İran Basınında Öne Çıkanlar (17-22 Şubat)

İran Basınında Öne Çıkanlar (17-22 Şubat)
Görsel @iramcenter
İran’da İslami Şûra Meclisi ve Uzmanlar Meclisi seçimleri, 1 Mart Cuma günü gerçekleşecek. Seçim tarihi yaklaştıkça seçim gündemi de sıcaklığını artırıyor.
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran’da İslami Şûra Meclisi ve Uzmanlar Meclisi seçimleri, 1 Mart Cuma günü gerçekleşecek. Seçim tarihi yaklaştıkça seçim gündemi de sıcaklığını artırıyor. Bir yandan seçime girecek grupların listeleri belli olurken öte yandan İran basınında katılım vurgusu durmaksızın devam ediyor. Basındaki katılım vurgusu öyle bir noktaya geldi ki gazetelerde neredeyse her konu katılımla ilişkilendiriliyor. Bütün bu gündemin dışında yaşanan büyük bir dolandırıcılık vakası da gündemde yerini buldu.

Seçimlere Katılım Vurgusunun Artması ve “Düşman” Teması

İran’da katılım konusu, bir yıl boyunca bir şekilde hep gündemde oldu. Seçim gündemi yaklaşırken her türlü gündemi arkasında bırakarak en üst sıraya yükseldi. Hakkında hemen her gün çokça haber girilen Yemen meselesi, Filistin’de yaşananlar vb. konular sıcaklığını yitirirken seçim gündemi, son iki haftada en üst sıraya yerleşti. Öyle ki İslam Devrimi’nin yıl dönümündeki kutlamalar dahi katılımla ilişkilendirilerek paylaşıldı. Söz konusu katılım vurgusu, rejim muhalifleri tarafından da gündem hâline getirildi. Bu gruplar tarafından, sosyal medya alanları başta olmak üzere çeşitli mecralarda katılım karşıtı çağrılar yapılmakta. Reformcular içerisinden de boykot çağrısı yapanların olduğu düşünüldüğünde, meşruiyet tartışmalarının önüne geçmek isteyen müesses nizamın, katılımın düşük olması hâlinde nasıl bir yol izleyeceği merak konusu.

Böyle bir durumun yaşanmaması için Devrim Rehberi’nden İran basınına kadar hemen her cenah, katılımı artırmanın yollarını arıyor. Haberler de dolayısıyla bu bağlamda çıkıyor. Hemşehri gazetesi "Halkın Oyu ile 'Ekonomik Diplomasi' Dönüşümü" başlığıyla yayımladığı haberde “Halkın oyunun etkisiz olduğu yalanını, ekonomi diplomasisi alanında elde edilen başarılar ortaya çıkarıyor.” ifadelerine yer vermiştir. Keza seçimlere katılım gösterilmemesi meselesinin ülkenin “düşmanlarının” arzusu olduğu, bu arzuyu boşa çıkarmak için oy verilmesi gerektiği vurgusu da sıklıkla işlenen temalardandır. Hemşehri’nin aynı haberinde “Ülkenin siyasi atmosferi seçim havasına bürünmüşken bazı medya kuruluşları ve düşman akımlar, ülkenin mevcut siyasi-ekonomik süreçlerini karartarak ‘oy vermenin bir şeyi değiştirmediğini’ göstermeye çalışıyor. Ancak son iki yıldan fazla bir sürede ekonomi diplomasisi alanında elde edilen başarılar, bu tür manipülasyonları yalanlıyor.” satırlarına yer verilmiştir. Benzer bir şekilde Sadullah Zarei, Keyhan gazetesine yazdığı bir yazıda da bu duruma dikkat çekmiş ve “Şu anki koşullarda kaos; seçmenin oy kullanmasını anlamsız görecek şekilde sahneyi karıştırmak ve halkın etkili gördüğü akımlar ya da kişilere karşı güvensizlik yaratmak olmak üzere iki şekilde hayal edilebilir. Düşmanın oy kullanmanın faydasız olduğunu gösterme çabası bilinen bir konudur.” demiştir.

Cam-ı Cem de “Cumhuriyete Karşı Radikaller” başlığıyla tam sayfa verdiği haberinde, “düşmanın hesaplarını” A’dan Z’ye incelemiştir. Analizde, reformcu cenahtan Islahat Cephesi’nin eleştirilerine yer verilmiş ve Islahat Cephesi âdeta rejimin düşmanı durumuna düşürülmüştür. İçeriğinde birçok ima bulunan yazıda dili itidalli tutmak için son kısımda “Şüphesiz seçimleri boykot çağrısında bulunan ve katılmayacak reformcular, millî çıkarlara ve genel İran çıkarlarına zarar verecek deneyimsiz veya kötü niyetli unsurların sahneye çıkmasına yol açacak boş bir alan bırakacaktır. Reform yanlısı çoğunluğun görüşü, radikallerin düzensiz davranışlarının kontrol edilmemesi durumunda, sol kanadın çıkar peşinde koşmaya başlayacağı yönündedir.” ifadelerine yer verilmiştir.

Doğu Azerbaycan’da konuşan Devrim Rehberi Ayetullah Ali Hamenei de katılım vurgusunda bulundu. Cam-ı Cem gazetesi Hamenei’nin “Birincisi, katılım; ikincisi, en uygun adayı seçmek.” sözlerini manşetine taşımış ve yine düşman teması üzerinden Hamenei’nin konuşmasına atıfta bulunarak “İran milletinin birliğinin, İslam Devrimi'nin zaferi ve devamında zaferin sırrı olduğunu belirterek gelecekte de farklı siyasi ve zevki farklılıkların ulusal birlikte düşmanlara karşı etkili olmaması gerektiğini vurguladı.” ifadelerine yer vermiştir.

Ardı Sıra Yayımlanan Röportajlar

Seçimlerin arifesinde hemen her gün birçok gazetede birçok isimle yapılan röportaja yer verilmeye başlanmıştır. Eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı İshak Cihangiri’den Ayetullah Ekber Haşimi Rafsancani'nin eski danışmanı Gulam Ali Recai’ye kadar çok sayıda reformcu isim de röportaj veren isimler arasındaydı. Arman-ı Millî’ye konuşan Recai, yaşanan vetolar sebebiyle seçimlerin tek boyutlu hâle getirilmesine ve siyasi akımların seçim atmosferinden çıkarılmasının arkasındaki zorluklara değinmiştir. Recai, vetolar için "Bu, seçim atmosferinin tek taraflı ilerlemesi için alınmış bir karardır ve bunun arkasında bir strateji vardır. Reformcuların tüm önemli isimlerinin adaylıklarının reddedilmesi sizce bir tesadüf mü? Kesinlikle tesadüf değil. Arkasında bir düşünce var. İnsanların geceden sabaha parasının değerinin düştüğünü görmesi, insan haklarına aykırıdır ve dikkate alınmalıdır. Durum, halkın satın alma gücünün gün geçtikçe azaldığı ve yaşam koşullarının halk için daha zor hâle geldiği bir şekildedir. Bu, İran'ın ekonomik olarak en zor dönemlerinden birini geçirdiği bir dönemde gerçekleşmektedir." demektedir. İran’daki sistemsel konulara eleştiri getirirken Katar ile mukayeseye giren Recai “Katar gibi Kerec’imiz kadar bile olmayan bir ülke, Dünya Kupası düzenliyor ve iki kez Asya şampiyonu oluyor. Ancak biz hâlâ Azadi Stadyumu'nun ikinci katını tamir edemedik. Katar gibi ülkelerle karşılaştırıldığında İran’ın bu durumda olması üzücü değil mi?” demektedir.

Cihangiri de İtimad gazetesine konuştu. Reformcuların önündeki zorluklara değinen Cihangiri, diyalog kapasitesini artırarak hükûmetle ve toplumla daha etkili bir iletişim kurmanın önemine dikkat çekmiştir. Keza Cihangiri’ye göre bu yaklaşım, reformcuların mevcut ve gelecekteki zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı olacak temel bir stratejidir. Öte yandan Cihangiri’nin bu açıklaması, reformcular arasında var olan ve artık gizlenemeyen fikir ayrılıklarının yansımasıdır. Zira Islahat Cephesi üyesi STK ve partiler, birçok şehirde adayları olmadığını ve hiçbir listeyi desteklemeyeceklerini ilan ettiler. Ilımlı reformcular ise bu tavra karşı bir duruş sergilemekte ve ılımlılara yakın gazeteler, Islahat Cephesi’ni hedef almaktalar.

Demokrasi Şöleni Vurgusu

Elbette müesses nizam, seçim mühendisliğine girmeden önce de “seçimlerde reformcuların önemli isimlerinin veto edileceği ve tek yönlü bir seçim olacağı” yönündeki eleştirileri öngörmüştü. Bu eleştirilerin önüne geçmenin bir yolu olarak çok sayıda adaya, seçime girebilmeleri için onay verildi. İran basınında da bu konu bu şekilde ele alınmakta ve seçimlerin gerçek anlamda bir “demokrasi şöleni” olduğu teması işlenmektedir.

Keyhan gazetesi “Seçimlere 12 Gün Kala Listeler Kapanıyor ve Rekabet Kızışıyor” başlığıyla yaptığı haberde “Eşi benzeri görülmemiş bir rekorla 15.000 kişi Meclis seçimleri için Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından uygunluk onayı aldı. Ülkenin siyasi akımları, seçim listelerini sonuca bağlama aşamasında.” demiştir. Haberin devamında Tahran’da bir sandalye için 100 kişinin mücadele ettiği, %68 oranında onayın gerçekleştiği, 103 parti ve 20 ittifakın seçimlere gireceği vurgulanmıştır. İçişleri Bakanı Ahmed Vahidi’nin açıklamalarına yer verilen haberde “Yaklaşık 1.100 profesör ünvanına sahip akademisyen, 250 doktor, 1.700 eğitimci, yaklaşık 400 hâkim ve hukukçu ile 1.700 kadın; bu 15.000 kişinin bir kısmını oluşturuyor." denilmiştir. Cam-ı Cem’de yayımlanan başka bir röportajda ise reformcuların zaman içinde tabanlarını kaybettiği iddiasında bulunuldu.

Cevan Online’da "Meclis Seçimleri Adaylarının Nihai Sayısı 15.200 Kişiyi Aştı" başlığıyla benzer temada bir haber yayımlandı. Yüksek Seçim Kurulu Sözcüsü Hadi Tahan Nazif’in yaptığı açıklamaların haberleştirildiği yazıda, Fars Haber Ajansından alıntıyla “Bu dönemde yapılan değerlendirmeler sonucu, 15.200'den fazla aday Yüksek Seçim Kurulu ve Denetim Komiteleri tarafından onaylandı. Bu dönemde İslami Şûra Meclisi adaylarının yaklaşık %75'i Yüksek Seçim Kurulu tarafından onaylandı ki bu, İslam Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar yapılan seçimlerde kaydedilen önemli bir orandır.” ifadelerine yer verilmiştir.

Türkiye’nin Dış Politika Hamleleri Üzerine Çıkan Analiz

Aftab-ı Yezd’de “Erdoğan İran ile El Sıkışıyor, Suudi Arabistan ile Sıcak Temas Kuruyor” başlığıyla bir analiz yayımlandı. Rıza Berdestani imzalı analizde “Türkiye haberlerine yapılan incelemeler; bu ülkenin politika, ekonomi ve turizm alanında, bölgesel ve uluslararası bir güç hâline gelme yolunda önemli bir mesafe katettiğini ve özellikle İran gibi bölge ülkeleriyle arasındaki mesafeyi her geçen gün artırdığını gösteriyor.” ifadeleri yer alıyor. Analiz boyunca Türkiye’deki ve uluslararası basındaki analizlere yer verilmiş ve Türkiye’nin Mısır ile normalleşmesinden ticaret hacmine kadar birçok konuya değinilmiştir.