İran’ın Nükleer Faaliyetlerini Hızlandıran Kanun Ne Anlama Geliyor?

İran’ın Nükleer Faaliyetlerini Hızlandıran Kanun Ne Anlama Geliyor?
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

290 sandalyeli İran Meclisi 1 Aralık Salı günü, 260 milletvekilinin katılımı ile gerçekleşen oturumda 251 milletvekilinin kullandığı olumlu oyla “Yaptırımları Kaldırmak ve İran Halkının Çıkarlarını Korumak İçin Stratejik Eylem Kanunu”nu onayladı. Bu Kanun tasarısı 2 Kasım’da üçüncü derece öncelikli tasarı olarak Meclis Genel Oturumunda onaylanmış ve gerekli çalışmaların yapılması için Millî Güvenlik ve Dış Politika Komisyonuna havale edilmişti. Ancak 27 Kasım’da nükleer fizikçi ve Savunma Bakanlığı Teknoloji Araştırmaları Merkezi Başkanı Muhsin Fahrizade’nin Tahran civarında suikast sonucu öldürülmesi, Meclisi harekete geçirdi ve tasarı, 29 Kasım’da üçüncü dereceden ikinci derece öncelikli tasarıya dönüştürüldü. Anayasayı Koruyucular Konseyi (AKK) tarafından 2 Aralık’ta onaylanan Kanun, yürürlüğe konmak üzere Meclis Başkanı Kalibaf tarafından Cumhurbaşkanı Ruhani’nin imzasına sunuldu. Fahrizade suikastının ilk somut neticesi, Nükleer Anlaşma’nın kaderini belirleme kapasitesine sahip bu Kanun’un onaylanması olmuştur. Dolayısıyla Kanun bu bağlamda ülkenin hem iç hem dış politikasının seyrini belirleme etkisine sahiptir.

Kanun’un onaylanmasına ilk tepki, hükûmet kanadından yürütmenin işlerine müdahale edildiği yönünde gelmiştir. Cumhurbaşkanı Ruhani ve Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri atılan bu adımı sağlıklı bulmamış ve bu Kanun’un Anlaşma ile ilişkili süreci olumsuz etkileyeceğinin altını çizmiştir. Nükleer dosyanın Millî Güvenlik Yüksek Konseyinin (MGYK) inisiyatifinde olduğunu savunanlara karşı Konseyin sekreterliği tarafından yapılan açıklamada, söz konusu Kanun’un İran’ın çıkarlarına zarar vermeyeceği vurgulanmıştır. Ruhani’nin başkanlığını yaptığı Konsey içerisinde de Kanun’la ilgili fikir birliği olmadığı ortaya çıkmıştır. Zira Konseyin 12 üyesinden en az altısı Devrim Rehberi Hamenei’nin doğrudan atadığı kişilerden oluşmaktadır. Konseyin üyelerinden Genelkurmay Başkanı, Ordu Genel Komutanı, Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı, Yargı Erki Başkanı dışında Hamenei tarafından atanan iki özel temsilci daha bulunmaktadır. Hâlihazırda Konsey sekreteri olan Ali Şemhani de söz konusu iki özel temsilciden biridir. Diğer özel temsilci ise Said Celili’dir. Yasama Erki Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf’ın da bu cenahtan olması, Konseydeki dengeleri Ruhani’nin aleyhine değiştirmektedir. Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Mahmud Vaizi, açıklamasında Konsey Sekreterliğini Meclis ile gizlice iş birliği yapmakla suçlamıştır.

Kanun, İran Atom Enerjisi Kurumunu; Nükleer Anlaşma’da öngörülen %3,67 uranyum zenginleştirme oranının çok üstünde olan %20 zenginleştirme üretmekle ve yılda en az 120 kg depolamakla, ikinci nesil gelişmiş İR-2M santrifüjlerini ve AR-GE faaliyetleri kapsamında en az 164 adet altıncı nesil İR-6 santrifüjü kurmakla ve bir yıl içerisinde de bu nesil santrifüjü 1.000 adede çıkarmakla mükellef kılmaktadır.

Ayrıca Kanun, Anlaşma’ya taraf olan diğer ülkelerin (Almanya, Fransa, İngiltere, Çin ve Rusya) İran’a karşı sorumluluklarını yerine getirmesini amaçlayan altıncı madde ile; ABD yaptırımları kapsamında olan bankacılık işlemlerini normalleştirmemeleri, petrol ve petrol ürünlerinin ihracatının önündeki engelleri kaldırmamaları ve satıştan elde edilen dövizin eksiksiz ve hızlı bir şekilde ülkeye geri dönmesine olanak sağlamamaları hâlinde hükûmeti, İran’ın gönüllü olarak uygulamakta olduğu Ek Protokol’ü durdurmakla mükellef kılmaktadır.

Kanun’un son bendinde etki kapasitesini artırmak amacıyla birtakım cezai müeyyideler de öngörülmüştür. Buna göre Kanun’u uygulamayı reddedenler veya uygulanmasını engelleyenlerin İslami Ceza Kanunu’nda öngörülen ikinci ila beşinci dereceye kadar (2 yıldan 25 yıla kadar) hapis cezasına çarptırılacaklarının altı çizilmektedir.

Sonuç olarak mutlak çoğunluğu muhafazakârlardan oluşan Meclisin çıkardığı Kanun’un gecikmeksizin AKK tarafından onaylanması ve Devrim Rehberi çizgisindeki MGYK Sekreterliğinden yapılan açıklama, müesses nizamın hemfikir olduğunu ortaya koymaktadır. Ruhani’nin Kanun’u 5 iş günü içerisinde imzalamaması üzerine Meclis Başkanı, Kanun’u resmî gazetede yayımlanmak üzere tebliğ etmiş bulunmaktadır. Resmî gazetede yayımlandıktan sonra Kanun’un yürürlüğe girme süreci başlamış olacaktır. Bunun bir devlet krizine dönüşüp dönüşmeyeceği önümüzdeki birkaç gün içerisinde netlik kazanacaktır. Zira Kanun’un yürürlüğe girmesi, İran’ın Nükleer Anlaşma’dan çıkış sürecini de başlatmış olacaktır.