İran’da Tartışmalara Yol Açan 'Bir İstifa Hikâyesi'

İran’da Tartışmalara Yol Açan 'Bir İstifa Hikâyesi'
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

8 Aralık 2014 tarihinde Devrim Rehberi kararıyla 5 yıllık görev süresiyle Devlet Radyo ve Televizyon Kurumu (IRIB) Başkanlığına atanan ve 11 Mayıs 2016’da görevinden istifa eden Muhammed Serefrâz’ın, internet üzerinden yayımladığı “Bir İstifa Hikâyesi” başlıklı eser, İran’da tartışmalara yol açtı. Televizyon programı yapımcılarından olan Milad Duhanci’nin Serefrâz ile yaptığı röportajın yaklaşık 270 sayfalık yazılı metni olan ve Serefrâz’ın IRIB’deki 24 yıllık görev dönemiyle ilgili hatıralarını oluşturan bu eserde en dikkat çeken husus ise Serefrâz’ın Devrim Rehberliği ve istihbarat kurumlarına yönelik öne sürdüğü iddialar oldu.

Muhammed Serefrâz Kimdir?

1961’de Gilan eyaletine bağlı Astâne’de doğdu. Babası Ebulfazl Serefrâz eski Devrim Rehberi Ayetullah Humeyni’nin öğrencilerindendi. Abisi Cevad, 28 Haziran 1981 tarihli saldırıda İslam Cumhuriyeti Partisi’nin diğer 71 üyesiyle beraber hayatını kaybetti. Kardeşi Ali’yi ise İran-Irak Savaşı’nda kaybetti. Kendisi de savaşa katıldığı yıllarda yaralandı. 1982’de IRIB Kanal 1’in yayın yönetmenliğine atandı. Bir yıl sonra IRIB’den ayrılarak Risalet gazetesinin baş editörü oldu. 1994’te IRIB Uluslararası Yayından Sorumlu Yardımcılığına atandı ve IRIB Başkanlığını üstelenene kadar yaklaşık yirmi yıl boyunca bu görevi sürdürdü. Beyrut Saint Joseph Üniversitesinden Siyaset Bilimi alanında doktora unvanını aldı. Siyasi olarak Muhafazakâr bir çizgiye sahiptir.

İddiaları

Serefrâz yayımlanan hatıralarında İran’da radyo ve televizyon yayıncılığını tekelinde bulunduran ve devletin en hassas kurumlarından biri olan IRIB ile ilgili gerek teknik açıdan gerekse idari yapılanması ve faaliyetleri açısından ayrıntılı bilgililer paylaşmıştır. Serefrâz’ın açıklamalarındaki en dikkat çeken husus ise Rehberlik Ofisi, İstihbarat Bakanlığı ve özellikle Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) İstihbarat Kurumu tarafından IRIB’in çalışmalarına yapıldığı iddia edilen müdahaleler olmuştur. Serefrâz kendisinin söz konusu müdahalelere direnmeye çalıştığını ve kurumda var olduğunu öne sürdüğü usulsüzlükler ve yolsuzluklarla mücadele ettiğinden dolayı baskılara maruz kalarak nihayetinde görevi bırakmak zorunda kaldığını belirtmiştir. Serefrâz’ın burada DMO İstihbarat Kurumu Başkanı Hüseyin Taib, Devrim Rehberi Kurumu müsteşarlarından Hüseyin Muhammedi ve Devrim Rehberi Hamenei’nin oğlu Mücteba Hamenei’yi işaret ederek bu isimlerin kendisinin istifa etmesinde en etkili isimler olduğunu öne sürmüştür.

Serafrâz’ın Mücteba Hamenei hakkında ileri sürdüğü iddialar söz konusu hatıratın en tartışmalı bölümünü oluşturmaktadır. Zira Hamenei’nin ikinci oğlu Mücteba’nın onun kararları üzerinde en etkili isim olduğu, bunun yanı sıra kendisinin babasından sonra devrim rehberi olacağı ve bu yönde birtakım hazırlıklar içerisinde olduğu özellikle 2009 olaylarından sonra muhalifler tarafından ileri sürülmektedir. Fakat Mücteba Hamenei’nin söz konusu etkinliği ile ilgili hâlen ev hapsinde olan reformist liderlerden Mehdi Kerrubi dışında hiçbir üst düzey siyasi bu kadar açık ifadelerde bulunmamıştır. Dolayısıyla Serefrâz’ın açıklamaları Mücteba Hamenei’nin faaliyetleri ile ilgili muhaliflerin iddialarını desteklemesi bakımından önemlidir.

Açıklamaları Ne Anlama Geliyor?

Kendisinin bir kumpas kurbanı olduğunu düşünen ve aynı zamanda kendi çalışmalarını da savunmak isteyen Serefrâz, ileriye yönelik birtakım siyasi hesaplar içinde olabilir. Nitekim hatıralarının yayımlanmasının ardından Ahmedinejad çevresinden gelen destek, bu ihtimali kuvvetlendirmektedir. Serefrâz’ın Ahmedinejad’la ittifak içerisinde olduğu henüz kesin olmasa da kendisinin Devrim Rehberi’ne bağlı kurum ve şahsiyetlere yönelik açık eleştiri ve ithamlarda bulunması açısından izlediği yol, Ahmedinejad’la aynı çizgide olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla Hamenei’nin, oğlu dâhil onun yakın çevresine yaptığı ithamlarla önemli bir siyasi risk alan Serefrâz da Ahmediejad’la aynı kaderi paylaşmaya aday gözükmektedir.