Ruhani Hükümetinin Yeni Yıl Bütçe Tasarısı Reddedildi

Ruhani Hükümetinin Yeni Yıl Bütçe Tasarısı Reddedildi
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran’da Hasan Ruhani hükümeti 10 Aralık 2017’de, ülkenin Hicri Şemsi takvimine göre 1397 yılı (21 Mart 2018-21 Mart 2019) bütçe tasarısını İran Meclisine sunmuştu. Yoğun tartışmalara neden olan tasarı, 28 Ocak Pazar günü meclis genel kurulundaki oylamada 120 hayır, 83 evet ve 9 çekimser oyla reddedildi. Hükümetin gerekli düzenlemeleri yaparak tasarıyı tekrar meclis genel kuruluna getirmesi için 72 saatlik bir süresi bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı Ruhani’yi destekleyen Ilımlı-Reformist koalisyonun çoğunluğu oluşturduğu mecliste tasarının sorunsuz bir şekilde kabul edilmesi beklenirken 1979’dan beri ilk defa bir bütçe tasarısının meclis tarafından reddedilmesi düşündürücüdür.

Mecliste Ilımlı-Reformist koalisyonun tabloda da açıkça görülen ağırlığına rağmen tasarının reddedilmesi hükümetin kendi kanadındaki milletvekillerini dahi yeni yıl bütçe planlaması konusunda ikna edemediğini göstermektedir. 120 milletvekili bulunan Ilımlı-Reformist cenahın üçte birinin hükümetin bütçe teklifine destek vermediği anlaşılmaktadır. Aslında söz konusu tasarı açıklandığı günden itibaren yalnızca mecliste değil bütün İran kamuoyunda birçok eleştiriye hedef olmuştu.

Hasan Ruhani, sunulan tasarının bir yıllık bir plan olarak değil hükümetin önümüzdeki dört yıllık ekonomi vizyonunun yansıması olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylemişti. Bütçe tasarısında akaryakıta %50’lik bir zam öngörülürken halka aylık olarak yapılan nakdi yardımlarda %40’lık, yatırım projelerine tahsis edilen payda ise %15’lik kısıntıya gidilmesi eleştiri konusu olmuştu. Ayrıca, giderleri denetime tabi olmayan bazı kurumların bütçe paylarının tamamen iptali ve diğer bazılarının hesap verebilir hale getirilmesi amacıyla Kültür ve İslami İrşat Bakanlığının bünyesine alınmasının yanı sıra dini ve propaganda misyonlu kurumlara önemli kaynak aktarılması gibi adımlar da hem muhafazakâr hem de reformist kesimlerin tepkisini çekmişti. Tepki çeken bir diğer husus ise daha önceleri yatırım projelerine fon oluşturmak amacıyla devletin tahvil ve bono üzerinden borçlanarak yarattığı kaynakların yeni yılda önceki kamu borçlarının kapatılmasına tahsis edilmesidir.

Ülkenin en üst otoritesi olan Devrim Rehberi Ali Hamenei tarafından onaylanmış olan ve ülkenin genel ekonomi politikalarının çerçevesini belirleyen Direniş Ekonomisi Doktrini’nin, 2025 Vizyon Belgesi’nin ve Altıncı Kalkınma Planı’nın bütçeye yeterince yansıtılmadığı yönündeki eleştirileri de bu tepkilere eklemek gerekir. Tepkiler, meclisteki tartışmaların sürdüğü süreçte hükümetin ve Bütçe Karma Komisyonunun tasarı aleyhindeki milletvekillerini ikna edememesi ve bazı milletvekillerinin kendi seçim bölgelerine tahsis edilen kredileri yetersiz bulmalarıyla birleşince tasarının reddedilmesini beraberinde getirmiştir.

Protestoların Etkisi

Yukarıda belirtilen nedenlere ek olarak 28 Aralık 2017’de Meşhed’de pahalılık gerekçesiyle başlayıp kısa sürede ülke geneline yayılan ve rejim karşıtı protestolara evirilen olaylar nedeniyle meclisin sosyo-ekonomik meselelerdeki sorumluluğunu daha etkin bir şekilde yerine getirme çalıştığı da söylenebilir. İran’da her geçen gün artan hayat pahalılığına ve Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın (GSYH) son 5 yılda %40 oranında daralmasına rağmen her ay vatandaşlara dağıtılan nakdi yardımlarda neredeyse yarı yarıya kısıtlamaya gidilmesi, vatandaşların en az %40’nın artık bu haktan mahrum kalacağı anlamına gelmektedir. Öte yandan, diğer alanlardaki zamları da tetikleyeceği için akaryakıta yapılacak zammın ülkedeki gergin durumu daha riskli hale getireceği kesindir. Tasarıya ret oyu veren milletvekillerinin bu riskleri de göz önünde bulundurduğu aşikardır.

Sonuç olarak 19 Mayıs 2017 seçimlerini müteakip İran’da on ikinci hükümetin kurulmasından bu yana ülke içerisindeki siyasi, ekonomik, toplumsal ve kültürel sorunlar ekseninde cereyan eden tartışmaların dikkat çekici bir tarafı da ülkede giderek arttığı gözlemlenen kutuplaşmadır. Seçim sonrası beklentileri karşılanmayan reformistler hükümete ve özellikle Ruhani’ye olan desteklerini sorgulamaya başlamışlardır. Bütçe tasarısına verilen düşük destek de bu sorgulamanın somut sonuçlarındandır. Kuşkusuz bu kadar kısa sürede söz konusu eleştirilerin tamamını bertaraf ederek tasarıyı tekrar genel kurula getirmek mümkün gözükmemektedir. Bununla birlikte, bütün milletvekillerinin olmasa bile oylamada çoğunluğu elde etmek amacıyla bazı milletvekillerinin gündeme getirdikleri eleştirilerin bertaraf edileceği söylenebilir.