Beşerî sermayenin hızla erimesi, İran’ın kendi mevcut sorunlarını aşma noktasında işini daha da zora sokacaktır.
Reformcu cenaha yakın siyasi elitler ve basın kuruluşlarının, anlaşmayı genel olarak olumlu karşılamakla birlikte bazı noktalarda eleştiriler yönelttikleri görülmektedir.
Şemhani'nin son gelişmelerdeki rolü, Reisi hükûmetinin ve özellikle de Dışişleri Bakanlığının, bu ülkenin bölgeye yönelik yeni diplomasisinde hiçbir rolü olmadığı yönünde spekülasyonlara yol açmıştır.
Aşı diplomasisi, koronavirüs krizi sürecinde dünyada yumuşak gücün bileşenlerinden biri hâline gelirken İran’ın da bu bileşeni dış politikasında kullanmaya çalıştığı görülmektedir.
Çin’in ara buluculuğunda gelişen İran ve Suudi Arabistan arasındaki diplomasi girişimi, bölge dinamiklerinin tetiklediği ve Çin’in bunu avantaja çevirdiği bir sürecin sonucudur.
İsmailzehi, İran’ın iç ve dış siyasetindeki önemli meselelere dair resmî ideolojiyle örtüşmeyen siyasi açıklamaları nedeniyle yönetimle sorunlu bir ilişkiye sahip olmuştur.
Tahran’ın Azerbaycan’a yönelik gerilimi tırmandırma eylemleri çerçevesinde gelişen elçilik saldırısını irdeleyen İran basınında, Bakü ve Ankara’ya karşı manipülatif bir üslup hâkimdir.
Emini’nin ölümünden sonra yaşanan protestolarla birlikte üst düzey yönetimde gerçekleşen bazı atamalar ve görev değişiklikleri, müesses nizamın geri adım atmayacağı hususunda ipuçları vermektedir.
Hamenei, Batılı devlet ve siyaset modelleriyle bu doğrultudaki gelişme ve kalkınma tezlerine karşı olduğunu dile getirdiğinden reformcu dinamiklerin demokratikleşme yönündeki sistem değişikliği taleplerini reddedecektir.
Nükleer ve kimyasal silahların kullanımını yasaklayan fetvanın, veli-yi fakihin yetkilerinin yanında Düzenin Yararını Teşhis Konseyi gibi kanallar aracılığıyla kaldırılması mümkündür.