Körfez’de Yoğun Diplomasi Trafiği

Körfez’de Yoğun Diplomasi Trafiği
Görsel @AA Images
İran-Suudi Arabistan uzlaşısına rağmen KİK için İran bir tehdit olmaya devam etmektedir. Bu noktada Türkiye ve Orta Asya devletleri ile ilişkiler daha stratejik hâle gelmiştir.
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz
Kıdemli Uzman Bilgehan Alagöz

İran’ın ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üye devletlerinin Türkiye ve Orta Asya ülkeleri ile geliştirdiği ilişkiler oldukça önemlidir. Zira bir bölgesel güvenlik kompleksi olan Basra Körfezi’nin iki kutbunu oluşturan İran ve KİK arasındaki bölgesel rekabet, burada da kendini göstermektedir. Bu noktada 17-19 Temmuz tarihleri arasında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın; Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) kapsayan Körfez turu ve 19 Temmuz’da Suudi Arabistan’ın Cidde şehrinde gerçekleşen KİK-Orta Asya Forumu dikkat çekici gelişmeler olmuştur. Zira her ikisinde de gerek Türkiye’nin gerek Orta Asya ülkelerinin İran dışındaki Basra Körfezi Arap ülkeleriyle olan ilişkileri ön plana çıkmıştır.

Erdoğan’ın Körfez Turu

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üç ayaklı körfez turunda ön plana çıkan konuları ekonomi ve güvenlik başlıkları altında değerlendirmek mümkündür. İlk olarak Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (MbS) ile gerçekleştirilen görüşmenin ardından Türkiye ve Suudi Arabistan arasında önemli yatırım ve savunma sanayisi anlaşmaları yapılmıştır. Baykar ile Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı arasında imzalanan Taarruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA) ihracatı ve iş birliği sözleşmesi oldukça önemlidir. Zira ilk kez Suudi Arabistan’la bu ölçekte bir anlaşma yapılmıştır. Anlaşma kapsamında Baykar tarafından eğitim, teknik destek ve lojistik hizmetlerinin de sağlanacak olması, iki ülke arasında uzun vadeli bir güvenlik sürecinin başladığının işaretidir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ikinci durağı olan Katar’da, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed es-Sani ile yapılan görüşmenin ardından Türkiye ile Katar arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulmasının 50. yıl dönümü dolayısıyla ortak bir bildiri yayımlanmış, 2015’te oluşturulan ve devam eden Yüksek Stratejik Komite mekanizmasına ve bu kapsamda şu ana kadar yapılmış olan 100 kadar anlaşmaya vurgu yapılmıştır. Türkiye ve Katar’ın bunlara ek olarak yakın zamanda Suriye’nin yeniden inşası konusunda başlattıkları kapsamlı iş birliği düşünüldüğünde bu son ziyaretin, iki ülke arasındaki stratejik diyaloğu pekiştirici bir işlevi olduğu aşikârdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez turunun üçüncü ayağını oluşturan BAE ziyareti ise ayrıca önemlidir. İki ülke arasında 2013’te başlayan gerilimin yakın zamanda normalleşme sürecine girmesinden sonra çeşitli sektörleri kapsayan ve toplam tutarı 50,7 milyar dolar olan çok sayıda anlaşmanın imzalanmış olması dikkat çekicidir. Ancak bu ziyaret kapsamında alınan en önemli karar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile BAE Devlet Başkanı'nın başkanlık edeceği bir Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey kurma konusunda iki tarafın mutabakata vardığını ilan etmesi olmuştur. Bu da iki ülke arasında özellikle savunma sanayisi alanında daha derin iş birliği olacağının önemli bir işaretidir.

KİK-Orta Asya Forumu

KİK ve Orta Asya ülkeleri arasında kurumsal bir ilişkinin gelişmesine öncülük eden devlet Suudi Arabistan’dır. Bir yıl önce Suudi Arabistan, Körfez Arap Devletleri-Orta Asya İçin İşbirliği Konseyinin ilk bakanlar toplantısına ev sahipliği yapmış; bu toplantıya KİK üyeleri (Suudi Arabistan, BAE, Kuveyt, Bahreyn, Umman ve Katar) ve Orta Asya ülkeleri (Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan ve Türkmenistan) dışişleri bakanları seviyesinde katılım sağlamıştı. 19 Temmuz’da Suudi Arabistan’ın Cidde şehrinde yapılan forumda Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın cumhurbaşkanlığı seviyesinde temsil edilmesi, toplantının Orta Asya ülkeleri tarafından ne oranda önemsendiğinin önemli bir göstergesi olmuştur.

Bu forumun en öncelikli hedefi; Körfez ülkeleri ve Orta Asya ülkeleri arasındaki etkileşimi artırmak, projeleri sistematik hâle getirmek ve ilişkileri kurumsallaştırmayı sağlamaktır. Zira Körfez ülkeleri hâlihazırda bölgede aktif yatırımlara sahiptir. Söz gelimi, Suudi Arabistan'ın Kazakistan’a önemli mali desteği söz konusudur. Keza Özbekistan ve Suudi Arabistan arasında 14 milyar dolarlık yatırım anlaşmaları yapılmıştır. BAE’nin Orta Asya ülkelerine özellikle enerji sektöründe artan yatırımları söz konusudur. Katar, bir yumuşak güç unsuru olarak Tacikistan'daki en büyük camiyi inşa etmek için 100 milyon dolarlık bir projeye katkı sunmuştur. Ancak tüm bunlar, KİK üyelerinin ulusal dış politikaları ekseninde gelişen siyasetlerdir. 2021’den itibaren iç sorunlarını geride bırakan KİK, artık Orta Asya ülkeleri ile kurumsal bir ilişki geliştirmeyi hedeflemektedir.

Gerek KİK üyelerinin gerek Orta Asya ülkelerinin geleceğe dönük stratejik planları vardır. Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu, Kuveyt’in 2035 Vizyonu, Kırgızistan'ın 2018-2040 Ulusal Kalkınma Stratejisi, Kazakistan’ın 2050 Stratejisi bunlara örnektir. 19 Temmuz’da gerçekleştirilen forumla birlikte, bu vizyon ve stratejilerin ayrıntılarında farklılık olsa da benimsenecek ortak stratejiler sayesinde ortak ekonomi ve yatırım hedeflerine ulaşılması beklenmektedir.

Değerlendirme

ABD, Çin ve Rusya pek çok konuda küresel bir rekabet sürdürürken şüphesiz orta büyüklükteki aktörler de bunu kendi lehlerine çevirmeye çalışmaktadır. Bu noktada Basra Körfezi’ndeki gelişmeler oldukça önemlidir. Zira burası bahsi geçen üç büyük aktörün nüfuz mücadelesinin odağı hâline gelmiştir. Ayrıca orta büyüklükteki bölgesel aktörlerin birbirleriyle olan rekabetleri de artmış, söz konusu bölge ülkeleri bir yandan büyük güçlerle ittifaklar kurmak suretiyle birbirlerine karşı dengeleme siyasetini öncelikli hâle getirirken bir yandan da bölgesel diplomasiyi etkin kılmaya odaklanmıştır. Bu bağlamda 2023 Temmuz ayındaki gelişmeler, bu genel resmi anlamak açısından oldukça önemlidir.

Körfez ülkeleri, her ne kadar Mart 2023’te Çin’in ara buluculuğunda başlayan İran-Suudi Arabistan uzlaşısı ile bir süreliğine İran tehdidini bertaraf etmişse de İran’a karşı denge arayışları devam etmektedir. Bu noktada Türkiye ve Orta Asya devletleriyle ilişkiler stratejik bir hâle gelmektedir. İran’ın hâlihazırda pek çok alanda Türkiye ile rekabeti söz konusudur. Özellikle Zengezur Koridoru; İran tarafından, Türkiye karşısında yenik düşülmüş bir süreç olarak değerlendirilmektedir. Zira bu koridor sayesinde Türkiye, Azerbaycan ve Orta Asya Türk devletleri; birbirleriyle kesintisiz ulaşım imkânı kazanacaktır. Hâl böyle olunca Türkiye’nin artan nüfuzunu sınırlamak düşüncesiyle Orta Asya, İran için daha önemli bir alana dönüşmeye başlamıştır. İşte tam da bu noktada İran’la rekabeti devam eden KİK, hem Türkiye hem de Orta Asya ülkeleri ile ilişkileri geliştirerek İran tehdidini dengelemeye çalışmaktadır. Temmuz ayında Körfez diplomasisinin aktifleşmesini bu kapsamda değerlendirmek gerekir.