İran-Suudi Arabistan uzlaşısına rağmen KİK için İran bir tehdit olmaya devam etmektedir. Bu noktada Türkiye ve Orta Asya devletleri ile ilişkiler daha stratejik hâle gelmiştir.
İran-Suudi Arabistan uzlaşısı, bölge barışı için olumlu bir adımdır. Ancak iki ülke arasındaki bölgesel rekabetin ve güven sorununun geride bırakılması şu an için mümkün değildir.
Çin’in ara buluculuğunda gelişen İran ve Suudi Arabistan arasındaki diplomasi girişimi, bölge dinamiklerinin tetiklediği ve Çin’in bunu avantaja çevirdiği bir sürecin sonucudur.
İran’ın; Rusya ile artan askerî iş birliği ve Nükleer Anlaşma’nın canlandırılmasına dair isteksizliği, Avrupa başkentlerinin daha sert tedbirler almasını gündeme getirmektedir.
Fransa için rakibi Çin’i Irak’ta etkisiz hâle getirmek önemli olduğundan ülkedeki Çin-İran iş birliğini sınırlamak ve İran’ı uluslararası topluma entegre etmek toplantının ana gündemi olmuştur.
Cinping’in Riyad ziyareti, 2018’den bu yana Doğu’ya Bakış politikası kapsamında Çin’i mutlak müttefik olarak gören İran’da, bu politikayı eleştiren kesimlerin elini kuvvetlendirecektir.