Mesud Pezeşkiyan’ın Azerbaycan Ziyaretinin İkili İlişkiler Açısından Anlamı

Mesud Pezeşkiyan’ın Azerbaycan Ziyaretinin İkili İlişkiler Açısından Anlamı
Görsel @AA Images
İran-Azerbaycan ilişkilerinde taraflar, yapısal sorunları şimdilik askıya alarak iş birliğini ekonomik alanlara yönlendirmekte ve özellikle ulaştırma koridorlarının sunduğu yüksek stratejik ve ekonomik getiriden faydalanmayı hedeflemektedir. Bu da kısa vadede diplomatik tansiyonu azaltırken, uzun vadede Zengezur Koridoru ve İsrail ile ilişkiler gibi temel ihtilafların süreceğine işaret etmektedir.
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

2020’deki İkinci Karabağ Savaşı sonrasında İran-Azerbaycan ilişkileri dalgalı bir seyir izledi. Bu nedenle İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın 28 Nisan 2025’te Bakü’ye gerçekleştirdiği resmî ziyaret, ikili ilişkilerde yeni bir dönemin başlayıp başlamadığı sorusunu gündeme getirdi. Bu sorunun yanıtı, ziyaret sırasında verilen mesajlara ve İran-Azerbaycan ilişkilerinde gerilim yaratan başlıkların mevcut durumuna bakılarak verilebilir.

Ziyarette Öne Çıkan Hususlar

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Bakü’de düzenledikleri ortak basın toplantısında karşılıklı memnuniyetlerini ifade ettiler. Görüşmelerde ulaşım ve enerji alanındaki iş birliği ön plana çıktı. İki ülkenin resmî heyetleri arasında “Azerbaycan ve İran Dışişleri Bakanlıkları Arasında 2025-2027 Yılları İçin Siyasi İstişare Programı”, “2025-2026 Ulaştırma Alanında Kapsamlı İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı”, “Denizciler İçin Eğitim, Belgelendirme ve Vardiya Standartları Hakkında Sertifikaların Karşılıklı Tanınmasına İlişkin Mutabakat Zaptı”, “2025-2028 Kültürel Değişim Programı” ve “Medya İş Birliğine İlişkin Mutabakat Zaptı” belgeleri imzalandı. Bunlara ek olarak, Pezeşkiyan’ın ziyaret sırasında Türkçe şiir okuması ve Azerbaycan’da kendisini “Tebriz veya Erdebil’deymiş gibi hissettiğini” söylemesi, kamu diplomasisi açısından sıcak bir atmosfer oluşturdu.

Pezeşkiyan’ın Bakü ziyareti hem içerdiği sembolik jestler hem de imzalanan belgeler bakımından “buzların erimeye” başladığının işaretlerini veriyor olsa da ilişkilerdeki yapısal sorunların çözüme ulaşıp ulaşmayacağı ayrı bir değerlendirmeyi gerektirmektedir.

İran-Azerbaycan Geriliminin Temel Dinamikleri

Tahran-Bakü hattında zaman zaman tırmanan gerilimlerin ardında hem tarihsel arka plan hem de güncel stratejik kaygılar bulunmaktadır. Bu çerçevede iki temel mesele öne çıkmaktadır: 2020 sonrası Zengezur Koridoru tartışmaları ve Azerbaycan’ın İsrail ile geliştirdiği ilişkiler nedeniyle İran’ın duyduğu rahatsızlık.

Pezeşkiyan Hükümeti öncesinde de iki ülke, özellikle ulaşım ve enerji alanlarında iş birliği girişimleriyle ilişkileri normalleştirmeye çalışmıştı. Bu çerçevede, özellikle önceki İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin 19 Mayıs 2024’te Azerbaycan’ın İran sınırına yakın bir bölgesine gerçekleştirdiği ziyaret hatırlanmalıdır. Söz konusu ziyarette Reisi ve Cumhurbaşkanı Aliyev ortak barajların açılışını gerçekleştirmişti. Bu ziyaretin ardından, 27 Ocak 2023 tarihindeki silahlı saldırı nedeniyle faaliyetlerini durdurmuş olan Tahran’daki Azerbaycan Büyükelçiliği, 15 Temmuz 2024 itibarıyla yeniden faaliyete geçti. Her ne kadar bu adım ilişkilerin normalleşmesi yönünde olumlu bir sinyal olarak yorumlansa da kalıcı bir yakınlaşma için yeterli olmamıştı. Nitekim Aliyev Ocak 2025’teki açıklamasında, İran’ın yeni yönetimiyle henüz ciddi temasların kurulmadığını, yapılan görüşmelerin büyük ölçüde ekonomi ve ulaşımla sınırlı kaldığını ifade etmişti. Ayrıca İran’dan gelen yakıt tırlarının Karabağ’a Ermenistan üzerinden düzenli geçişinin, 2020 sonrası gerilimin temel sebeplerinden biri olduğunu hatırlatmıştı. Öte yandan, büyükelçilik saldırısının failinin hâlâ cezalandırılmaması ve İran Devrim Rehberi’nin Erdebil temsilcisinin Aliyev ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik hakaret içeren ifadelerine Tahran’ın yeterli düzeyde tepki vermemesi de Aliyev tarafından kayda geçirilmişti. İki ülke açısından gerilimli geçen Ocak ayı sonrasında Azerbaycan Cumhurbaşkanı Müşaviri Hikmet Hacıyev’in Şubat ayı başlarında yaptığı İran ziyareti yapıcı bir atmosferde gerçekleşmişti.

Pezeşkiyan’ın Azerbaycan ziyaretinin kesinleşmesinden sonra Aliyev, 9 Nisan’daki açıklamasında, “Ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin tamamen normalleşmesi için, o terörist ve arkasında duranlar adalet önünde hesap vermeli ve cezalandırılmalıdır” ifadelerini kullandı. İran Yargı Erki Sözcüsü ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada, idam hükmünün infazına dair yasal sürecin tamamlandığını ve mağdur tarafın belirlenen tarihte hazır bulunması durumunda, hükmün derhal infaz edileceğini belirterek İran’ın çözüm yönündeki niyetine işaret etti.

Zengezur Koridoru

İran, 2020 sonrası dönemde Zengezur Koridoru meselesine açık bir şekilde karşı çıkmış ve bu koridorun varlığını yalnızca ikili ilişkiler açısından değil, bölgesel dengeler açısından da bir tehdit olarak değerlendirmişti. Tahran açısından bu koridor, Türkiye’nin Güney Kafkasya’daki etkisini artıracak bir jeopolitik hamle olarak okunmuş; dolayısıyla mesele, İran-Azerbaycan ilişkilerinde olduğu gibi İran-Türkiye ilişkilerinde de yüksek tansiyonun en önemli başlıklarından biri hâline gelmişti.

Ziyareti sırasında Azerbaycan devlet televizyonu AzTV’ye röportaj veren Pezeşkiyan, İran’ın bu konudaki temel yaklaşımını, “herkesin kendi payına razı olması ve başkasının toprağında gözü olmaması” şeklinde özetledi. Ayrıca, Azerbaycan-Ermenistan arasında hukuki hassasiyetleri gözeten ticari-ekonomik iş birliğinin önemini vurguladı ve Nahçıvan ile Azerbaycan arasında doğrudan kara bağlantısının İran üzerinden sağlandığı Aras Koridoru projesini yeniden hatırlattı.

Günümüzde Azerbaycan ile Ermenistan arasında yürütülen barış görüşmelerinde Zengezur Koridoru’nun geleceği hâlâ belirsizliğini korumaktadır. Bu nedenle, sürecin seyrine bağlı olarak bu mesele, önümüzdeki dönemde İran ile Azerbaycan arasındaki gündemin yeniden merkezine oturabilir.

Azerbaycan-İsrail İlişkileri

Tahran açısından İsrail-Azerbaycan ilişkileri, özellikle savunma ve enerji alanlarındaki iş birliği boyutu itibarıyla stratejik bir rahatsızlık kaynağıdır. 8 Mayıs’ta gerçekleşmesi beklenen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Bakü ziyareti düşünüldüğünde, Pezeşkiyan’ın ziyaretinin zamanlaması özellikle dikkat çekici hâle gelmektedir.

Azerbaycan’ın İsrail ile özellikle enerji alanındaki yoğun ilişkileri, son dönemde Türkiye-İsrail arasında arabuluculuk rolünün gündeme gelmesiyle yeni bir boyut kazanmıştır. Aralık 2024’te Tel Aviv’i ziyaret eden ve Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile görüşen Hikmet Hacıyev, 19 Şubat 2025’te Binyamin Netanyahu ile de bir görüşme gerçekleştirdi.
Hacıyev’in Şubat ayının başında  Tahran’ı ziyaret etmesi ve burada da İran Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri, Dışişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı dahil olmak üzere üst düzey temaslarda bulunması, Bakü’nün her iki ülkeyle de ilişkileri sürdürme çabasını yansıtıyor. Bu süreçte Tahran’ın resmî düzeyde tepkisinin Dış İlişkiler Stratejik Konseyi Başkanı Kemal Harrazi’nin Hacıyev’e İsrail’in Azerbaycan’daki varlığına dair duyulan rahatsızlığı dile getirmekle sınırlı olması, İran’ın da bu çabaya olumlu yanıt verdiğinin göstergesi olarak okunabilir.

Netanyahu’nun ziyaretine ilişkin henüz resmî bir açıklama yapılmasa da Israel Hayom’da yayımlanan habere göre, ziyaretin gündeminde İsrail-Türkiye arasında Suriye üzerine sürdürülen müzakerelerin devamı, Azerbaycan’ın Abraham Anlaşmaları’na katılma olasılığı ve ikili ilişkilerin daha da derinleştirilmesi gibi konular yer alıyor. Konuya ilişkin Azerbaycanlı bir milletvekili ve analistin değerlendirmesine göre, iki ülke halihazırda Abraham Anlaşmaları’nın ötesine geçen ilişkiler yürütmekte ve böyle bir anlaşma, İran ile Türkiye tarafından kendilerine karşı bir adım olarak algılanabileceği için pek muhtemel görünmemektedir. Söz konusu ziyaretlerin zamanlamasına ilişkin İran medyası tarafından İran ve Azerbaycan arasında güçlenen ortaklığın İsrail’in Kafkasya’daki stratejisine zarar verdiği, Netanyahu’nun söz konusu ziyaretinin de bu etkiyi yeniden tesis etmeye yönelik olduğu iddia edildi. Azerbaycan medyasında ise İran’ın içinde bulunduğu zorlu koşullarda “Bakü ile gerilimi sürdürmeyi göze alamadığı” şeklinde yorumlandı.

İran-Azerbaycan ilişkilerinde taraflar, yapısal sorunları şimdilik askıya alarak iş birliğini ekonomik alanlara yönlendirmekte ve özellikle ulaştırma koridorlarının sunduğu yüksek stratejik ve ekonomik getiriden faydalanmayı hedeflemektedir. Her iki ülke de ilişkileri belirli başlıklara ayırarak yönetme yaklaşımını benimsemiş görünmektedir. Bu da kısa vadede diplomatik tansiyonu azaltırken, uzun vadede Zengezur Koridoru ve İsrail ile ilişkiler gibi temel ihtilafların süreceğine işaret etmektedir.