İran'ın Suudi Arabistan Yakınlaşmasından Ekonomik Beklentileri

İran'ın Suudi Arabistan Yakınlaşmasından Ekonomik Beklentileri
(Photo) AA İmages
İranlı uzmanlar, iki ülke arasındaki ilişkilerin canlanmasıyla birlikte kısa vadede 1 milyar dolar, orta vadede ise 2 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşmanın mümkün olduğunu öngörmektedir.
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

10 Mart 2023'te İran ve Suudi Arabistan, yedi yıllık bir kesintinin ardından Çin ara buluculuğunda diplomatik ilişkilerini yeniden tesis etmeye karar verdi. Daha sonra 6 Nisan'da İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan el-Suud Pekin'de bir araya geldi. Haberlere göre Suudi Arabistan’dan bir teknik heyet, Tahran'daki Suudi Arabistan Büyükelçiliği ile Meşhed Başkonsolosluğun yeniden açılmasına yönelik uygun mekanizmaları incelemek üzere 7 Nisan'da İran'a gitti. Ardından İranlı bir teknik heyet, ülkenin Riyad ve Cidde'deki büyükelçilik ve konsolosluklarının yeniden açılmasını takip etmek üzere 11 Nisan'da Riyad'a gitti.

İran ile Suudi Arabistan arasındaki uzlaşma, İran'da ekonomik alan da dâhil olmak üzere farklı boyutlarda birçok olumlu gelişmeye yol açmıştır. 2016 yılında diplomatik ilişkilerin sona ermesinden önce İran ile Suudi Arabistan arasındaki ticaret hacmi yaklaşık 274 milyon dolardı. Ancak İranlı uzmanlar, iki ülke arasındaki siyasi ve diplomatik ilişkilerin canlanmasıyla birlikte kısa vadede 1 milyar dolar, orta vadede ise 2 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşmanın mümkün olduğunu öngörmektedir. Ayrıca transit alanının, İran ve Suudi Arabistan'ın iş birliğini geliştirebilecek bir diğer konu olduğu belirtilmektedir. Bu bağlamda Devrim Rehberi’nin danışma kurumu olan Dış İlişkiler Stratejik Konseyi (DİSK), İran ve Suudi Arabistan'ın Şangay İşbirliği Örgütüne (ŞİÖ) üyeliği ile Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi projesindeki stratejik konumlarının; iki ülke arasındaki iş birliği potansiyelini artırabileceği değerlendirmesinde bulunmuştur. İran'ın ŞİÖ'ye daimî üyeliği Eylül 2021'de onaylanmış ve Suudi Arabistan, Mart 2023'te bu örgütün diyalog ortağı olmuştur. Ayrıca DİSK'e göre İran ile Suudi Arabistan arasında transit alanındaki iş birliği, Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru’nun (INSTC) yeni biçimlerinden biri olabilir ve hedef pazarı Güney Asya ve Afrika olan bu koridor, İran ve Suudi Arabistan'ın iş birliği ile daha da genişletilebilir.

Tahran Ticaret Odası Yatırım Hizmetleri Merkezi Başkanı Feryal Mustafi, ulaştırma alanındaki iş birliğiyle ilgili olarak İran'ın, Suudi Arabistan'ın Vizyon 2030 kapsamında bu ülkeyle iş birliği yapabileceğini belirtmiştir. Mustafi'ye göre Suudi Arabistan, Vizyon 2030 kapsamında Asya, Avrupa ve Afrika'yı birbirine bağlayan önemli bir ulaşım ve lojistik merkezi olmayı planlamaktadır. Bu amaçla Suudi Arabistan; petrokimya, madencilik, lojistik, imalat ve dijital endüstriler için merkez görevi görecek özel ekonomik bölgeleri ve şehirleri içeren altyapı projelerini hayata geçirecektir. İran yerel firmalarının bu alanlardaki kabiliyetleri dikkate alındığında, İranlıların bu projelere geniş katılım potansiyeli değerlendirilebilir.

Belirtmek gerekir ki Mart 2023'te Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed bin Abdullah el-Cedan, iki ülke arasındaki son anlaşmaya göre Suudi Arabistan'ın İran'a yatırım yapmak için birçok fırsata sahip olduğunu ve bunun çok hızlı gerçekleşebileceğini söylemişti. Dünya-yi İktisat gazetesi de İran ile Suudi Arabistan arasındaki uzlaşmayı "İran ekonomisinin uluslararası arenada olumlu sinyalleri" olarak değerlendirmiş ve bu meselenin, olumlu senaryolardan biri olarak 2023’te de İran ekonomisinin geleceğini iyileştirebileceğini söylemişti.

Sonuç olarak İran ile Suudi Arabistan arasındaki siyasi boyuttaki yakınlaşmanın sonuçlarının, Husiler ile Suudi Arabistan arasında ateşkese zemin sağlamak gibi önemli sonuçları beraberinde getirdiği görülmektedir. Ancak ekonomik açıdan, iki ülke arasında 27 Mayıs 1998'de imzalanan anlaşmaya dayanarak Tahran ve Riyad'ın; sanayi, madencilik, petrol, petrokimya, tarım, hayvancılık, sağlık, iletişim, konut ve kentsel gelişim ile teknik ve mühendislik hizmetleri alanlarında iş birliği yapabileceği öngörülmektedir. İranlı uzmanlar, Tahran ve Riyad arasındaki jeoekonomik iş birliğinden daha fazla umut besleyen taraf olsa da kısa vadede İran'ın arzuladığı hedeflere ulaşması pek mümkün görünmemektedir. Zira bu tür iş birlikleri, sonuçları uzun vadede belirlenecek olan bölgedeki siyasi gelişmelere ve güvenliğe tabidir. Fakat net olan şu ki İran'ın, Suudi Arabistan'ın Vizyon 2030 belgesinde yer alan ekonomi projelerine katılmayı umut ettiği görülmektedir.