İpek Yolu Ekonomik Kuşağı: İran Özel Sektörü İçin Fırsatlar ve Tehditler

İpek Yolu Ekonomik Kuşağı: İran Özel Sektörü İçin Fırsatlar ve Tehditler

İpek Yolu Ekonomik Kuşağı: İran Özel Sektörü İçin Fırsatlar ve Tehditler

İpek Yolu Ekonomik Kuşağı: İran Özel Sektörü İçin Fırsatlar ve Tehditler

Shariatinia, M. (2019). “İpek Yolu Ekonomik Kuşağı: İran Özel Sektörü İçin Fırsatlar ve Tehditler”. Tahran Ticaret, Sanayi, Madencilik ve Tarım Odası, Ekonomik Araştırmalar Dairesi. Tahran, 106 sayfa.


“İpek Yolu Ekonomik Kuşağı: İran Özel Sektörü İçin Fırsatlar ve Tehditler”1  raporu, Tahran Ticaret, Sanayi, Madencilik ve Tarım Odasının (Tahran Ticaret Odası) desteğiyle, Şehit Beheşti Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Mohsen Shariatinia tarafından hazırlandı. 106 sayfalık rapor, Aralık 2019’da Tahran Ticaret Odası Ekonomik Araştırmalar Dairesinin gözetiminde tamamlandı. Tahran Ticaret Odası, 130 yılı aşan deneyimiyle İran özel sektörünün en önemli destekçilerinden biridir.

Tahran Ticaret Odası Ekonomik Araştırmalar Dairesi, güvenilir yerli ve yabancı resmî kaynakların bilgi ve verilerinden faydalanarak özel sektördeki kişilerin hem İran hem de dünya ekonomisindeki son gelişmelere yönelik farkındalığını artırmak ve finans, bankacılık piyasalarındaki durumlar, ticaret, bütçe performansı ile endüstri, madencilik ve tarım gibi alanlarda bilgi sağlamak amacıyla düzenli olarak raporlar yayımlamaktadır. Aynı zamanda çeşitli ekonomik konularda çalışmalar ve araştırmalar yaparak Ticaret Odasının ekonomik karar alma forumlarına katılımı için gerekli temeli oluşturmakta, yayımladığı araştırma raporlarıyla belirli amaç ve stratejiler çerçevesinde Ticaret Odasının, ülke ekonomisinde kapsamlı ve nitelikli bir rol oynayan, aktif bir kurum olarak pozisyonunu geliştirmeye çalışmaktadır. Bunların dışında, öğrencilerin bu alanlardaki tez çalışmalarını destekleyerek özel sektör ile alakalı uygulamalı bilimleri öğrenmelerine yardımcı olmayı amaçlamaktadır.

“İpek Yolu Ekonomik Kuşağı: İran Özel Sektörü İçin Fırsatlar ve Tehditler” raporu dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm “Çin’deki Ekonomik Kalkınmanın İkinci Aşaması Bağlamında Mega İpek Projesi” başlığını taşırken ikinci bölüm “Mega İpek Yolu Projesi’nin İran Çevresinde Uygulanmasının Etkileri”, üçüncü bölüm “Mega İpek Yolu Projesi’nin Uygulanmasının İran Özel Sektörü İçin Yarattığı Fırsatlar ve Tehditler” ve son olarak dördüncü bölüm “İran Kamu ve Özel Sektörlerinin Mega İpek Yolu Projesi’ne Katılımı: Politika Tavsiyeleri” başlıklarını taşımaktadır. Her bir bölüm; giriş, ana kısım ve özet bölümlerinden meydana gelmektedir. Raporda yazar Shariatinia’nın cevaplamaya çalıştığı sorular şunlardır: 1) Çin’deki ekonomik kalkınmanın ikinci aşamasındaki itici güçler nelerdir? 2) İpek Yolu’nun yöntemleri ve bunların Çin’in genel kalkınma stratejileri arasındaki yerleri nelerdir? 3) İpek Yolu İnisiyatifi’nin İran’daki etkileri nelerdir ve İran’ın bu İnisiyatif’deki konumu nedir? Yazar ayrıca Kazakistan ve Pakistan özel sektörlerinin İpek Yolu Projesi’nin değer zincirine başarılı bir şekilde katılmalarının arkasındaki faktörlere, İpek Yolu İnisiyatifi’nin İran özel sektörü açısından yarattığı fırsat ve tehditlere ve İpek Yolu İnisiyatifi’nin parçası olması amaçlanan özel sektörler için ne tür stratejilerin olduğuna da ışık tutmaktadır.

Raporun ilk bölümünde Mega İpek Yolu Ekonomik Kuşağı Projesi, Çin’in yeni kalkınma politikaları bağlamında değerlendirilmiştir. Yazara göre İpek Yolu Planı, Çin’in 1949 Devrimi’nden sonraki kalkınma politikalarının ikinci aşaması üzerinden analiz edilebilir. Bu sebeple bu bölüm, Çin’in 1978’de başlayıp 2012’ye kadar devam eden ve 2012’de başlayıp hâlen sürmekte olan kalkınma politikalarının iki aşamasının da özelliklerini tartışmaktadır. Bunlara ek olarak bölüm, Çin’in reform ve serbest ticaret politikası dönemlerindeki ikili aşamasına yönelik hızlı bir bakış sağlayarak Çin kalkınma politikalarının son yıllardaki paradigma değişimini gözler önüne sermektedir. Bu paradigma değişiminin en önemli amacı; Çin’i, 21. yüzyılın ortalarına kadar kalkınmış bir ülke yapmak olarak tanımlanmıştır. Özetle İpek Yolu Mega Projesi, giderek uluslararası siyasi ekonomiye entegre olan ve dünya ekonomisi üzerindeki etkisi hızla büyüyen Çin’in bir sembolü olarak görülebilir.

İkinci bölüm, Mega İpek Yolu Projesi’nin İran’ı çevreleyen bölgede uygulanmasının etkilerini tartışmaktadır. Bu bağlamda öncelikle İran’ın jeoekonomik çevresinin çeşitliliği analiz edilmiş sonrasında projenin kavramsal çerçevesi mercek altına alınmıştır. Bu açıdan rapor, Mega İpek Yolu Projesi’nin, İran’ın jeoekonomik çevresini gitgide değiştirdiğini belirtmektedir. Bu dönüşüm özellikle İran’ın kuzey ve doğu taraflarında gözle görülür derecededir. İran’ın jeoekonomik çevresinin kuzey tarafında, Orta Asya ülkeleri için yeni yollar açan Mega İpek Yolu Projesi, Çin’in Orta Asya ülkelerinin ekonomileri üzerinde hâkimiyet kurmasını kolaylaştırmakta ve Kazakistan’ın yeni bir aktarma merkezi olmasına yardım etmektedir. Proje, İran’ın jeoekonomik çevresinin doğu tarafında ise Pakistan’ın ekonomik tecritini kaldırmış, ülkeyi İpek Yolu İnisiyatifi için bir kara koridoru hâline getirmiş ve ekonomisini dönüştürmeye başlamıştır. İran’ın jeoekonomik bölgesinin güneyinde, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi üyesi devletler, projenin dış hattındaki lojistik merkezler olarak değerlendirilirken Birleşik Arap Emirlikleri, İpek Yolu’nun Orta Doğu’daki merkezi durumundadır. Bu büyük resme bakıldığında rapor, Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından beri ilk defa bu mega projenin İran’ın jeoekonomik çevresini değiştirdiğine işaret etmektedir.

Üçüncü bölümde, mega projenin İran özel sektörü için yarattığı fırsatlar tartışılmaktadır. Ayrıca küresel değer zincirinin kavramsal çerçevesi üzerinden İran özel sektörünün ve bu zincir temelli planın çeşitli durumlardaki pozisyonunun değeri de incelenmektedir. Bu açıdan, öncelikle küresel değer zinciri kavramı ve kavramın uluslararası siyaset ekonomisindeki yeri açıklanmakta, sonrasında ise İpek Yolu’nun değer zincirinin, İran özel sektörü açısından yaratabileceği fırsatlar ve tehditler tartışılmaktadır. Raporda, İran özel sektörünün, İpek Yolu Projesi’nin mega değer zincirine katılmasının bir seçim değil zorunluluk olduğu belirtilmektedir. Ayrıca İpek Yolu Projesi’nin uygulanmasının özellikle sınır ötesi ticaret giderlerini azaltmak suretiyle İran özel sektörünün makro iş çevresi üzerinde önemli ölçüde pozitif bir etki oluşturacağı ifade edilmektedir. Dünya Bankasına göre İran ve İran özel sektörü, bu makroekonomik projenin en fazla kazananlarından olma potansiyeline sahiptir ve İpek Yolu İnisiyatifi’ne entegre olmak, İran’ın Doğu-Batı arasındaki tarihî jeoekonomik köprü pozisyonunu yeniden canlandırabilir. Fakat İran’a yönelik mevcut yaptırımlar, ülkenin özel sektörünün bu projede oynayabileceği rolü önemli ölçüde sınırlandırmaktadır. Bu proje ile İran özel sektörü, yalnızca küçük ve orta ölçekli Çin şirketlerini kendisine çekebilmektedir. Bu da ülke ekonomisinin önemli bir kısmını teşkil etmektedir. Bu şartlarda, bu mega projenin uygulanmasının, projeye dâhil olan ülkelerin çeşitli endüstrileri için yaratacağı potansiyel bir kârlılıktan söz edilebilir. Bu durum göz önüne alındığında, İran özel sektörünün alt sektörlerinden her birinin, kendi politikalarını oluşturmaya, bu mega projeye dâhil olmak ve küçük ölçekli Çin şirketleri ile ortaklık kurmak için stratejiler geliştirmeye ihtiyaç duyduğu anlaşılmaktadır. Bunlara ek olarak Dünya Bankası çalışmalarına göre İran’ın önemli şehirlerinin (Tahran ve Isfahan) İpek Yolu koridorları üzerinde olması sebebiyle projenin uygulanması bu şehirlerde iş imkânı sağlayacaktır. İpek Yolu İnisiyatifi’nin uygulanması ayrıca İran’ın çevresindeki ticaret giderlerinin azalmasına ve özellikle pazara giriş açısından İran’ın dış ticaretinin gelişmesine yardımcı olabilir. Son olarak bu girişim, İran’ın ihracat hacmini de artırma potansiyeline sahiptir.

Son bölümde, kamu ve özel sektörlerinin bu projeye başarılı katılımı ile projenin getirdiği avantajlardan ve fırsatlardan en fazla yararlanan iki ülke olarak Pakistan ve Kazakistan tartışılmaktadır. Önceki bölümlere ek olarak bu bölümde, İran özel sektörünün projeye katılımına yönelik politika önerileri sunulmaktadır. Bu açıdan dördüncü bölüm, üç ayrı kısma ayrılmıştır: İlk kısımda, Kazakistan kamu ve özel sektörünün projeye dâhil olma süreci incelenirken ikinci kısımda Pakistan’ın katılımı tartışılmış ve üçüncü kısımda da İran’ın projeye katılımı için etkili olacak kamu-özel sektör iş birliğine yönelik politika önerileri sunulmuştur.

Rapora göre Kazakistan, kendi kalkınma planını, politika koordinasyonu çerçevesinde başarılı bir şekilde İpek Yolu İnisiyatifi ile uyumlu hâle getirmiş, enerji ve ulaşım altyapısını Çin ile bağlantılı hâle getirerek kendisini Çin ve Avrupa arasında köprü konumuna getirmenin avantajını yaşamıştır. Pakistan da özellikle ucuz ve büyük iş gücü ile geniş potansiyel pazarı sayesinde, Çin ile olan ittifakından faydalanmış ve 70 milyar dolarlık Çin yatırımını ülkeye çekmeyi başarmıştır. Raporda, İran kamu ve özel sektörlerinin projeye katılımına yönelik politika önerileri ise şu şekildedir:

  • İran hükûmetinin Mega İpek Yolu Projesi’ni Çin ile olan ilişkisinde önceliklendirmesi ve projeyi iki ülkenin ilişkilerinde merkezî bir konuma getirmesi tavsiye edilmektedir.
     
  • İki ülkenin şirketleri arasındaki finansal işlemler için çözüm üretmeye odaklanılmalıdır.
     
  • İran’ın ekonomisinde kapladığı önemli yer ve yaptırımların sebep olduğu atmosfer dolayısıyla küçük ve orta ölçekli Çin şirketlerine odaklanılmalıdır.
     
  • İran hükûmeti, Mega İpek Yolu Projesi’ne dâhil olan ülkeler başta olmak üzere, komşu ülkelerle ikili ticari serbestlik anlaşmaları yapmalı ve İpek Yolu Projesi’nin uygulanmasında politika koordinasyonu için Çin hükûmeti ile düzenli olarak fikir alışverişinde bulunmalıdır.
     
  • Proje bağlamında iş birliğinin getireceği fırsatları belirlemeye odaklanarak Çin özel sektörü ile kurumsal etkileşim kurulmalıdır.
     
  • Çin ve projedeki diğer ülkelerle iş birliğini desteklemek amacıyla özel sektörden ve hükûmetten temsilcilerin oluşturacağı bir İpek Yolu Konseyi kurulmalıdır.
     
  • Projenin geniş kapsamlı zaman çerçevesi dolayısıyla Tahran Ticaret Odası bünyesinde İpek Yolu Projesi’ne yönelik bir düşünce kuruluşu kurulmalıdır.
     
  • İran’ın ekonomik potansiyelini tanıtmak ve bu potansiyeli, Çin’de proje ile ilgili gelişen durumlara göre güncel tutmak gibi amaçlarla hükûmet ve özel sektörle koordinasyon hâlinde bir İpek Yolu Ticaret Ataşesi Çin’e gönderilmelidir.
     
  • İran, Çin-Orta Asya ve Batı-Asya koridorunun uygulanması için danışma ve dörtlü diyalog eksenine doğru dönüştürülmelidir. Bu bağlamda İran’ın; Çin, Türkmenistan ve Türkiye hükûmetleri ve bu ülkelerin özel sektörleriyle istişare etmesi; koridora yönelik ortak bir anlayış geliştirilmesi ve uygulanmasının getireceği ortak çıkarları fark etmesi açısından faydalı olabilir.

Sonuç olarak “İpek Yolu Ekonomik Kuşağı: İran Özel Sektörü İçin Fırsatlar ve Tehditler” raporu, raporda kullanılan ilgili kaynakların listesiyle sona ermektedir.


 Rapor, “İpek Yolu Ekonomik Kuşağı: İran Özel Sektörü İçin Fırsatlar ve Tehditler” başlığını taşımaktadır. Yazar burada, 2013’te tanıtılan ve Bir Kuşak Bir Yol olarak da bilinen Çin Kuşağı ve Yol İnisiyatifi’ne atıf yapmaktadır.