İran’daki Protestolar ve Olası Etkileri
İran’da halk 15 Kasım’dan beri akaryakıt fiyatlarına yapılan zamları protesto etmek amacıyla sokağa çıkmış durumdadır. Zira Ekonomi Koordinasyon Yüksek Konseyi (EKYK) uzun zamandan beri gündem olan ancak çeşitli kaygılardan dolayı sürekli ertelenen benzine aylık 60 litre kota belirleyerek 1.000 tümen (50 kuruş) olan litresine %50 zam yaptı. Bu zamdan sonra benzinin litresi 1.500 tümene (75 kuruş) çıktı. Ayrıca 60 litre üzeri benzin alımlarında serbest fiyat belirlendi ve %200 zamla litresi 3.000 tümen (1,5 TL) olarak düzenlendi. Devrim Rehberi Hamenei’nin talimatıyla üç erkin başkanından oluşan EKYK, 2018’de ABD’nin Nükleer Anlaşma’dan çekilerek İran’a ekonomik savaş açmasına karşılık alınacak tedbirlerin hızlı ve etkin olması amacıyla kurulmuştu.
Hamenei, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin başkanlığında kurulan EKYK’nin kararlarını daha en başından onaylayacağını açıklamıştı. Nitekim Konseyin 15 Kasım gecesi aldığı ve yürürlüğe koyduğu kararlar konusunda tutumu merak edilen Hamenei, 17 Kasım’da yaptığı açıklamada zamları onayladığını belirtti. Böylelikle zam kararının sadece hükûmetin inisiyatifiyle alınan bir karar olmadığı ve devlet kararı olduğu netlik kazanmış oldu. Irak ve Lübnan’daki halk hareketlerinin İran’a sıçrama olasılığı tartışılırken İran’daki olayların fitilini ateşleyen bu kararın alınması devletin ağır yaptırımlardan kaynaklanan baskıya karşı başka çaresi kalmadığı yönünde yorumlanabilir. Zira İran ekonomisi, ABD’nin maksimum baskı stratejisinin etkisinde oldukça kötü bir dönem geçirmektedir. Ruhani başta olmak üzere birçok bakan ve yetkilinin açıklamasına göre ülke, İran-Irak Savaşı döneminden daha ağır koşullar altındadır. İran, İslam Devrimi’nden bu yana böyle bir baskı ile karşı karşıya kalmamıştı.
Hükûmet petrol satışından elde ettiği gelirlerin azalmasıyla alternatif kaynak arayışlarına girmişti. En son ülkede birçok vergi mükellefinin sorumluluğunu yerine getirmediği varsayımından hareketle ekonomi kayıt altına alınmaya çalışılarak gelir düzeyi yüksek kesimlere yönelik birtakım uygulamalar başlatıldı. Bu kapsamda kuyumcular, doktorlar ve değerli madenlere yatırım yapmış olanlardan yasal vergilerin alınması için bazı adımlar atıldı. Ayrıca tahminlere göre ülkede 300 bin kişinin tümen milyarderi olduğu bilinmektedir. Hükûmet bunlardan en az 150 bininden vergi toplamayı hedeflemektedir. Böylelikle petrol gelirlerindeki düşüşten kaynaklanan bütçe açıklarının 1/3’nün karşılaması planlanmaktadır.
İran devletinin ekonomik savaş bağlamında aldığı söz konusu tedbirler tek başına yeterli olmadı. Bu yüzden kriz daha da derinleşip bütün kitleleri devlet karşıtı bir paydada buluşturmadan zenginden alıp fakire vermek düşüncesiyle akaryakıt zamları devreye sokuldu. Bu amaçla elde edilecek gelirler Ruhani’nin ifadesiyle orta sınıf ve dar gelirli 18 milyon aileye yani yaklaşık 60 milyon insana 5-20 dolar arası olmak üzere ailedeki fert sayısı dikkate alınarak dağıtılacak. İran devleti hâlihazırda ailede fert başına olmak üzere söz konusu kesimlere aylık 5’er dolar ödeme yapmaktadır. Yeni uygulamayla birlikte kişi başına aylık 10 dolar ödeme yapılacaktır. Öte taraftan akaryakıt zammının fiyatlara yansımaması için devletin, denetimleri iki katına çıkaracağı açıklandı. Ancak akaryakıta %50 ve %200 düzeyinde yapılan zamma karşılık diğer ürünlerin fiyatının sabit kalması ekonominin genel kurallarına aykırıdır. Bu söylem, daha çok öfkeli kitleleri yatıştırmaya dönük bir hamle olsa da pek etkili olmadı.
İran halkı bir yılı aşkın bir süredir ekonomik baskılara tahammül etmektedir. Bu süre zarfında bazı önemli şirketler kapandı ve bazıları da çalışanlarının maaşlarını aylarca ödeyemedi. Hak arayışındaki işçilere ve eleştirilerini sert bir şekilde dile getirenlere yönetim zaman zaman orantısız cezalar verdi. Bir yandan ekonomik baskılara direnen diğer yandan herhangi bir ayaklanmaya temayül edilmemesi amacıyla verilen ağır cezalar, halkın bir kesimini bezdirmiş durumdadır. Açıkçası halk, bugünkü protestoların fitilini ateşleyecek gelişmeyi bekliyordu Şu ana kadar kesin olmamakla birlikte binin üzerinde gözaltı ve onlarca ölü ve yaralı olduğu söylenmektedir. Birçok kamu bankası ve binası ateşe verildi ve olaylar her geçen gün ülke sathına yayılmaktadır. Bazı yerlerde protestoların şiddete dönüşmesi ve olayların kontrol altına alınamaması yüzünden eğitime ara verildi.
İran’da en son Aralık 2017’de bu kadar büyük gösteriler olmuştu. Bu defaki protestolar ile Aralık 2017’deki protestolar arasındaki fark, bu protestoların çok daha geniş bir coğrafyaya yayılmış olmasıdır. Örneğin Aralık 2017 protestolarında ülkede Farslardan sonra en büyük etnik çoğunluğu oluşturan Türkler olaylara çok fazla katılım göstermezken bu defa aktif bir şekilde katıldı. Aynı şekilde Kürtler ve Araplar da ilk günden itibaren aktif katılım sağladı.
ABD ve İran’ın yurt dışı muhalefeti de bir önceki gösterilere nazaran daha hazırlıklı bir şekilde gelişmelere yön verme çabasındadır. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompoe açıklamasında, İran halkının yanında olduklarını ve gelişmeleri takip ettiklerini belirtti. ABD’nin Almanya Büyükelçisi de AB ülkelerinden İran halkına internet desteği sağlamak amacıyla yardım istedi. Şehzade Rıza Pehlevi ve Halkın Mücahitleri Örgütü lideri Meryem Recevi ise halkı isyana daha çok katılım için teşvik mesajları yayımladı. Ancak buna rağmen sokaktaki insanlara içeride liderlik edebilecek kimse bulunmamaktadır. Ayrıca talepler konusunda da henüz ortak bir konsensüs oluşmamıştır. Kimileri rejim değişikliği talep ederken kimileri zamlara itiraz etmekle iktifa etmektedir. Bu bakımdan şimdiden İran’da herhangi bir rejim değişikliğinden söz etmek pek gerçekçi görünmemektedir.
Protestoların İç Politikaya Etkisi
Zam kararına en fazla tepki parlamento kanadından geldi. Zira bazı parlamenterler parlamentonun hiçe sayılarak önemli bazı kararların alındığını ileri sürdü. Bu yüzden Kürt kökenli Muhammed Kasım Osmani gibi milletvekilliğinden istifa edenler olduğu gibi Parlamento Başkanı Ali Laricani’nin görevinden alınması ve Ruhani’nin de azli için gensoru hazırlanma çabası içerisinde olanlar da oldu. Ancak muhafazakâr kanada mensup bazı milletvekillerinin zammın geri çekilmesi için hazırladıkları önerge Hamenei’nin tutumuyla birlikte rafa kaldırıldı.
Öte yandan Hamenei’nin zam kararını desteklediği dikkate alındığında parlamenterlerin söz konusu girişimleri etkisiz kalacağından İran iç politikasında temel aktörlerde herhangi bir değişiklik beklenmemelidir.
Mevcut koşullardan daha sert hareket edecek bir cumhurbaşkanını iktidara getirmek pek rasyonel olmayacaktır. Zira hâlihazırda sokaktaki kitlelerin bir kısmı mevcut durumun sorumlusu olarak hükûmeti görmekte ve eleştiri oklarını rejime değil hükûmete yöneltmektedir. Bu tarz bir değişiklik durumunda okların tamamı rejimin kendisine dönecektir. Bu yüzden mevcut hükûmet ve cumhurbaşkanı bir kalkan görevi gördüğünden görev süresi dolana kadar da iktidarda kalmaya devam edeceklerdir.
Protestolara Karşı Devletin Aldığı Tedbirler
Hamenei’nin ve Ruhani’nin açıklamalarına bakıldığında İran halkının, şu an sokaklarda kamu mallarına zarar verenler ve yağma işlerine karışanlarla bir ilişkisi yoktur. Bu ayrımla devlet, bu saatten sonra şiddete bulaşan ve kamu düzenini bozan göstericilere karşı her türlü sert müdahalenin sinyalini verdi. Yönetimin önceki kitlesel hareketlerin bastırılması ve kontrol altına alınmasında başvurduğu yöntemler dikkate alındığında güvenlik güçleri, olayları kontrolden çıkmayacak şekilde zamana yayarak göstericilerin giderek azalmasını sağlayacak ve geriye kalan göstericileri tamamen pasifize edecektir. Ardından rejim yanlıları ülke genelinde karşıt göster tertip ederek hem iç hem dış kamuoyuna İran halkının hâlâ devletinin yanında olduğu mesajı verilecektir.
Sonuç olarak ABD’nin, Nükleer Anlaşma’dan çekilmesinin ardından devreye soktuğu kapsamlı yaptırımlar İran ekonomisine büyük darbeler vurdu ve hükûmet aldığı tedbirlere rağmen gidişatı tersine çeviremedi. Sürecin daha da kötüleşeceğini gören devletin aldığı zam kararı uzun zamandan beri beklenen sokak olaylarının fitilini ateşledi. Muhtemel tepkileri hesaba katan devletin üst erkanı şu ana kadar tam bir uyum göstererek olayları kontrol altına almaya çalıştı. Şimdiye kadar hayatını kaybedenler olduğu gibi yaralı ve gözaltına alınanların sayısında da sürekli artışlar yaşanmaktadır. Bununla birlikte alınan güvenlik tedbirleri sayesinde devletin önümüzdeki günlerde süreci kontrol altına alacağı kuvvetle muhtemeldir.
Devlet zamlardan elde edilecek gelirleri orta sınıf ve dar gelirli kesimlere dağıtacağını açıklayarak toplumun bütün kesimlerinin sokak gösterilerine katılımını engellemeye çalışmaktadır. Bununla birlikte yönetim, İran’ın Orta Doğu’da yaşanan kaosa sürüklenmemesi ve kamuoyuna güvenlik nimetinin önemini hatırlatarak diğer senaryonun bütün olumsuz sonuçlarını hatırlatmaktadır. Şu ana kadar birçok kitlesel hareketi durdurmayı başarmış siyasi ve güvenlik elitlerin henüz iş başında olduğu düşünüldüğünde bu krizin de yakın zamanda kontrol altına alınacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Ancak bununla birlikte İran’ın karşı karşıya olduğu yapısal sorunlar bir yana akaryakıt zamlarının kısa bir süre sonra yeni fiyat artışlarına neden olacağı ve yaptırımların etkisinin daha da hissedileceği aşikardır. Bu gelişmeler de yeni krizleri tetikleyecektir. Kısacası İran krizler sarmalı denebilecek bir evrenin eşiğine gelmiş bulunmaktadır.