İran’ın İsrail’deki Espiyonaj Ağı

İran’ın İsrail’deki Espiyonaj Ağı
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İsrail iç güvenlik istihbaratı Şin Bet tarafından, 12 Ocak Çarşamba günü, İran’a angaje bir "casusluk ağının" tespit edildiği ve söz konusu casusluk ağında yer alan İsrailli kadınların; ABD Büyükelçiliğini ve çalışanlarını fotoğraflamak ile bilgi edinmek amacıyla faaliyet gösterdikleri açıklanmıştır. Şin Bet tarafından yapılan açıklamada, kimliği açıklanmayan kadınların, kendisine "Rambod Namdar" adını veren ve kendisini İran'da yaşayan bir Yahudi olarak tanıtan İranlı bir ajan tarafından angaje hâle getirildikleri ifade edilmiştir. Kadınların; söz konusu ismin, İran’ın istihbarat ajanı olduğundan şüphelenmelerine rağmen bazılarının onunla temasa geçtiği, çeşitli görevleri yerine getirmeyi kabul ettikleri ve karşılığında bu kişiden finansal kaynak temin ettikleri kaydedilmiştir. Yapılan açıklamada, söz konusu olayda dört ana şüphelinin bulunduğu; şüpheliler arasında yer alan 40 yaşındaki bir kadının Rambod ile birkaç yıldır temas hâlinde olduğu ve çeşitli görevler üstlendiği; bu görevler arasında Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliğini ve İsrail İçişleri Bakanlığının Holon'daki ofisinin içini fotoğraflamak gibi faaliyetlerin bulunduğu ifade edilmiştir.

Şin Bet'in yaptığı açıklamada; Rambod adlı kişinin, söz konusu kadından oğlunu askere alınmadan önce İstihbarat Müdürlüğüne ait hassas belgeler elde etmek amacıyla yönlendirmesini istediği, 57 yaşındaki bir başka şüpheli kadını da oğlunu askerî istihbarat verilerini temin etmeye yönlendirmekle görevlendirdiği bilgileri yer almıştır. Şin Bet, şüpheliler arasındaki bir kadının dört yıldan fazla bir süre boyunca birkaç kez 5.000 dolara yakın birikmiş para aldığını da ifade etmiştir.

İran’ın Espiyonaj Faaliyetleri

Şin Bet tarafından kamuoyu ile paylaşılan bu olay, İran’ın yakın zamanda ortaya çıkarılan diğer casusluk faaliyetlerini hatırlatmıştır. Bu faaliyetlerde, İran tarafından hedef ülkelerde bilgi ve veri elde etmek, belirli hedeflere yönelik şiddet eylemleri organize etmek amacıyla yürütülen espiyonaj girişimleri kendisini göstermiştir. Bunlardan bir tanesi, 30 Haziran 2018 tarihinde, birkaç Avrupa ülkesi istihbarat servisinin iş birliği sonucu yapılan operasyonla birlikte İran asıllı Belçika vatandaşı iki ajanın tespit edilmesidir. Söz konusu olayda, Halkın Mücahitleri Örgütünün Paris’te düzenleyeceği bir mitinge yönelik olarak bombalı saldırı gerçekleştirmek üzere belirlenen hedefe doğru yola çıkan iki ajan yakalanmıştır. Gözaltına alınan çiftin arabasında yarım kilo patlayıcı madde bulunmuş; yapılan sorgulamalar sonucunda, azmettiricinin İranlı diplomat Esedullah Esedi’nin olduğu anlaşılmış ve Esedi, Almanya sınırları içinde yakalanmıştır. Fransız yetkililer, Esedi’nin Güney Avrupa'da İran adına söz konusu faaliyetleri yönettiğini ve bu hazırlığın İran İstihbarat Bakanlığının talimatıyla gerçekleştirildiğini ifade etmiştir. Bu olay; İran’ın, farklı ülkelerde belirli hedeflere yönelik olarak şiddet eylemlerini organize etmek amacıyla yürüttüğü espiyonaj faaliyetlerinin önemli bir örneği olmuştur.

Diğer yandan, bilgi ve veri sağlama amacıyla yürütülen espiyonaj faaliyetlerinde ise çifte vatandaşlığa sahip olan veya yurt dışında ikamet eden ve İran’da “casusluk” suçlamasıyla mahkûm olan kişiler bir eleman kaynağı olarak algılanmaktadır. Bu noktada yakın dönemde yaşanan 3 farklı olay, bu durumu örneklemektedir. Bunlardan ilki Kingston Üniversitesinde Sanat Yönetimi öğrencisi ve İngiliz Kültür Konseyi çalışanı Aras Amiri’nin, İran'da "yıkıcı bir ağ kurmak ve yönetmek" suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırılması ve kendisine ABD’de İran adına casusluk faaliyeti yürütmesinin teklif edilmesidir. Amiri; yazdığı mektupta, kendisini sorgulayanların İran adına casusluk teklifinde bulunduklarını fakat kendisinin bunu yapmayı reddettiği için cezalandırıldığını dile getirmiştir. Diğer yandan, İsveç'te yaşayan bir afet yönetimi uzmanı ve araştırmacı olan ve İran’da ölüm cezasına çarptırılan Ahmed Rıza Celali, sorgu ve tutukluluk sürecinde, bulunduğu ülkede İran adına casusluk faaliyeti yürütme teklifiyle karşılaştığını ifade etmiştir. Benzer şekilde, İran'da ailesini ziyareti sırasında Devrim Muhafızları Ordusu tarafından tutuklanan bir Facebook çalışanı ve deneyimli programcı olan İran asıllı Kanada vatandaşı Behdad Esfahbod, özgürlüğü karşılığında ülke adına casusluk yapması için kendisine yapılan baskıyı açıklamıştır. Söz konusu üç örnek; İran’ın, espiyonaj faaliyetlerindeki yöntem ve kaynakları adına önemli örnekler niteliğindedir.