Sabir Askeroğlu

Orta Doğu’nun değişen dengeleri, Suudi Arabistan’ın dış politikasını değişime zorlamaktadır.

Rusya, Zarif’in sözlerini iç siyasete yönelik olarak görse de bu sözlerin, Kremlin’in Nükleer Anlaşma’yla ilgili savlarını yalanlıyor olmasının Moskova’yı rahatsız ettiği söylenebilir.

İran’ın alternatif ulaşım-lojistik proje önerileri Orta Asya ülkelerinin ilgisini çekebilir fakat bunun hayata geçirilmesi konusunda İran’ın önünde ciddi engeller var.

Lübnan’da istikrardan yana olan Rusya, ülkede tırmanan krizin Lübnan’daki siyasi aktörler tarafından çözülmesini istiyor.

Rusya, Orta Doğu’daki sorunların çözümü için İran’dan ziyade Arap ülkeleriyle yakınlaşmak istiyor.

Karabağ Savaşı’nın ortaya çıkardığı yeni jeopolitik durumun, toprak sorunlarını çözmenin yollarını arayan Gürcistan’ın iç siyasetini de etkileyeceği söylenebilir.

Hamenei, Putin’e gönderdiği mektupta Rusya’ya, özel stratejik ilişki kurma önerisinde bulundu.

Son Karabağ olaylarında süreç dışında kalan ve bunu telafi etmenin arayışında olan İran, tüm stratejisini Türkiye’yle rekabet üzerine kurmaktadır.

Arap monarşilerinin, Orta Doğu’da yürüttükleri jeopolitik mücadeleden ve bu bağlamda Katar’a uyguladıkları baskılardan bir sonuç alamamış olmaları, Basra Körfezi’ndeki ilişkilere yansımıştır.

İran, ABD’de Biden’ın başkanlık görevini resmen devralmasından sonra İran’a yönelik petrol ambargolarının kaldırılmasını ummakta ve bu çerçevede şimdiden müzakereler yapmaktadır.

Dağlık Karabağ sürecine ilişkin politika üretmekte başarısız olan İran, Moskova tarafından da bölgede istenmeyen aktör olarak görülmektedir.

Rusya’nın Fahrizade’ye düzenlenen suikast karşısındaki pasif tutumu, İran’ın nükleer programı sürecinde kendisini “ikincil aktör” olarak nitelendirmesiyle ilgilidir.