Kabinede Mini Revizyon

Kabinede Mini Revizyon
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran’da uzun bir süredir tartışma konusu olan kabine revizyonu olasılığı geçtiğimiz günlerde gerçekleşti. Kültür ve İrşat Bakanı Ali Cenneti ile Spor ve Gençlik Bakanı Mahmut Guderzi 18 Ekim Salı günü, Eğitim ve Öğretim Bakanı Ali Asgar Fani de bir gün sonra istifalarını Ruhani’ye sundular. İstifaları Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilen bakanların yerine yardımcıları vekâleten bu görevlere atanmış bulunuyorlar. Buna göre, Nasrullah Seccadi Spor ve Gençlik Bakanlığı, Seyit Abbas Salihi Kültür ve İrşat Bakanlığı ve Seyit Muhammed Bethayi de Eğitim ve Öğretim Bakanlığı görevlerini vekâleten deruhte etmişlerdir. Bu üç bakan dışında Bilimler, Araştırmalar ve Teknoloji Bakanı’nın da istifa ettiği söylentileri bizzat bakan tarafından yalanlandı. Zira Bilimler, Araştırmalar ve Teknoloji Bakanı muhafazakâr meclisin bir dayatmasıydı. Dokuzuncu Meclis, Ruhani’nin önerdiği diğer dört bakan adayına güvenoyu vermeyerek kendi çizgisine yakın birinin bakan olmasını sağlamıştı. İstifası gündeme gelen bir diğer isim ise Ekonomi Bakanı Ali Tayyib Niya idi. Muhafazakâr çevrenin Tayyib Niya’nın istifasını gündeme getirmesinin nedeni hükümet adına imzaladığı FATF[1] üyeliği anlaşmasıydı. Bu üyelik muhafazakâr çevreler ve milletvekilleri arasında yoğun itirazlara neden olmuştur. Zira söz konusu üyelik gereği, İran hükümeti kendi bazı kurumlarına yaptırımlar uygulamak zorunda kalıyordu.

İki aşamalı olarak 2016 yılı Şubat ve Nisan aylarında gerçekleştirilen ve ılımlı siyasetin kayda değer başarısıyla sonuçlanan Parlamento seçimlerinde meydana çıkan meclis aritmetiği Reformistlerin kabinede revizyon yapılması yönündeki taleplerini beraberinde getirmişti. Bunda, 2013 yılında cumhurbaşkanı seçildiğinde muhafazakâr çoğunluklu bir meclisle karşı karşıya kalan Ruhani’nin güvenoyu için meclise önerdiği bazı isimlerin muhafazakarların vetosuna akılmış olması etkili olmuştur. Şu anki on birinci meclis için yapılan seçimlerde muhafazakarların Parlamentoda önemli bir güç kaybı yaşaması reformistlerin kabine revizyonu konusundaki taleplerini daha yüksek sesle dillendirmesine neden olmuştur. Ruhani geçen haftaya kadar 2017 yılı Mayıs ayında yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerine az bir süre kaldığını ileri sürerek bu kadar kısa bir sürede yeni atanacak bakanın kayda değer bir faaliyette bulunamayacağını ifade ediyor ve değişiklikten kaçınıyordu. Bu nedenle, seçimlere yedi ay kalmışken böyle bir kabine revizyonuna gidilmiş olması dikkat çekici bir durumdur. İstifalar arasında en dikkat çekeni tamamen farklı gerekçelerle de olsa her iki cenahtan da istifa etmesi yönünde baskı gören Kültür ve İrşat Bakanı Ali Cenneti’ninki olmuştur. Bakanlığın faaliyetleri 2015 yılında Nükleer Anlaşmanın imzalanmasından bu yana ülke içerisinde yeni kutuplaşma alanlarından birisi olarak öne çıkmıştır. Bazı filmlerin gösterimine izin verilmemesi ve kimi eyaletlerde planlanan konserlerin yerel otoriteler tarafından iptal edilmesi karşısında Cenneti’nin takınmış olduğu teslimiyetçi tavır Cumhurbaşkanı Ruhani’yi rahatsız etmişti. Ruhani defalarca bakanların baskılar karşısında geri adım atmamalarını istemişti. Cumhurbaşkanının uyarılarına rağmen baskılara boyun eğen Cenneti’nin görevden alınmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Devrim Rehberi Ali Hamenei’nin Horasan-ı Rezevi Eyaleti Temsilcisi ve aynı zamanda Meşhed Cuma İmamı Ayetullah Alemü’l Huda’nın Meşhet konserleriyle ilgili çıkışı karşısında Cenneti’nin sergilediği tavır onu Ruhani’nin gözünden düşüren en dikkat çekici olay olmuştur. Alemü’l Hüda Şiilerin Sekizinci İmamı İmam Rıza’nın Türbesinin bulunduğu gerekçesiyle Meşhed civarında konser gibi eğlence organizasyonlarına izin verilmesine karşı çıkmış ve hükümete rağmen Meşhed başsavcısına konserleri iptal ettirmiştir. Ruhani’nin sert eleştirilerine maruz kalan Alemü’l- Hüda geri adım atmamıştı. Benzer bir durum, İran’ın dini eğitim merkezi sayılan Kum eyaletinde de yaşanmıştı. 

Spor ve Gençlik Bakanı Mahmut Guderzi, Ruhani’nin güvenoyu için meclise önerdiği dördüncü isimdi. Genel olarak son dönemlerde uluslararası spor organizasyonlarında çeşitli dallarda yükselen bir grafik çizen İran’da Guderzi’nin istifasının performansından kaynaklandığını söylemek zor. Bu istifayı getiren asıl etken Guderzi’nin zaman zaman sosyal medya üzerinden hükümeti eleştirmesidir.

Eğitim ve Öğretim Bakanı Ali Asgar Fani, muhafazakârların üzerine en çok gittikleri bakandı. Eğitim ve Öğretim Bakanlığı bir milyon çalışanı ve yaklaşık 13.5 milyon öğrencisi ile ülkedeki en büyük bakanlıktır. Fani, gelecek Salı günü gensoru için meclise çağrılmıştı. Muhafazakâr vekiller Fani’yi öğretmenlerin haklarında gerekli iyileştirmeleri yapmamak, okullardaki fiziki yetersizlikleri gidermemek ve gelecek nesillere İran-İslam kültürünü aşılamakta yetersiz kalmak gibi gerekçelerle suçlamaktaydılar. Bakana destek çıkan meclisteki reformist ve ılımlı milletvekilleri ise bakanın değiştirilmesiyle bakanlıktaki yapısal sorunların giderilemeyeceğini öne sürmüşlerdir. Söz konusu milletvekilleri bu bakanlıktaki sorunların kaynak yetersizliğiyle ilgili olduğunu savunmaktadırlar. Bakanın gensoru ile görevinden uzaklaştırılması zayıf bir ihtimal olsa da Ruhani revizyona giderken yıpranmış bir bakanı geri çekerek hükümetin üzerindeki baskıyı azaltmayı amaçlamıştır. Ayrıca en yüksek sayıda memuru istihdam eden ve toplumun geniş kesimlerini ilgilendiren bakanlığın cumhurbaşkanlığı seçimleri için ifade ettiği anlamın da cumhurbaşkanının kararında etkili olduğu düşünülmektedir. Üç bakanın yerine atanacak bakanlar konusunda bazı isimler öne çıkmakla birlikte meclisten güvenoyu alıp alamayacakları belirsizdir. Bundan dolayı, söz konusu görevlere vekâleten atanan kişilerin vekâlet sürelerinin uzatılması ve hatta söz konusu bakanlıklara seçimlere kadar asaleten atama yapılmaması da ihtimaller dâhilindedir.

Ruhani’nin Parlamento seçimlerinden hemen sonra değil de şimdi bu kabine revizyona gitmesinin 2017 cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik olduğunu söylemek mümkündür. Böylelikle Ruhani, revizyon beklentilerine karşılık vermiş ve kabine üyeleri üzerinden tartışmanın sertleşmesinin önüne geçmiştir. Böylece cumhurbaşkanı bütün kesimlere ılımlı bir siyasi çizgi takip ettiğini bir kez daha göstermiştir. Ruhani’nin son dönemlerde, özellikle yeni meclisin açılışından itibaren sık sık karşı karşıya geldiği Hamenei’ye karşı tavrını yumuşattığını söylemek mümkündür. Ruhani seçim sürecinde enflasyonun tek haneli rakamlara düşmesi ve %4.5 düzeyinde bir büyüme hızı yakalanması gibi ekonomik kazanımlar üzerinde durmayı yeğlemekte ve siyasi krizlerden uzak durmaya çalışmaktadır. Zira nükleer kriz ve uluslararası yaptırımlardan dolayı baş gösteren ekonomik sıkıntıların görece düzelme eğilimi göstermesi seçim sürecinde Ruhani’nin elindeki en önemli kozlardan birisi olacaktır.

Sonnotlar: 

 [1] FATF (Mali Eylem Görev Gurubu) kara para aklayan ve terörizmi destekleyen ülkeleri belirleyerek kara listeye almakta ve bunu BM Güvenlik Konseyine rapor etmektedir. İran sadece nükleer krizden dolayı özel ve tüzel kişilere uygulanan yaptırımlar nedeniyle değil, aynı zamanda kara para aklama ve terörizmi destekleme suçlamalarından dolayı da FATF tarafından “Kara Listeye” alınmış ve bu faaliyetlere bulaşan söz konusu kurumlar BM Güvenlik Konseyine rapor edilmiştir.