İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) olarak Türkiye’de İraniyat çalışmalarının artırılmasına teşvik için düzenlediğimiz İran ile ilgili yüksek lisans ve doktora tez yarışmasının değerlendirilmesi neticelenmiştir.
DOKTORA ALANINDA ÖDÜL KAZANAN TEZLER
Seçil Özdemir, İstanbul Üniversitesi
Tez Adı: İran Devrimi Sürecinde İran-ABD İlişkileri
Tez Danışmanı: Prof. Dr. Halil Bal
Özet
İran ve ABD arasındaki ilişkiler, II. Dünya Savaşı sonrası gelişmiştir. 1960 yılında İran’ı laik ve modern bir ülke yapma planları için ABD ile işbirliğini artıran Muhammed Rıza Şah’a karşı halkının tüm kesimleri, özellikle de din adamları tepki göstermiştir. Şah’a karşı yürütülen protesto hareketlerinin lideri olarak ön plana çıkan isim Musavi Humeyni’dir. Humeyni, Şah’ı İslam düşmanı, ABD ve İsrail’in ortağı olarak nitelemiştir. ABD bir diktatöre destek verip demokrasi savunucu ülke imajı çizmemek için Şah’ın diktatör imajından rahatsız olmuş ve onu İran’da insan haklarını geliştirmesi için uyarmıştır.
1970’li yıllara kadar ABD, İran’a askeri, teknik ve ekonomik yardımlarda bulunmuş ve bu yardımlarla İran üzerindeki nüfuzunu artırmıştır. İran bu yıllarda petrol anlaşmalarını aynı şartlarda yenilemek istememiş ayrıca Sovyetler Birliği ve Batı Avrupa ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmek istemiştir. ABD bu gelişmelerden rahatsız olmuştur. ABD’li yetkililer Şah sonrasında İran’da durumun ne olacağı yönünde raporlar hazırlamıştır.
Bu çalışmada, 1960’lı yıllardan itibaren İran Devrimi’ni hazırlayan dönem bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmiştir. İran’da Şah’a karşı muhalefetin gelişim süreci ve İran-ABD ilişkilerinin bu süreçteki seyri ortaya konulmuştur.
Naseraddin Alizadeh, Ankara Üniversitesi
Tez Adı: İran’da Bölgesel Gelir Dağılımının Politik Ekonomisi
Tez Danışmanı: Doç. Dr. Mustafa Kadir Doğan
Özet
Bu çalışma İran örneğinde bölgesel gelir eşitsizliği ve gelir yakınsamasını incelemiştir. Elde edilen sonuçlar İran’da eşitsizliğe ışık tutmanın yanı sıra bu kuramların uygulamada ne denli geçerli olduğunu da sınamaktadır.
Çalışma, iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde İran’da kimlik, ekonomik ve uzamsal özelliklere göre gelir dağılımını etkileyebilecek rant-üretici politikalar ele alınmıştır. Bunun için iller ikili Şii-Sünni, Fars-Fars olmayan, petrol üreticisi olan ve olmayan ve sınır-merkez il kümelerine bölünerek rant-üretici değişkenlerin gelir eşitsizliği üzerindeki etkisi tahmin edilmiştir. Yazında bulunan araştırmalar gelir eşitsizliğini ölçmek için genelde Gini katsayısını bağımlı değişken almışlardır; ancak, Gini katsayısı kümeler arası eşitsizliği ölçmek için yararlı olmadığından bu araştırmada yeni yöntem tanımlanmıştır. Bu yöntemde illerin büyüme oranı ve kişi başına gelir değişiminin ülkenin kişi başına gelirine oranı bağımlı değişken alınıp açıklayıcı değişkenlerin ikili kümeler üzerindeki etkisini ölçmek adına yapay eğim değişkenleri modelde içerilmiştir. Ayrıca kişi başına gelirin bir yıllık gecikmesi, petrol gelirlerinin GSYİH’ya oranı, piyasa ve resmi döviz kur arasındaki açığın büyüklüğü, illerin kişi başına bütçesi, ekonomide serbestlik düzeyi ve illerde enflasyon açıklayıcı değişken olarak modelde içerilmiştir. Modelin kestirimi için Panel kestirim yöntemleri kullanılıp gereken testler yapılmıştır. İran’da etnik ve mezhep verileri elde olmadığından illerin verileri kullanılmıştır. Her ilin etnik ve mezhep yapısını belirlemek için Genel Kültür Göstergelerinin İnceleme ve Ölçme İzlencesi araştırmasının verileri kullanılmıştır.
İkinci ana bölümde İran’da gelir yakınsamasının varlığı ve onu etkileyen etmenler incelenmiştir.
YÜKSEK LİSANS ALANINDA ÖDÜL KAZANAN TEZLER
Halil Ocak, Marmara Üniversitesi
Tez Adı: Bahreyn’de Şii Muhalefet Hareketleri (1971-2015)
Tez Danışmanı: Prof. Dr. Zekeriya Kurşun
Özet
Bahreyn 1971 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra Sünni el-Halife ailesi tarafından yöneltilmiştir ve el-Halife iktidarı hak ve özgürlük noktasında önemli reformlara imza atmıştır. Ancak güvenlik krizleri ve otoritede güç kaybı gibi sorunlara yol açacağı endişesiyle reformları sınırlandırmış ve Bahreynlilere karşı baskı uygulamıştır. Bahreyn halkı bu baskılara sessiz kalmamış ve çeşitli platformlarda taleplerini dile getirmişlerdir. Sayıca daha fazla olan Şii nüfus bu baskıların bilinçli bir şekilde kendilerine karşı bir ayrımcılık politikası olduğunu savunup Bahreyn’deki bu gelişmeleri el-Halife ailesine karşı bir mücadeleye dönüştürmüşlerdir.
Bu çalışmada Bahreyn’in bağımsızlık süreci ve sonrasında ülkedeki Şii nüfusun; siyasi, ekonomik ve toplumsal hayatta karşılaştıkları sorunlar incelenmiş ve Şii muhalefetini oluşturan dinamikler ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Bununla birlikte Bahreyn siyasetinin bir unsuru olarak Şii fraksiyonlar genel özellikleriyle tanıtılmış ve Bahreyn’de Arap Baharı süreci, iktidar-muhalefet ilişkileri ekseninde örnek bir olay olarak incelenmiştir.
Yusuf Salih Korkmaz, Marmara Üniversitesi
Tez Adı: İran-Suriye Bölgesel İttifakı ve Arap Baharı Sürecine Yansıması
Tez Danışmanı: Prof. Dr. Osman Gazi Özgüdenli
Özet
İran İslâm Cumhuriyeti ve Suriye rejiminin, bölgedeki hâkim dinî, kültürel, toplumsal ve siyasi yapıya muhalif bir heterodoksluğu içinde barındırması, özellikle mezhebi olarak bir azınlık kimliğine sahip Suriye’deki Alevi Hafız Esad yönetimi ile İran’daki 1979 Devrimi sonrası yapıyı birbirine yakınlaştırmıştır.
İran-Suriye bölgesel ittifakı, özellikle 2003 yılında Irak’ın işgali sonrası yaşanan gelişmelerle ve Hizbullah’ın Lübnan’da başat aktör halini aldığı 2006 Lübnan-İsrail Savaşı’ndan sonra daha da önemli hale gelmiş, bu yönüyle ittifak, yalnızca iki ülkenin arasındaki bir ilişkinin çok ötesine geçmiştir. Laik ve Arap milliyetçisi Suriye rejimi, İslâm ümmeti savunucusu İran İslâm Cumhuriyeti ile mükemmel sayılabilecek bir müttefiklik ilişkisi kurmuştur.
Bu çalışmada İran-Suriye ittifakının tarihsel ve nedensel arka planı incelmiş, 35 yıllık gelişimi ortaya konulmaya çalışılmış ve Arap Baharı sürecine yansımalarına ışık tutulmaya çalışmıştır. Bu çalışmayla ilgili en önemli hipotez, İran’ın Şiî Hilali oluşturarak, bölgesini domine etme stratejisi güttüğüdür. Çalışmanın amaçlarından biri de 2004 yılında Ürdün Kralı Abdullah tarafından ortaya atılan İslâm Devrimi’nden itibaren İran’ın Suriye politikasında bir yer teşkil edip etmediğinin anlaşılmasıdır. Aynı şekilde, İran’ın kendisine yönelik “Şiî Hilali” oluşturma suçlamalarına mukabil, “Direniş Ekseni” söylemini geliştirmesinin temelleri incelenmiştir. Son olarak Suriye özelinde Ortadoğu’da önemli bir ülke olan İran’ın dış politikasını belirleyen etmenler tartışılmıştır.
Yusuf Ünal, Boğaziçi Üniversitesi
Tez Adı: Bir Polemikten Daha Fazlası: Risale-i Hüsniye'nin Safevi, Osmanlı ve Hindistan Diyarlarındaki Sergüzeşt
Tez Danışmanı: Doç. Dr. Derin Terzioğlu
Özet
Bu çalışma, İran’ın Sünnilikten Şiiliğe doğru mezhepsel dönüşümü tecrübe ettiği Safeviler döneminde Farsça olarak kaleme alınmış, Risale-i Hüsniye adıyla meşhur bir Şii polemik eserin tarihsel sergüzeştini konu edinmektedir. Çalışmanın başlıca hedeflerinden biri Sünni İslam’a reddiye mahiyetinde yazılmış bu eserin Şii İslam’ın temel inanç esaslarının halk arasında yaygınlık kazanmasında ve yeni bir Şii kimliğinin inşasında oynadığı rolün incelenmesidir.
19. yüzyılda Osmanlı Türkçesi ve Urducaya çevrilen bu eserin bu dillerde Osmanlı’nın muhtelif vilayetlerinde ve Hindistan’da tedavül etmesine geniş yer verilmiş bilhassa Osmanlının son döneminde risalenin halk arasında yayılmasına karşı gösterilen siyasi ve dini tepkiye değinilmiştir. Bu çalışma söz konusu tercümelerin salt mekanik bir edebi faaliyet olarak değil daha ziyade dönemin mezhepsel polikalarının bir sonucu olarak ortaya çıkmış siyasi ve ideolojik bir eylem olduğunu savunmaktadır.
Son olarak, Risale-i Hüsniye’nin, modern Türkiye tarihindeki hikayesine yer verilmiş ve bu Şii polemik eserin Osmanlı’nın son döneminde maruz kaldığı sansür ve kovuşturmaya rağmen günümüzde Alevi yazılı kaynakları arasında önemli bir yere sahip olduğu ve Alevi kimliğinin önemli bir parçası haline geldiği savunulmaktadır.