İran'ın yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, göreve başlamadan önce gelecekteki dış politikasının işaretlerini verdi.
İran Basınında Öne Çıkanlar (13-19 Temmuz)
İran'ın yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, göreve başlamadan önce gelecekteki dış politikasının işaretlerini verdi. Pezeşkiyan, hafta içinde Suudi Arabistan, Malezya ve Özbekistan gibi ülke liderleriyle yaptığı görüşmelerinde ikili ilişkiler hakkında görüş alışverişinde bulundu. Pezeşkiyan ayrıca Tehran Times'ta İngilizce bir makale yayımlayarak dış politika vizyonunu paylaştı.
Pezeşkiyan'ın “Dünyaya Mesajı”
İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, 12 Temmuz'da Tehran Times'da yayımlanan yazısıyla uluslararası topluma yönelik mesajlarını paylaştı. “Yeni Dünyaya Mesajım” başlığıyla yayımlanan makalede Pezeşkiyan, İran'ın dış politikasının “onur, bilgelik ve ihtiyat” ilkelerine dayandığını vurgulayarak tüm ülkelerle ulusal çıkarlar, ekonomik kalkınma ve bölgesel ve küresel barış ve güvenlik gereklilikleri doğrultusunda ilişkilerde denge kurma politikası izleyeceklerini belirtti.
Komşu ülkelerle ilişkilerin güçlendirilmesine öncelik vereceklerini ifade eden Pezeşkiyan, “güçlü bir bölge” inşa edilmesini savunduğunu ve bölge ülkelerinin kaynaklarını yıpratıcı rekabetlere harcamaması gerektiğini vurguladı. Türkiye, Suudi Arabistan, Umman, Irak, Bahreyn, Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri ve bölgesel örgütlerle ekonomik bağları derinleştirme, ticari ilişkileri güçlendirme ve ortak yatırımları teşvik etme arzusunda olduklarını belirtti. Pezeşkiyan, bölgenin uzun süredir savaş, mezhepsel çatışmalar, terörizm ve aşırılık, uyuşturucu kaçakçılığı, su kıtlığı, mülteci krizleri, çevresel bozulma ve yabancı müdahalesi gibi sorunlarla boğuştuğunu belirterek gelecek nesillerin yararına bu ortak zorlukları aşma vaktinin geldiğini vurguladı. Bölgesel kalkınma ve refah için işbirliğinin dış politikalarının yol gösterici ilkesi olacağını ifade etti.
Filistin meselesi özelinde Pezeşkiyan, komşu Arap ülkelerini Gazze'de kalıcı bir ateşkes sağlamak için işbirliği yapmaya çağırdı. İsrail'i “apartheid rejimi” olarak nitelendiren Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan, işgalin sona erdirilmesi gerektiğini vurguladı. Batılı ülkelerdeki gençlerin İsrail konusundaki tutumlarına da değinen Pezeşkiyan, İran'ın Filistin meselesindeki ilkeli duruşu nedeniyle yöneltilen antisemitizm suçlamalarını reddetti ve bu suçlamaların İran'ın kültürüne, inançlarına ve temel değerlerine hakaret olduğunu savundu. Çin ve Rusya ile stratejik ortaklıkların derinleştirileceğini belirten Pezeşkiyan, Küresel Güney ülkeleriyle, özellikle Afrika ve Latin Amerika ülkeleriyle ilişkileri geliştirme niyetinde olduğunu açıkladı. Çin ile imzalanan 25 yıllık yol haritasının “kapsamlı stratejik ortaklık” kurma yolunda önemli bir dönüm noktası olduğunu ve yeni küresel düzene doğru ilerlerken Pekin ile daha kapsamlı işbirliği yapmayı beklediklerini ifade etti.
Rusya'yı değerli bir stratejik müttefik ve komşu olarak tanımlayan Pezeşkiyan, yönetiminin Rusya ile işbirliğini genişletmeye ve geliştirmeye bağlı kalacağını belirtti. Rusya ve Ukrayna halkları için barış arzuladıklarını ve hükümetinin bu amaca ulaşmayı hedefleyen girişimleri aktif olarak desteklemeye hazır olacağını söyledi. BRICS, Şanghay İşbirliği Örgütü ve Avrasya Ekonomik Birliği gibi çerçeveler içinde Rusya ile ikili ve çok taraflı işbirliğine öncelik vermeye devam edeceğini vurguladı. Avrupa ülkeleriyle ilişkilerde yaşanan sorunlara da değinen Cumhurbaşkanı, karşılıklı saygı ve eşitlik temelinde yapıcı bir diyalog kurmak istediğini belirtti. Avrupa ülkelerinin, İranlıların, haklarının ve onurunun artık göz ardı edilemeyecek gururlu bir halk olduğunu anlamaları gerektiğini vurguladı. Avrupa güçlerinin bu gerçeği kabul edip uzun süredir ilişkileri zehirleyen yapay krizleri bir kenara bırakmaları halinde İran ve Avrupa'nın keşfedebileceği çok sayıda işbirliği alanı olduğunu belirtti.
ABD ile ilişkilerde ise Pezeşkiyan, İran'ın baskıya boyun eğmeyeceğini vurgulayarak Washington'ın geçmiş hatalarından ders alarak politikalarını buna göre ayarlaması gerektiğini söyledi. ABD'nin 2018'de nükleer anlaşmadan çekilmesinin ve yaptırımlar uygulamasının İran ekonomisine verdiği zararı eleştiren Pezeşkiyan, ABD'nin bölge ülkelerini birbirine karşı kışkırtma politikasının başarısız olduğunu ve bunun böyle olmaya devam edeceğini ifade etti. Nükleer program konusunda İran'ın savunma doktrininin nükleer silahları içermediğini belirten Cumhurbaşkanı, ABD ve Batılı müttefiklerini Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nı (NPT) ciddi şekilde zayıflatmakla suçladı. İran'ın barışçıl nükleer programı hakkında sahte bir kriz yaratarak NPT rejimini kötüye kullandıklarını ve bunu İran halkı üzerinde sürekli baskı uygulamak için kullandıklarını iddia etti.
Dışişleri Bakanlığı'ndan Açıklamalar
Pezeşkiyan’ın yanı sıra İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani de İran’ın dış politika rotası hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Cevan Online haber sitesinin 17 Temmuz tarihli haberine göre Kenani, Russia Today televizyonuna röportaj verdi. Kenani röportajda yeni hükümetin politikaları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Kenani, yeni hükümetin genel politikalarında büyük değişiklikler olmayacağını belirterek “Anayasanın temel ilkeleri ve Devrim Rehberi tarafından belirlenen genel yaklaşımlar değişmeyecek ancak her hükümette yöntemler, programlar ve taktikler farklı olabilir.” dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, İran'ın diğer ülkelerle ilişkilerini geliştirmeye hazır olduğunu vurgulayarak “Karşılıklı saygı, eşitlik ve eşit zemin ilkelerine dayalı olarak İran'la ilişki kurmaya eşit derecede istekli olan diğer ülkelerle ilişkilerimizi geliştirmeye hazırız.” ifadelerini kullandı. Bu bağlamda, tüm alanlarda yapıcı ilişkilerin ilerletilmesi ve dostane ilişkilerin güçlendirilmesi için çalışacaklarını belirtti. ABD ile ilişkiler konusunda ise Kenani, mevcut durumun sorumluluğunun ABD hükümetinde olduğunu belirtti. İran-ABD ilişkilerinin ancak ABD'nin İran'a karşı düşmanca yaklaşımını değiştirmesi durumunda iyileşebileceğini ifade eden Kenani, “45 yıllık İslam Cumhuriyeti tarihi, İran'ın baskılara boyun eğmeyeceğini ve aksine bu davranışlara doğru şekilde cevap vereceğini açıkça kanıtlamıştır.” dedi.
Rusya ile ilişkiler konusunda ise Kenani, iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihsel olarak en iyi düzeyde olduğunu ve karşılıklı yapıcı işbirliklerinin devam edeceğini vurguladı. Seçilmiş Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan'ın yabancı bir liderden aldığı ilk tebrik telefonunun Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den geldiğini hatırlatan Kenani, bu durumun iki ülke arasındaki dostane ve yapıcı ilişkilerin gelecekte de devam edeceğinin bir göstergesi olduğunu söyledi. Kenani ayrıca, İran ve Rusya'nın bölgede barış ve istikrarın sağlanmasını garanti altına almak için stratejik ortaklık içinde işbirliği yaptığını vurguladı. Bölgenin İran ve Rusya'nın stratejik ortaklığına ve işbirliğine ihtiyacı olduğunu ve bunun Devrim Rehberi’nin açıklamalarında da belirtildiğini ifade etti.
Nükleer Anlaşma ve Dış Politika Açıklamaları
Tasnim Haber Ajansı’nın yaptığı bir habere göre İran Dışişleri Bakanlığı Vekili Ali Bakıri, 18 Temmuz'da CNN muhabiri Fareed Zakaria ile yaptığı röportajda önemli açıklamalarda bulundu. Bakıri, İran'ın yeni bir nükleer anlaşma peşinde olmadığını vurgulayarak, “Hala KOEP’in (Kapsamlı Ortak Eylem Planı) taraflarından biriyiz. ABD henüz KOEP’a geri dönemedi. Şu anki hedefimiz KOEP’i canlandırmaktır. Yeni bir anlaşma peşinde değiliz.” dedi. Dışişleri Bakanlığı Vekili, İran'ın nükleer silah geliştirme konusundaki tutumunu da yineledi: “Bu, İran liderliğinin fetvası. İran lideri hem ülkedeki en yüksek dini otoritedir hem de İran hükümetinin en yüksek otoritesidir. Bu nedenle onun verdiği emir ve fetva, hükümetin tüm organları için bağlayıcıdır ve kimse bundan sapamaz ve sapmayacaktır.”
Bakıri, Suudi Arabistan ile ilişkiler konusunda da iki ülke arasında üst düzey ziyaretlerin gündemde olduğunu belirtti. Ayrıca, yeni seçilen Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan'ın politikaları hakkında sorulan sorulara yanıt veren Bakıri, ülkenin yasalar çerçevesinde yönetileceğini vurguladı. İran'ın dış politikasında olası değişiklikler konusunda ise Bakıri, ülkede “aşırı” veya “ılımlı” gibi terimlerin bulunmadığını, bunların Batı'nın siyasi sınıflandırmaları olduğunu savundu.
14. Kabine Belirleme Süreci
İran'da 14. hükümetin kabine üyelerinin belirlenme süreci de geçtiğimiz hafta kamuoyunun gündemindeydi. 14. Hükümet Kabine Üyeleri Seçim Yönlendirme Konseyi Başkanı Muhammed Cevad Zarif, televizyonda yaptığı açıklamada hükümet üyelerinin seçiminde halkın katılımını sağlamak için devrimden sonra yeni bir sürecin başlatıldığını belirtti. Zarif, konseyin beş çalışma grubu olduğunu ve hükümet işlerinin bölündüğünü açıkladı. Bu gruplar savunma, ekonomi, kültür, sosyal işler ve altyapı alanlarında faaliyet göstermektedir. Her komitede akademiden iki akademi dışından ise bir uzmanın yanı sıra etnik grupların ve kurumların temsilcileri yer alıyor.
Konsey Başkanı, kabine adayları için dürüstlük, ulusal bakış açısına sahip olma, İslam Cumhuriyeti'ne inanç ve Cumhurbaşkanı'nın görüşlerine uygunluk gibi kriterlerin belirlendiğini vurguladı. Toplamda yaklaşık 450 kişinin aday gösterileceğini belirten Zarif, çıkar çatışmalarını önlemek için de önlemler alındığını söyledi. Örneğin, bir komite üyesi aday olursa, bu kişinin yerini başka biri alacak. Zarif, eski cumhurbaşkanları Hatemi ve Ruhani gibi ulusal şahsiyetlerden, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarından da aday önerileri aldıklarını belirtti. Ayrıca meslek grupları, ticaret odaları ve diğer ulusal ve toplumsal gruplardan da isim önermelerini istediklerini açıkladı.
“14. hükümetin kabinesi milli birlik kabinesi olacak, ancak koalisyon kabinesi olmayacak.” diyen Zarif, kabine üyelerinin Cumhurbaşkanı'nın görüş ve söylemine inanması gerektiğini vurguladı. Kabine üyelerinin yüzde 60'ının daha önce bakanlık deneyimi olmayan kişilerden oluşmasını hedeflediklerini, eski bakanların ise ilgili bakanlıklarda danışman olarak görev yapmasını istediklerini belirtti. Zarif, kabine adaylarını yemin törenine kadar tanıtmayı umduklarını, ancak yemin töreninden sonraki iki haftaya kadar süre olduğunu da ekledi. Zarif, kendilerini Cumhurbaşkanı'nın danışma organı olarak gördüklerini ve her bakanlık için yaklaşık 5 aday sunacaklarını ve nihai kararın Cumhurbaşkanı'na ait olduğunu da sözlerine ekledi.