Afganistan’daki Uzlaşının Düşündürdükleri

Afganistan’daki Uzlaşının Düşündürdükleri
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Asya’nın en stratejik noktalarından birinde yer alan ve kuzey-güney, doğu-batı koridorlarında önemli bir kavşak rolü oynayan Afganistan son günlerde meydana gelen bazı gelişmelerle tekrar uluslararası basının dikkatini çekti. Aslında 1979 yılındaki Sovyet işgalinden beri küresel siyasette önemli bir yer tutan ülke, 11 Eylül Saldırılarından itibaren yalnızca sonu gelmeyen iç çatışmalarla ve dünya uyuşturucu üretimindeki payı ile anılmakla kalmamış “küresel terörle savaş” konseptinin de bir parçası olmuştur. Son birkaç yıldır özellikle ABD-Taliban arasındaki barış görüşmeleri haberleriyle gündeme gelen ülke tarafların uzlaşmaya varması ile yeniden odak noktası oldu. Anlaşma metninde yer aldığı ifade edilen bazı maddelerin ABD’nin Taliban’ı ülkenin yeni yönetimiymiş gibi muhatap aldığını öne süren ülke içindeki kimi çevreler anlaşmayı eleştirse de siyasi açıdan parçalı ve ekonomik açıdan dışa bağımlı ülkenin bu anlaşmaya çok fazla karşı çıkması mümkün değil. Bu nedenle Cumhurbaşkanı Muhammed Eşref Gani liderliğindeki hükûmetin tepkisi en fazla anlaşma uyarınca serbest bırakılması gereken Taliban mahkûmlarının salınmasını geciktirmek ya da birtakım diplomatik girişimlerde bulunmaktan ibaret kaldı.

Sovyet işgalinin sona ermesinden sonra iktidarı paylaşamayan “mücahit” gruplar arasındaki çatışmalar Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi bazı dış güçlerin de desteğini alan Taliban tarafından büyük oranda bitirilmişti. Ancak ülkede, etnik-mezhebi farklılıkların üstünde bir ulus devlet inşasının başarısız olması, bölge ve kimlik siyasetlerinin baskınlığı sebebiyle aradan geçen 25 yıl içinde hâlâ güçlü bir merkezî yönetim tesis edilememiş durumda. İktidarın belli etnik grupların arasında paylaşıldığı ve demokratik seçimlerin fazla bir anlam taşımadığı sistemde sandıktan çıkan sonuçlardan çok etnik grupların nüfustaki oranı ile topluluk liderlerinin ülke içinde ve dışında geliştirdikleri ilişkilerle elde ettikleri güç seviyesi belirleyici oluyor. Bunun son örneği her ikisi de cumhurbaşkanlığı seçimlerinden zaferle çıktığını ileri süren Abdullah Abdullah ile Eşref Gani arasındaki ihtilafta görüldü. Önceki hükûmet döneminde Başbakanlık makamı olarak nitelendirilebilecek İcra makamının başında olan ve seçimlerde hile yapıldığını öne sürerek kendisini gerçek cumhurbaşkanı olarak tanımlayan Abdullah’ın bir ölçüde geri adım atmasıyla kriz çözülmüş oldu. Uzlaşma uyarınca Abdullah yeni hükûmetin %50'sini seçebilecek ve kendisi de MGK üyesi unvanıyla Taliban’la yürütülecek müzakereler için kurulmuş olan Ulusal Uzlaşı Yüksek Konseyinin tek sorumlusu olarak atanacaktır. ABD’nin yoğun baskıları ve cömert mali destekleri ile varılan bu anlaşmadan Cumhurbaşkanı Gani’nin gücünü artırarak çıktığını söylemek mümkün.

Hemen her seçimden sonra görülen bu anlaşmazlıklar şimdilik tatlıya bağlanmış gibi görünse de gerek Taliban ile yürütülecek barış görüşmelerinin karmaşık yapısı, gerek terör örgütü DEAŞ’ın ülkedeki saldırılarını artırması ve buna paralel olarak Fatimiyyun gibi Suriye’de İran’a bağlı olarak savaşan milis grupların Afganistan içinde de silahlı varlık kurmaya çalışması ülkedeki belirsizliğin sürmesine neden oluyor. Taliban’ın ABD ile uzlaşmaya varması, yönetimde olduğu yılların kötü hatırasının izlerini silebilmek için kadınlarla ya da azınlıklarla ilgili görüşlerinde ve uygulamalarında değişikliğe gideceğinin izlenimini vermesi makul çoğunluk tarafından olumlu karşılanırken bu tür adımlar geleceklerini savaşmakta gören alt örgütler ve savaş ağalarının nezdinde DEAŞ’ın taban bulmasını kolaylaştırabilir. Böylesi bir durumda ABD güçlerinin de aşamalı olarak çekilmesi ve yine başta Pakistan ve İran olmak üzere komşu ülkelerin Afganistan ile ilişkilerinin karmaşıklığı, örneğin toprak iddiaları ve su kaynakları üzerindeki anlaşmazlıklar göz önüne alındığında farklı güçlerin desteklediği gruplar arasında yaşanacak geniş kapsamlı çatışmalar da ülkenin yeniden doksanlı yıllardaki kaos ve çatışma ortamına girmesine neden olabilir.


Bu makale ilk olarak 20.5.2020 tarihinde TRT Farsça'da yayımlanmıştır.

https://www.trt.net.tr/persian/brnmh-h/2020/05/20/pymdhy-twfqnmh-slh-dr-fgnstn-1420629