İki ülke arasındaki enerji, ekonomi ve sınır güvenliği konuları göz önüne alındığında, Çin'in Rusya'nın yanında durmaya ve Moskova'yı desteklemeye devam edeceği söylenebilir.
Kuş Tepe Su Kanalı'nı çevreleyen siyaset-güvenlik çatışmasının, Afganistan ile Orta Asya ülkeleri arasındaki iş birliğine dayalı altyapı girişimlerini önemli ölçüde tehlikeye atma potansiyeline sahip olduğu söylenebilir.
Şemhani'nin son gelişmelerdeki rolü, Reisi hükûmetinin ve özellikle de Dışişleri Bakanlığının, bu ülkenin bölgeye yönelik yeni diplomasisinde hiçbir rolü olmadığı yönünde spekülasyonlara yol açmıştır.
Aşı diplomasisi, koronavirüs krizi sürecinde dünyada yumuşak gücün bileşenlerinden biri hâline gelirken İran’ın da bu bileşeni dış politikasında kullanmaya çalıştığı görülmektedir.
Abdullahiyan, Çin-İran 25 Yıllık Kapsamlı İş Birliği Anlaşması’nda yol haritasının tam uygulanması konusunda iki cumhurbaşkanı arasında çok iyi anlaşmalara varıldığını açıkladı.
Hem Çin hem de Rusya, İran'ın "Doğu’ya Bakış" politikasında önceliğe sahip olmasına rağmen Tahran’ın, iki güçlü Doğulu müttefiki arasındaki siyasi-ekonomik-ticari ilişkilerde gerekli dengeyi sağlayamadığı söylenebilir.
İnternet bağlantısının kesilmesi nedeniyle yaklaşık 10 milyon İranlının işletmesinin risk altında olduğu ve İran'ın GSYH'sinin yaklaşık %7'sinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu söylenebilir.
İki düşman, bir bölgesel rakip ve uzak mesafedeki bir dosttan oluşan I2U2 koalisyonu; İran için olumlu bir haber değildir ve hoş olmayan sonuçlar doğuracağı söylenebilir.
İran'da döviz kurundaki artışta; sermaye çıkışı, ticari talepteki artış ve son dönemdeki protestoların yarattığı belirsizlik gibi faktörlerin yanında İran dışındaki gelişmeler de etkili olmuştur.