Biden’ın Sözde Soykırım Kararının İran Basınındaki Yansımaları

Biden’ın Sözde Soykırım Kararının İran Basınındaki Yansımaları
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz
İRAM İstanbul İdari Süleyman Gündede

ABD Başkanı Joe Biden, 1915 olaylarıyla ilgili yaptığı açıklamada, “Her yıl bugün Osmanlı Dönemi’ndeki Ermeni soykırımında ölenleri hatırlıyoruz ve böyle bir zulmün bir daha yaşanmaması için taahhüdümüzü yeniliyoruz.” ifadesini kullandı. Her yıl 24 Nisan’da ABD başkanlarının 1915 olaylarına ilişkin ne diyeceği merak konusu olurken Biden, 1915 olayları için “büyük felaket” ifadesini kullanan seleflerinin aksine, tarihî gerçekliği yok sayarak yaşananları “soykırım” olarak nitelendirdi. Türkiye, Biden’ın açıklamalarını en üst düzeyden kınadı ve Dışişleri Bakanlığına çağrılan ABD Büyükelçisi David M. Satterfield’a Türkiye’nin tepkisi iletildi.

Biden’ın sözde soykırım açıklamaları, önemli bir Ermeni nüfusa sahip olan İran’da basın tarafından da yakından takip edildi. İran Anayasası’nın 64. maddesine göre dinî azınlıklar olarak tanınan Ermeniler; Kuzey ve Güney İran Ermenilerinden olmak üzere Mecliste iki milletvekili bulundurma hakkına sahiptir.1  2011 yılında yapılan nüfus sayımına göre İran’daki Hristiyan nüfus 117 bin olup bunların çoğunluğunu Tahran, Isfahan, Tebriz ve Reşt gibi şehirlerde yaşayan Ermeniler oluşturmaktadır.2 

İran’ın reformcu yayın organlarından İtimad gazetesinde Muhammed Hüseyin Lutfi Elahi’nin kaleminden çıkan yazıda; ABD’nin eski başkanlarının, bu kararın doğuracağı sonuçlarla karşı karşıya kalmak istemedikleri için söz konusu olayları “soykırım” olarak tanımaktan kaçındıkları hatırlatılarak Biden’ın kararının, Türkiye ve ABD arasındaki ilişkiyi soğuk ve düşmanca bir ilişkiye dönüştürebileceği vurgulandı.

Devamında ise ABD Temsilciler Meclisi ve Senatosunun 2019 yılında 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanımladığına işaret edilen yazıda, 38 senatörün 19 Mart 2021 tarihinde Biden’a yazdıkları mektupta, söz konusu olayların “soykırım” dışında başka bir ifadeyle tanımlanmasına karşı çıkacaklarını bildirdikleri hatırlatıldı. Aynı gazetede Mahmud Fazıli tarafından “Türk-Amerikan İlişkilerinde Kırılma Noktası” başlığıyla kaleme alınan bir başka yazıda tarihî gerçekliği bulunmayan iddialar ortaya atıldı. Fazıli yazısında, “1915 yılında 15-50 yaşları arasındaki bütün Ermeniler cepheye gitme bahanesiyle çağrıldı ve katledildi, daha sonra ise kadın ve çocuklar öldürüldü. Birkaç yıl içinde yaklaşık 1,5 milyon insan sırf Ermeni oldukları için öldürüldü ve 800 bin kişi ise başka ülkelere göç etti. (…) Osmanlılar, ilk önce Ermenilerin vergisini artırdı ve daha sonra planlı bir şekilde onları taciz etti. Türkler ve Kürtleri, Ermenilere karşı kışkırttı ve her ikisi, Hristiyan olmaları bahanesiyle Ermenileri öldürdüler.” ifadelerini kullandı

Bir diğer reformcu yayın organı olan Şark gazetesinde “Tamamen Sultana Karşı” başlığıyla kaleme alınan yazıda ise Türkiye-ABD ilişkilerindeki mesafenin, Barack Obama Dönemi’nde açılmaya başladığı ve Donald Trump Dönemi’nde artarak devam ettiği belirtildi. Biden’ın Beyaz Saray’a gelmesiyle birlikte iki geleneksel müttefik arasındaki ilişkilerde herhangi bir iyileşme emaresinin görülmediği ve Biden’ın kararı sonrası Türk lirasının ABD doları karşısında yaklaşık %2 değer kaybettiği vurgulandı. Devamında farklı uzmanların görüşlerine yer verilen yazıda, Ankara’nın İncirlik’teki NATO Üssünü kapatarak ya da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye’de tek taraflı eylemlerde bulunarak ve ABD çıkarlarını görmezden gelerek Washington’a cevap verebileceği ve Türkiye’nin Afganistan ve Ukrayna politikalarının değişmeyeceği yorumu yapıldı.

Bağımsız bir çizgide hareket eden İttilaat gazetesinde ise Biden’ın kararı olduğu gibi aktarılırken haberin sonunda Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerine dair notlar paylaşıldı. Avrupa Parlamentosunun “Ankara, kendisini Avrupa değerlerinden uzaklaştırdığı için Türkiye-AB ilişkileri tüm zamanların en düşük seviyesinde.” şeklindeki açıklamasına yer verildi. Son olarak Ankara’nın geçtiğimiz günlerde Irak’ın kuzeyinde “PKK’lı terör unsurlarına” karşı operasyon başlattığına vurgu yapıldı.

İran’ın resmî haber ajansı IRNA, 24 Nisan sabahı “ABD’den Türkiye’ye Arka Arkaya İki Darbe” başlığıyla yayımladığı haberde ABD’nin, Türkiye’yi F-35 programından resmî olarak çıkardığı ve Biden’ın 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanıyacağı haberlerine yer verildi. Haberde, ABD’nin bu iki adımı Ankara-Washington ilişkilerine ciddi bir şekilde zarar verecek eylemler olarak nitelendirildi. Türkiye’nin, Birinci Dünya Savaşı sırasında birçok Ermeni’nin öldüğünü kabul ettiğine ancak bunun sistematik bir “soykırım” olduğunu reddettiğine dikkat çekildi. Ayrıca Türkiye’nin, ölen Ermenilerin sayısının açıklanandan çok daha az olduğunu ve bunun planlı bir şekilde yapılmadığını açıkladığı ifade edildi. Son olarak siyasi uzmanların, ABD’nin Rusya’ya karşı S-400 hava savunma sistemi nedeniyle Türkiye’yi rehin aldığı ve Washington’ın; Moskova’nın, Suriye Savaşı’nda güçlenen bölgesel rolünün daha fazla artmasını istemediği görüşlerine yer verildi. IRNA’dan Alireza Cabbari’nin kaleme aldığı “Ermeni Soykırımı ve Türkiye-ABD İlişkilerindeki Gerilimin Tırmanması” başlıklı yazıda ise sözde “soykırım” konusunda çeşitli nedenlerden dolayı ikna edici bir cevap verilemediğine işaret edildi. Cabbari yazısında, “ABD neden şimdi bu konuyu gündeme getirdi ve asıl amacı nedir?” sorusunu yöneltti. ABD’nin Türkiye’den yeni imtiyazlar elde etmek istediğini ileri süren Cabbari, Biden hükûmetinin sözde “soykırım” konusunu gündeme getirerek Ankara’dan neler talep edeceğinin, önümüzdeki günlerde netleşeceğinin altını çizdi. Bu kararın Türkiye için hiçbir yasal sonucu olmayacağını ve sadece iki ülke arasındaki gerilimi tırmandıracağını hatırlatan Cabbari, son olarak sözde “soykırımın” ispatlanması durumunda ise üzerinden yıllar geçmiş olsa bile Türkiye’nin Ermenilere tazminat ödemesi ve zararlarını telafi etmesi gerektiği yorumunda bulundu.

Devrim Muhafızları Ordusuna yakınlığıyla biline Tasnim Haber Ajansında, Biden’ın kararının, Türkiye-ABD arasındaki diğer konulardaki ihtilaflar nedeniyle hâlihazırda gergin olan ilişkilerde yeni bir gerilim dalgasını ateşleyebileceği yorumu yapıldı. Aynı haber ajansında “1915 Olayları Neden Türkiye’nin Kırmızı Çizgisidir?” başlığıyla çıkan bir başka yazıda ise bu kararı, Türkiye’de HDP dışında hiçbir partinin memnuniyetle karşılamadığına ve ortak bir tavır sergilendiğine dikkat çekildi. Bu kararın Ankara-Washington ilişkilerini sona erdirmek anlamına gelmediğine işaret edilen yazıda kararın altında yatan asıl sebep, “Gerçek şu ki Kafkasya’da Türkiye için durum değişti. Özellikle Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki son savaştan sonra, Türkiye sadece Dağlık Karabağ’da değil, Nahçıvan geçidinin inşası konusundaki çıkarları ve Türk dünyasının idealist ülküsüne dayanarak Ankara-Erivan ilişkilerinin geleceğiyle ilgili hedeflerin gerçekleşmesi için bölgeyi dikkatle izliyor.” ifadeleriyle açıklandı.

İran Radyo ve Televizyon Kurumuna (IRIB) ait olan IRIB Haber Ajansı, ABD Başkanı’nın kararını, “Biden, Ermeni Soykırımını Resmen Tanıdı” başlığıyla okuyucularına duyurdu. Önceki ABD başkanlarının bu ifadeyi kullanmaktan çekindiği ve Biden’ın “soykırım” ifadesini kullanan ilk başkan olduğuna işaret edilen haberde, “106 yıl önce Birinci Dünya Savaşı’nın ortasında Jön Türkler (Osmanlı hükûmeti), Ermenileri altı vilayetten Suriye’nin Deyrizor bölgesine sürerek yüz binlerce insanın birkaç gün içinde açlık ve susuzluktan öldüğü Ermeni ‘soykırımı’ programını uyguladı.” ifadelerinin kullanılması dikkat çekti.

Bağımsız yayın politikası izleyen Asr-i İran haber sitesi ise Biden’ın seçim kampanyasında Türkiye ile ilgili söylemleri ve Erdoğan’a karşı daha önceki tavrı göz önünde bulundurulduğunda, başkan olması hâlinde Türkiye-ABD ilişkilerindeki kötü gidişatın değişmesinin zaten beklenmediğini hatırlattı. Sosyal medyadaki bazı Fars milliyetçisi sayfalar ve kullanıcılar da 24 Nisan günü Türkiye hakkında olumsuz paylaşımlarda bulunarak Ermeni anıtlarını paylaştı.

İran medyasında genel olarak Biden’ın sözde “soykırım” kararı, bahsi geçen gazete ve haber ajanslarının dışında, olduğu şekliyle aktarılmıştır. Fakat verilen haberlerin sonunda, Türkiye ve ABD’nin özellikle son yıllarda bölgesel konular ve Ankara’nın Rusya’dan aldığı S-400 hava savunma sistemi olmak üzere birçok konuda yaşanan fikir ayrılığına ve bunun ikili ilişkilere etkisi üzerinde durulmuştur.


Bu maddeye göre Mecliste; Zerdüştler ve Yahudiler bir milletvekili, Süryani ve Keldani Hristiyanlar da toplam bir milletvekili bulundurabilir.

Ermenilerin, başta ana dilde eğitim olmak üzere ülke nüfusunun yaklaşık 30 milyonunu oluşturan Türklerin aksine çok farklı konum ve ayrıcalıkları bulunmaktadır.