İran’dan Avrupa’ya Son 60 Gün
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani 8 Mayıs’ta yaptığı açıklamada Avrupalı devletlerin 60 gün içerisinde nükleer anlaşmadan doğan sorumluluklarını yerine getirmemesi durumunda uranyum zenginleştirme programına başlayacağını duyurdu.
Avrupalı devletlerse karara sert bir tepki vererek bu ültimatomu kabul etmediklerini açıkladı. Aynı zamanda 2015 nükleer anlaşmasının devam edebilmesi için İran’la ticareti devam ettirmeye kararlı olduklarını ifade etti. Bu mesele üzerine daha fazla yoğunlaşacaklarını, İran’ın anlaşmadan çıkmaması gerektiğini ve bu anlaşmanın Avrupa’nın güvenliğiyle doğrudan ilişkili olduğunu vurguladı. Ancak AB son bir yıldır yaptığı yapıcı açıklamalara rağmen İran’ı tatmin edecek herhangi bir girişimde bulunmadı. Üstelik Ruhani’nin bu son çıkışından sonra en sert tepkiyi veren Fransa, anlaşmanın yeterli olmadığını ve 2025 sonrası için de gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini söyledi.
Avrupa Neyi Amaçlamaktadır?
ABD iki savaş gemisini, patriot bataryalarını ve B52 bombardıman uçaklarını bölgeye konuşlandırdıkça Basra Körfezi’nde sular ısınmakta ancak Avrupa’nın rengi ise hâlâ belirsizliğini korumaktadır. Nükleer anlaşmaya katılan ülkelerin Dışişleri Bakanlarıyla İran Dışişleri Bakanı arasında bugüne kadar birçok görüşme gerçekleştirildi. Bu görüşmelerden hiçbir sonuç alınamaması Avrupa’nın ABD’ye karşı koyamayacağını göstermektedir. Ancak Avrupa birlik içinde hareket edip anlaşmaya bağlı kalacağını vurgulamaktadır. Bu da ABD’nin İran’a yapacağı herhangi bir müdahaleye taraf olmayacağı anlamına gelmektedir. Tüm bu açıklamalardan Avrupa’nın ABD’nin 2003’teki Irak işgaline benzer bir oyuna gelmeyeceği ve tüm Avrupa ülkelerinin İran-ABD çatışmasına aynı şekilde tepki vereceği sonucu çıkarılabilir. Nitekim 2003’te dönemin ABD Başkanı George Bush’un Irak işgalinde uyguladığı stratejiyle AB’yi bölmüş ve Polonya, Hollanda ve İngiltere’yi savaş koalisyonunun bir parçası yapmıştır. Şimdiki durumda Avrupa daha tecrübeli hareket edip AB’ye üye ülkelerden hiçbirini ABD safına kaptırmadan “bekle gör” politikası izlemektedir. AB’nin bu yaklaşımı bir bakıma İran’ı da ABD ile masaya oturmaya zorlamaktadır. Ayrıca Avrupa’nın İran’a ait birkaç nükleer santralin ABD’nin hedefi konumuna gelmesinden pek rahatsız olmayacağı kesindir. Avrupa’nın anlaşmanın geleceğine dair tutarsız bir şekilde davranması güvenirliliğini de uluslararası kamuoyunda sorgular hâle getirmektedir. Nitekim 4 ay önce yürürlüğe giren ve İran ile ticarette ABD’nin olası cezai yaptırımına maruz kalmamak için mal takasını öngören “instex” uygulamasında hiçbir ilerleme kaydedilememiştir. Ancak AB hâlâ bu uygulamanın birkaç hafta içinde işler hâle geleceğine dair vaatlerde bulunmaktadır.
İran’ın Nükleer Anlaşmayla Tek Başına İmtihanı
İran, ekonomik açıdan tahammül sınırlarını zorlayan bu yaptırımların ülkeye İran-Irak Savaşı’ndan daha fazla zarar verdiğini defaatle dile getirdi. ABD’nin Mayıs ayına gelirken uyguladığı son yaptırımlar ise İran’ın tüm alternatiflerini tüketmektedir. Bir bakıma İran anlaşmayı tek başına sürdürmektedir.
IAEA’nin Ocak 2016’dan bugüne kadar yaptığı 14 incelemesinden olumlu sonuç çıkaran İran’ın anlaşmayı kısmen ihlal etmesi Ruhani’nin iddiasına göre KOEP ile tutarlıdır. Fakat anlaşmanın 26. paragrafında İran’ın anlaşmayı kısmen veya tamamen ihlal etmesi durumda yaptırımların tekrar devreye gireceği belirtilmektedir. İran 19 Şubat’taki IAEA’nın son raporuna göre henüz anlaşmayı ihlal etmemiştir. IAEA’nın bir sonraki incelemesi Haziran sonunda yapılacak ve Avrupalılara bir ültimatom şeklinde verilen 60 günlük süre 8 Temmuz’da dolacaktır. Ruhani petrol ihracatını ve Avrupalılarla ticaretini geliştirmek istemektedir. Ancak 60 günlük süre Tahran’ın taleplerini karşılamak için yeterli bir zaman dilimi değildir. Sonuç olarak İran’ın belirttiği şekilde nükleer anlaşmayı ihlal etmesi durumunda Avrupa’nın izleyeceği siyaset önemlidir. Avrupa bir bütün olarak aynı duruşu sergileyebilecek mi yoksa bazı Avrupa ülkeleri ABD’yi haklı bulup İran yaptırımlarına katılacak mı soruları bu 60 günlük süre içerisinde cevap bulacaktır.
- Etiketler:
- İran
- AB
- nükleer anlaşma
- IAEA