi’nde özgür ve bağımsız tavrın ön planda olmasının, iki dönem kadın hareketlerinin ayrıştığı nokta olduğunu belirtti.