İran ve Güney Kore Arasında Tanker Krizi
Durum Özeti
• 4 Ocak 2021’de Devrim Muhafızları Ordusuna (DMO) yakın haber ajansları, Güney Kore bandıralı bir tankerin DMO Zülfikar Birinci Bölge Komutanlığı tarafından alıkonulduğunu duyurdu. İranlı makamlar, tankerin alıkonulma nedenini, çevre kirliliğine sebebiyet vermesi olarak açıkladı.
• Tanker, İran Liman ve Denizcilik Örgütünün isteği doğrultusunda, Hürmüzgan Başsavcılığının verdiği karar sonucunda alıkonulmuştur. 4 Ocak, sabah saat 10.00 civarında Büyük Tunb Adası’nın 11 mil güneyinde durdurulan tanker, hâlihazırda İran’ın Bender Abbas Limanında bulunmaktadır.
• Hankuk Chemi adlı tankerin, Suudi Arabistan’ın Al-Jubail Limanından yola çıktığı ve Hindistan’ın Mumbai Limanına doğru hareket hâlinde olduğu ifade edilmiştir. Fakat bazı kaynaklar, tankerin Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Füceyre Limanına doğru hareket ettiğini aktarmıştır. Tankerde bulunan 20 personelin Myanmar (11), Güney Kore (5), Endonezya (2) ve Vietnam (2) vatandaşı olduğu söylenmektedir. Tankerin yükünün 7.200 ton etanolden oluştuğu da medyaya yansıyan bilgiler arasında yer almaktadır.
• Güney Kore Dışişleri Bakanlığı, İran’ın öne sürdüğü tankerin çevre kirliliği oluşturduğu iddiasını reddetmiş ve İran’dan, tankerin derhâl serbest bırakmasını istemiştir. Güney Kore Savunma Bakanlığı ise bu olaydan sonra Korsanlarla Mücadele Özel Ekibinin Basra Körfezi’ne gönderildiğini duyurmuştur. Bahreyn’de yer alan ABD’nin Beşinci Filo Sözcüsü ise olaydan kendilerinin haberdar edildiğini ve konuyu yakından takip ettiklerini açıklamıştır.
Bağlam
• Hatırlanırsa 2019’un yaz aylarında Basra Körfezi’nde meydana gelen tanker saldırılarından İran sorumlu tutulmuş ve bu olayların ardından, Basra Körfezi’nde tankerlerin güvenliğini sağlamak üzere ABD önderliğinde bir koalisyon oluşturulmuştu. Güney Kore, faaliyetlerine 7 Kasım 2019’da başlayan bu koalisyonun üyesidir. Zira Güney Kore’nin ham petrol ihtiyacının %70’i Hürmüz Boğazı’ndan geçmektedir.
• ABD yaptırımlarının tekrar yürürlüğe konulduğu 2018’den bu yana Güney Kore’nin iki bankasında, İran’a ait 7 milyar dolarlık bir meblağ bloke edilmiş durumdadır. Söz konusu durum, son zamanlarda iki ülke arasında ihtilaflara neden olmuştur. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade, tankerin alıkonulmasından kısa bir süre önce Güney Kore Dışişleri Bakan Yardımcısı’nın yakında Tahran’a geleceğini bildirmiş ve bu görüşmeyle bahsi geçen meblağın İran’a ulaştırılması konusunda bir çözüme ulaşacaklarını umduğunu belirtmiştir.
• Körfez’de gerilimin arttığı dönem olan 2019’un yaz aylarında, Japonya Başbakanı Şinzo Abe, Tahran’a bir ziyaret gerçekleştirmiş; ABD’den İran’a önemli mesajlar götürmüştü. Ancak İran, Trump yönetimiyle müzakereyi reddetmişti. Üstelik Şinzo Abe’nin Tahran’da olduğu sırada, Hürmüz Boğazı’nda Japonya bandıralı bir tankere saldırı düzenlenmiş ve saldırının arkasında İran’ın olduğu söylenmişti.
• ABD, yakın dönemde bölgedeki gerilimin artması ve Kasım Süleymani’nin ölüm yıl dönümünün yaklaşmasıyla İran’ın etrafında konuşlandırdığı askerî varlığını güçlendirmiştir. Bu doğrultuda iki adet B-52 bombardıman uçağı, 154 adet TOMAHAWK seyir füzesiyle donatılan USS Georgia denizaltısı ve nükleer silahla donatılan USS Nimitz uçak gemisi bölgeye sevk edilmiştir. Geri çağrılan USS Nimitz uçak gemisinin ise 3 Ocak Pazar günü ABD Savunma Bakanı Vekili Christopher C. Miller tarafından bölgede kalması emredilmiştir. Miller, bu kararı İran’ın tehditkâr davranışlarından dolayı aldıklarını belirtmiştir.
Değerlendirme
• İran İslam Cumhuriyeti’nin daha önce de rehin alma eylemlerine başvurarak hakkını arama yoluna gitmesi, sıkça yaşanmış bir durumdur. Irangate olayı, bazı yabancı ülkelerin vatandaşlarını rehin alıp takas etmesi, Adrian Darya-1 tankerine karşılık İngiltere’ye ait Stena Impero tankerinin DMO tarafından alıkonulması, İngiltere’den Şah Dönemi’nden alacaklı olunan parayı almak için çifte vatandaşların rehin alınması gibi olaylar bu duruma somut örnek oluşturmaktadır. Bu geçmiş dikkate alındığında İran’ın, Hankuk Chemi tankerini ele geçirerek Güney Kore yetkilileriyle bloke edilmiş paraları konusunda yakında gerçekleştireceği müzakere öncesinde elinde bir koz bulundurmak istediğini söylemek yanlış olmayacaktır. İran’ın, elinde bulundurduğu bu koz sayesinde Güney Kore’de bloke edilmiş parasının serbest bırakılmasını sağlamayı ve ötesinde bahsi geçen meblağ ile koronavirüs aşısı ve uranyum zenginleştirmesi gibi alanlarda bütçe açığını kapatmayı amaçladığı iddia edilmektedir.
• Diğer yandan Trump yönetimin, İran’a uygulamış olduğu “maksimum baskı” politikası İran içinde toplumsal rahatsızlıklara sebep olduğu gibi yurt dışında da İran’ın faaliyet alanlarını kısıtlamıştır. Bu doğrultuda atılan adımlardan biri de Basra Körfezi’nde tankerlerin güvenliği için ABD öncülüğünde oluşturulan koalisyon olmuştur. İran ise bu koalisyonun bir üyesi olan Güney Kore’ye ait Hankuk Chemi tankerini alıkoyarak bahsi geçen ortak güvenlik girişiminin yeteri kadar güçlü olmadığını ispat etmek ve Hürmüz Boğazı’nda egemen güç olduğunu göstermek istemiştir. Nitekim bu durum, İran’ın elini olası nükleer müzakerede de güçlendirecektir.
• Ek olarak ABD ve Güney Kore’nin yakın ilişkileri dikkate alındığında İran ve Güney Kore arasında bloke edilmiş meblağ konusunda yapılacak müzakereler, ABD’nin bu konuda atacağı adıma bağlıdır. Bu doğrultuda, Trump yönetimi varken İran’ın bloke edilmiş parasının iade edilmesi söz konusu olmadığı gibi alıkonulan tankerin de serbest bırakılması pek olası görünmemektedir. Dolayısıyla meselenin Trump sonrasına kalması, başka bir deyişle 20 Ocak’ta başkanlık görevini devralacak Joe Biden ve ekibinin konuya tutumunun süreci şekillendirmesi muhtemel gözükmektedir.
- Etiketler:
- Güney Kore
- Bloke Para
- İran
- Petrol
- Körfez